Serhat KAYA
Mimar

Aile şirketi; ailenin geçimini sağlamak veya mirasın dağılmasını önlemek amacıyla kurulan, ailenin geçimini sağlayan kişi tarafından yönetilen, yönetim kademelerinin önemli bir bölümü aile üyelerince doldurulan, kararların alınmasında büyük ölçüde aile üyelerinin etkili olduğu şirkettir.

Dünya ekonomisinin büyük bir kısmını oluşturan aile şirketlerinin kurumsallaşmak ve başlangıç hedeflerini gerçekleştirmek için çoğunlukla bir nesil yeterli olmamış bu nedenle takip eden nesillere de görevler yüklenmiştir. Fakat bu devir teslim aşamalarında kuşaklar arasında farklılıklar çıkmış ve birçok işletme beklenen ve istenilen büyüklüğe ulaşamadan tarihe karışmıştır.

Bununla beraber aile şirketleri toplam dünya ekonomisinin %90 civarında bir büyüklüğü hali hazırda yönetmektedir. Çok büyük şirketleri ve aynı zamanda batık potansiyelleri içinde bulunduran bu kavram çok defa araştırmalara konu olmuş ve bu iki birbirine tamamen zıt sonucun nedenleri araştırılmıştır.

Araştırma konularının büyük çoğunluğu şirketlerin gelişip, koordineli ve sinerjik çalışmasını sağlayan kurumsallaşma konusu üzerinde durmuş, bir yerde aile şirketlerinin gelişip gelişememesi kurumsallaşmanın ne kadar tamamlanıp ne kadar eksik kaldığıyla orantılandırılmıştır.

Kurumsallaşmanın dışında takip eden nesillerin kurucu (genelde aile reisi) ile olan anlaşmazlık nedenlerini araştırmıştır. Bu çalışmamızda kurumsallaşmanın ve aile şirketinin ne olduğunu ve neden birçok aile şirketinin kurumsallaşamadığını daha önce yapılmış olan araştırmaları göz önünde bulundurarak değerlendireceğiz.

AİLE ŞİRKETİ

Aile işletmesi, şirketin sahibi ve şirket politikalarını belirleyen kimseler (duygusal akrabalık bağının üyeleri) tarafından yönetilen ya da yönetiminde bir veya daha fazla aile üyesinin söz sahibi olduğu şirket şeklinde tanımlanmaktadır. Daha geniş ifade ile aile şirketi, “ailenin geçimini sağlamak ve/veya mirasın dağılmasını önlemek amacıyla kurulan, ailenin geçimini sağlayan kişi tarafından yönetilen, yönetim kademelerinin önemli bir bölümü aile üyelerince doldurulan, kararların alınmasında büyük ölçüde aile üyelerinin etkili olduğu ve aileden en az iki kuşağın kurumda istihdam edildiği şirkettir” (Kobal, Kezban, Esra, Saral. (2014).

Aile işletmelerinin diğer işletme türlerinden ayırt edilmesini sağlayan, kendilerine özgü birtakım özellikleri vardır. Bu özellikler şunlardır: “Aile işletmelerinde genellikle, en az iki kuşak işletme yönetimiyle ilgilenmektedir. Anne veya baba-çocuk ortaklıkları, kardeş ortaklıkları, kuzen ortaklıkları ve sürekli olmayı başaran ortaklıklar bünyelerinde en az iki kuşağı barındıran aile işletmeleridir Her ne kadar karı-koca arasında kurulan aile işletmelerinde kuşak farkı görülmese de belirtilen diğer özellikleri yapılarında barındırdıkları için aile işletmesi statüsünde ele alınmaktadırlar” (Karpuzoğlu, Ebru. (2004).

Bütün tanımların ortak noktası olarak ise bu işletmelerde yönetim ve mülkiyet yapısının büyük ölçüde bir ailenin etkisinde bulunması görülebilir. Bu etkinin derecesi; aile işletmesi türlerine ve ülkelere göre farklılıklar gösterebilmektedir. Aileler bazen hem işletmenin sahibi hem de yöneticileri olabilirken, bazı örneklerde ise yönetime doğrudan katılma yerine stratejik kararlara etkide bulunmayı tercih etmektedirler (Ateş, Özgür. (2005).

Aile işletmeleri toplumdaki genel düşüncenin aksine küçük şirket anlamında olmayıp, büyüklüğüyle ölçülmeyerek sadece ailenin kontrolünde olan şirketler olarak düşünülmektedir. Aile şirketleri genellikle, faaliyet gösterdikleri endüstri alanları, sektörleri ve yapıları ile birbirlerinden ayırt edilmektedir. Ancak global ekonomilerin temelini oluşturan aile şirketleri, bütün endüstriler ve sektörlerin içinde yer almakta ve ekonomiler için de gereklidirler ( Erdoğmuş, Nihat. (2007).

Yapılan araştırmalar doğrultusunda elde edilen sonuçlara göre Türkiye’deki işletmelerin yaklaşık %95’i, İtalya’da %99’u, İspanya’da %80’i, İngiltere’de %75’i, ABD’de %96’sı, ve İsviçre’de %90’ı aile işletmeleridir. (Nakipoğlu 2015)

Editör: TE Bilişim