KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN YASAL BOYUTU

2000‟li yıllara kadar, Türkiye’deki kentsel dönüşüm projelerinin gerekçeleri, mekânsal kalite ve yaşam standartlarının yükseltilmesi olarak bilinmektedir. Ancak, önceki bölümlerde belirtildiği üzere, kentsel dönüşüm projeleri sadece fiziksel ve mekânsal değişim değil, aynı zamanda sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik bileşenleri de içeren bir uygulama sürecidir. Bu bağlamda, bütüncül ve kapsamlı bir yaklaşım olarak tanımlanan kentsel dönüşüm projelerinde, merkezi ve yerel yönetimler önemli rol üstlenmektedirler. Özellikle 1945 yılından sonra, uygulanan ilk kentsel dönüşüm projelerinde merkezi yönetim ve 1980’li yıllardan sonra yerel yönetimlerin yetkilerinin liberal ekonomi politikalarının uygulanmaya konmasıyla paralellik göstermektedir. 1980’li yıllardan sonra, yerel yönetimlerin dönüşüm projelerindeki yetkilerinin artmasına rağmen, yerel yönetimlerin etkinliği konusunda, yasal ve yönetsel olarak merkezi yönetimden bağımsız yetki süreci oluşturulmamış ve dönüşüm projelerinde yerel yönetimlerin kararları, merkezi yönetimin kontrolü altında gerçekleşmiştir.

Türkiye’de siyasi aktörlerin kentsel alanlarda müdahale veya yeniden yapım çalışmaları ve bu yöndeki politikaları, bazen merkezi hükümet ve bazen de yerel yönetimler tarafından uygulanmaktadır. Bu bağlamda, kentsel politikalar, kentlerin sadece ekonomik kalkınma ve gelişimini değil, aynı zamanda, ekonomik canlandırmanın yarattığı problemlerin çözümüne yönelik bir araç olarak ta düşünülmüştür. Kentlerdeki sosyal ve fiziksel gelişme ve ülke ekonomisinin yapılanma ve kalkınma sürecinde önemli rol oynayan kentsel politikalar, merkezi hükümetin gücünün mekân üzerinden uygulanmasına olanak verirken, başvurduğu kentsel dönüşüm projeleri ile ülkenin ekonomik sürekliliğini inşaat sektörü üzerinden sağlamaktadır (44). Son yıllarda yönetimlere bağlı gelişen kentleşme hareketliliği, özellikle belediyeler ile ilgili yapılan yasal düzenlemeler ile değişmiştir. Bu bağlamda, merkezi hükümet tarafından atanan valilerin gücü azalmış ve seçimle gelen belediye başkanları çok güçlü bir iktidara ve karar yetkisine sahip olmuştur. Bu düzenleme sonucunda, belediye gelirleri artmış ve belediye başkanları kent yönetimi konusunda, önemli yetkilere sahip bulunmuştur (45). Böylece, kentsel dönüşüm alanı olarak ilan edilen bölgelerde, dönüşüm çalışmaları ve projeleri belediyeler tarafından hazırlanmakta ve kamu kurumları ve kuruluşları, gerçek veya tüzel kişiler aracılığıyla uygulanmaktadır. Projelerin uygulama sürecinde, tüm denetim ve takip işlemleri belediyelerin ilgili birimleri tarafından yapılmkta ve aynı zamanda, dönüşüm alanında, belediyeler tarafından yapılaşma ve kullanım ile ilgili sureli ve süresiz kısıtlamalar uygulanabilmektedir.

