Prof. Dr. Meltem ONAY ve Zeynep VEZNELİ tarafından yapılan araştırmada Salihli Organize Sanayi Bölgesinde faaliyette bulunan 34 firmada üst düzey yöneticileri veya firma sahipleri ile yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. Hazırlanan 49 soruluk anket sorusuna verdikleri yanıtlar tek tek değerlendirilmiştir. Değerlendirmeler de çıkan sonuçlar göstermektedir ki, işletmeler kendilerini oldukça “kurumsallaşmış” işletmeler olarak görmektedirler. Üstelik vermiş oldukları yanıtları sohbet sırasında söylenenlerle birleştirildiğinde oldukça da “olumsuz bir profil” ile karşılaşıldığı söylenebilir.

Ele alınan işletmelerin büyük bir çoğunluğunda sadece “muhasebe” birimi olup, insan kaynakları diye ayrı bir birim bulunmamaktadır. Satın alma işlerini de “muhasebe” birimi üstlenmiştir. Yapılan her işin bilimsel yöntemlerle yapıldığı söylense de, bu yöntemlerin ne olduğu bilinmemektedir. Personel seçiminde “mesleki test teknikleri” kullanılıyor derken, aslında yöneticinin geçmiş deneyimlerinden yararlanılma olayının bir yöntem olduğu görülmüştür. Sürekli eğitim verildiği söylense de üniversite mezunlarına neden eğitim gerekiyor ki mantığı yaygın benimsenen bir davranış şeklidir.

Oryantasyonun işletmede iki gün izlenme yöntemi olduğu, ücret politikalarının “asgari ücret’’ ile eş değerde olduğu, iş güvenliği ve sağlık konusunda verilen eğitimlerin ise sadece “uyarı” olduğu duyulduğunda, “kurumsallaşma” konusunda ülkemizde çok daha farklı yöntemlerle işletme sahiplerinin bilinçlendirilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu da sadece işletme sahiplerinin değil, yerel yönetimler, sanayi bölgesi yöneticileri ile birlikte alınacak kararlarla yürütülmesi mümkün olabilecektir. (Onay, Meltem, Veznelli, Zeynep. 2011)

Doç. Dr. Olcay Bilge AŞKUN YILDIRIM’ın araştırmasında temel olarak iki hipotez üzerinde durularak sonuç elde edilmeye çalışılmıştır. Bu hipotezler “İşletmelerin kurumsallaşma düzeyleri ile ikinci kuşağın yaşadığı yönetsel sorunlara ilişkin bileşenler arasında bir ilişki vardır.” ve “İşletmelerin kurumsallaşma düzeyleri ikinci kuşağın yaşadığı yönetsel sorunlara ilişkin bileşenleri etkilemektedir.”

Yapılan bu araştırmada örneklemde yer alan 80 Türk aile şirketi ile yapılan görüşmelerde Aile İşletmelerinin kurumsallaşamadığı, kuşaklara aktarımda sıkıntı yaşandığı, yönetimsel açıdan kurucunun hakimiyetinin, yeni nesil yöneticileri kısıtladığı ve tek söz sahibinin ölene kadar kurucuda bulunduğu gerçeği bulgularda yer almıştır.

Bu alan araştırmasını yaparken yaşanılan en büyük sıkıntılardan biri ve en önemlisi üst düzey yöneticilere ulaşabilmek olmuştur. Yoğun çalışma tempoları ve gündemleri arasında araştırmaya katılımlarını sağlayabilmek oldukça güç olmuştur. Bunun dışında araştırmaya katılma konusunda çoğu ikinci kuşak tedirgin olmuş ve bilgi paylaşımından rahatsız olduklarını dile getirmişlerdir.

Bu nedenle araştırmanın yapıldığı süre içerisinde örneklem sayısında azalma meydana gelmiştir. Yapılan yüz yüze görüşmeler sonucunda ortaya çıkan en çarpıcı sonuç ise; kurumsallaşma kavramına olan bakış açıları olmuştur. Kurumsallaşmayı kalite yönetim sertifikalarına sahip olmak olarak gören birçok işletme sahibinin varlığı ortaya çıkmıştır. Tüm bu sonuçların ilgili alan yazın ile uyumlu olduğu görülmüştür ve bu nedenle alanda yapılacak çalışmalara katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Bu araştırma ile aile işletmelerinde kurumsallaşmanın önemine işaret edilmekte ve meydana gelmesinde etkili faktörlere değinilerek işletme yönetimi ve yönetim organizasyon gibi alanları içeren alan yazına bir katkı sağlanabileceği söylenebilmektedir (Aşkun Yıldırım 2016).

Editör: TE Bilişim