*1980 Yılı darbesinde Batman’ın Beşiri ovasındaki kültür mozaiği oluşturan azınlık topluluk Ezidileri maalesef Avrupa ülkelerine kaptırdık. Aradan yıllar geçse de o toplumun ata ocağından kopamadıklarını görüyoruz. Ezidi topulumu büyüklerinin vasiyetlerini eksiksiz yerine getiriyorlar. Avrupa’da mezarlıkları olmasına rağmen Ezidi’ler özellikle yaşlı kesimin cenazesini baba ocağının topraklarında defnediyor…

*Batman’ın Beşiri ilçesinde iki gün üst üste Almanya’dan getirilen cenazeler vardı. Erkiş ve Esen ailelerin büyükleri sayılan iki sima, Kuşçukuru ile Hıcre mezarlığında yakınlarının göz yaşları arasında toprağa verildi. Cenaze törenlerinde hoşgörü fotoğrafı dikkat çekti. Beşiri’nin köylerinde cenaze törenine katılanlar ‘Barış’ın fotoğrafını da bir yerde sergilediler...

GELENEKLERİNİ YAŞATAN TOPLUM

Kim ne derse; Avrupa'ya yerleşseler de genç jenerasyon baba ocağına gelmese de Ezidi’ler bu coğrafyada gelenek ve göreneklerini yaşatan bir toplumdur.

Büyüklerinin vasiyetlerini yerine eksiksiz getiren Ezidi’ler dünyanın neresinde olursa olsunlar, yılda bir kaç kez baba ocağına gelirler ve topraklarına dokunup kokusunu içlerine çekerler.

Mabet ve ziyaretlerini ihmal etmezler.

Çocukluklarının ve gençliklerinin geçtiği Ata toprağında eski dostlarıyla nostalji yaşarlar.

Bir de en önemlisi yaşama veda etmeden önce büyüklerinin vasiyetlerini yerine getirirler.

 Son yıllarda Avrupa ülkelerinde kalan Ezidiler, büyüklerinin cenazelerini Batman Beşiri ilçesinin köylerindeki mezarlıklarda toprağa veriyor.

Gelenek ve görenekleri gereği Şeh, Mir, Pir ve Peşimam tarafından toprağa verilen Ezidi’ler son yolculuklarına uğurlanırken, yakınları da hayır işlerinde adeta yarışırlar.

Kimi mezar başında yemek veriyor. Kimi ise diğer nakdi yardımlarla dar gelirli ailelere ulaşmaya çalışıyor. Hem yas hem de dayanışmanın güzel örneğini sergiliyorlar.

İmkanları olmasına rağmen büyüklerinin vasiyetini eksiksiz yerine getiren Ezidi’leri kuşkusuz bu coğrafyada yaşayanlar da yalnız bırakmıyor. Onların acısını paylaşıyor, acılarına ortak oluyor. Taziyelere gidip başsağlığı diliyor.

O kadar güzel bir dayanışma fotoğrafı ortaya çıkıyor ki, insana işte hoşgörü bu dedirtiyor.

“HEPİMİZ KARDEŞİZ…”

Önceki akşam Ahmet Erkiş'in taziyesi Batman’ın bir otelindeydi.

Ağabeyini kaybeden Hikmet Erkiş, gelen konukları ağırlıyordu ve teşekkür ediyordu.

Taziyede başsağlığı dileyenler arasında Batman’da bir imam da vardı.

Can kulağıyla imamı dinleyen o renkli toplumun fertlerinden Erkiş, acılarına ortak olan imama teşekkür edip güzel mesajlar veriyordu;

“Hepimiz kardeşiz. Biz de bu coğrafyanın ferdiyiz ve topraklarda doğduk. Baba ocağı toprağımızı çok ama çok özlüyoruz. Buraya cenazelerimizi getirince bizi yalnız bırakmayan dostlarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Acılarımıza ortak olan, yanımızda olan dostlarımız biran olsun yanımızdan ayrılmak istememesi bu coğrafyanın ne kadar güzel olduğuna işaret ediyor. Burada kardeşliğin en güzel örneğini sergiliyoruz. Geçmişten kaynaklanan bazı sorunları da dilimiz döndükçe dile getirmeye çalışıyoruz.”