2002 yılından itibaren, kentsel dönüşüm alanlarında, Toplu Konut İdaresi alt grup ailelerin konut sahibi olabilmeleri için, kentsel dönüşüm projelerinde ön ayak olmuştur. TOKİ kentsel dönüşüm projelerindeki amacını, yaşam kalitesini artırmak, ekonomik denge ve toplumsal eşitliği sağlamak ve konut sorunlarını çözmek olarak özetlemiştir. Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri dışında, özellikle Toplu Konut İdaresi, son yıllarda, İstanbul’da çok sayıda kentsel dönüşüm projesi uygulayıp onaylamakta ve kent dokusunun değişiminde önemli rol oynamaktadır. Yapılan yasal düzenlemeler sonucunda, merkezi yönetim, yerli ve yabancı sermayenin de desteğiyle, çok sayıda dönüşüm projesini başlatmıştır (43). Dönüşüm projelerinde belediyelere verilen yetki ile alanda dönüşüm sonrası artan değerin farkına varan özel sektör, bu bölgelerde yatırımlar yapmaya başlamışlardır. Ancak son yıllarda, “644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 27’nci maddesi” çerçevesinde, mevzuatta yapılan yeni düzenlemeler, kurumsal yapılanma, kentleşme sürecinde dünya ülkeleri ve Türkiye de ortaya çıkan sorunlar ve gelişmeler sonucunda, belediyelerin hizmet alanlarının geliştirilmesi kapsamında, bir düzenlenme kararı alınmış ve sonuç olarak, “Şehircilik Şûrası” oluşturulmuştur. Planlama, kentlerin sürdürebilirliği ve yaşanabilirliği çerçevesinde faaliyet gösteren kurumlar ve yerel yönetimlerin, faaliyet ve hizmet alanlarını tanımlayan bir araç olarak, 2009 yılında düzenlenen Kentleşme Şurası sonuçları kapsamında; “151 kurum ve kuruluştan 500 uzmanın katılımıyla hazırlanan ve 2010 yılında kabul edilen, Kentsel Gelişme Stratejisi Belgesi (KENTGES), Cumhuriyetin kuruluşunun 100'üncü yılı olan 2023 yılını hedef alan, Türkiye’nin kentleşme ve imar vizyonu olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda, ‘Şehircilikte Yeni Vizyon’ teması ile düzenlenecek olan Şehircilik Şûrasının temel olarak, Türkiye’nin yeni kentleşme vizyonunu, ulusal ve uluslararası gelişmeler çerçevesinde, katılımcı bir biçimde hedeflemektedir. Bu çerçevede, refah ve yaşam kalitesi, afetlere duyarlı yerleşme, doğal ve kültürel varlıkların korunması, kentsel dönüşüm, teknik ve sosyal altyapı, yerel kalkınma, kentlilik bilinci, yönetişim ve yerel yönetimler konularında çalışmalar yapılmaktadır”.

Hızlı kentleşme sonucunda, ortaya çıkan sıkıntıları gidermek ve doğal afetlerden kaynaklı hasarları azaltmak için, 6360 sayılı “Büyükşehir Yasası” bir kentsel dönüşüm yasası olarak 2014 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu yasa kapsamında, büyükşehir belediyelerinin sorumluluk alanları, il sınırlarına kadar genişlemiş,  planlama ve imar çalışmaları ile hizmet verme bakımından daha kapsamlı ve etkin bir yönetsel yapı oluşturulmuştur.

1950’li yıllardan sonra, ekonomik ve sanayi politikaları sonucunda, İstanbul, İzmir ve Ankara gibi kentler yoğun göç nedeni ile hızlı bir kentleşme süreci yaşamış ve bu süreç, hızlı nüfus artışına neden olmuştur. Dolayısıyla, göç edenler, barınma ihtiyaçlarını karşılamak amaçlı,  kentin çeşitli bölgelerinde gecekondu alanlarının ortaya çıkmasına neden olmuşlar. Bu süreç, 1970’li yıllara kadar devam ederken, 1980’lerde, neoliberal yönetim ve kentleşme hızının azalmasıyla, gecekondu alanları bir sorun haline gelmiş ve bununla birlikte kentsel dönüşüm kavramı ve uygulamaları gündeme gelmiştir. Sonuç olarak, ortaya çıkan kentleşme sorunlarını çözmek amaçlı, bazı yasal düzenlemeler tasarlanmıştır; Bu yasalar:

-3194 sayılı İmar Kanunu

-2981 sayılı İmar Affı Kanunu

-5104 sayılı Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu

-5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Kanunu

-5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 73.maddesi (Değişik: 17/6/2010-5998/1 md.)

-6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu

Editör: TE Bilişim