Taziyede imamın yanında oturan dostumuz Orhan Onat, çocukluk ve gençliğinin geçtiği Taharri köyünün halen rüyalarını süslediğini söylüyordu ve ekliyordu;

“Bir kaç ay önce çocuklarımı hiç görmedikleri köyüme götürdüm. Uzaktan da olsa gördükleri Taharri köyüne doyumsuz bakakaldılar. Hayalimde bir gün çocuklarıma köyümü gezdirmek de vardı. Onu da yerine getirmenin mutluluğunu yaşadım.”

Onat’ın aslında anlatmak istediği çok şey vardı ama taziye nedeniyle konuşmasını kısa tuttu.

AMCASINI TOPRAĞIYLA BULUŞTURDU

Muzaffer Arı, Almanya-Köln şehrinde hem muhasebeci hem de lokanta sektöründe hizmet veriyor. Avrupa’da sevilen bir iş insanı.

Arı’da aslen Taharri'li.

Babası merhum Abdullah Arı, yıllar önce TPAO’dan ayrılıp Almanya’nın yolunu tutan gurbetçilerdendi. Uzun bir süre önce yaşama veda eden Abdullah Arı, Ezidi’lerin sevilen simasıydı.

Almanya’da Batmanlının yolunun düştüğü Abdullah Arı, herkese iyiliği dokunan güzel bir insandı.

Şimdilerde o’nun yolunda giden oğlu Muzaffer Arı var.

İş insanı Arı, dün 84 yaşındaki amcası Hüseyin’in vasiyetini yerine getirmek için baba ocağındaydı. Ailesi ile birlikte ‘Hıcre Köyü’nde toprağa verdikleri amcası Hüseyin Esen’in vasiyetini yerine getiren Muzaffer Arı anlatıyordu;

“-Biz he ne kadar yurt dışında yaşıyorsak dah topraklarımızdan kopamayız. Büyüklerimizi topraklarıyla buluşturmak için geliyoruz. Buradan kopma gibi bir düşüncemiz olamaz. Büyüklerimiz burada. Taziye için buraya geldiğimizde sağ olsunlar, var olsunlar dostlarımız acımızı hafifletiyorlar.”

Ezidi’ler sadece cenaze törenleri için buraya gelmiyorlar.

Özellikle bahar aylarında mabet ve ziyaretlere yapılan gelenekleri de yaşatmak için beraberlerinde gençleri de getiriyorlar.

40 Yıl aradan sonra Garzan çayı yatağındaki Şeyh evinda ziyaretine 5000’i aşkın gurbetçi gelmişti.

Ziyaret organizasyonunu tek başına üstlenen Cemil Ekinci, kestikleri adak ve kurbanlarının etlerini dar gelirlilere bağışlamıştı.

Yüz yıllar öncesine ait ‘Şeyh evinda’ ziyaretinin olduğu bölgede restorasyon çalışması için de Vali Ekrem Canalp ile bir dizi görüşme yapan Ekinci, umutlu konuşuyordu;

“Biz Şeyh evinda ziyaretinin onarımını yapıp yeniden ayağa kaldırabilirsek, Batman’a yılda 25 bin ile 50 bin arasında gurbetçi getirmiş oluruz. 40 Yıl aradan sonra Şeyh evinda ziyaretinin yolunu yapan Batman’daki yöneticilerine de teşekkür ediyoruz.”

Özetle; bu renkli toplumu baba ocağına getirecek bir dizi proje hayata geçirilirse; burası daha da renklenecek ve güzelleşecek.

Sağlıkla kalın.