Bilindiği üzere her yıl yangınlardan dolayı yüzlerce insan hayatını kaybetmektedir. Hele ki bu yangınlar çocuklarımızı emanet ettiğimiz kurumlarda olunca acımız bir kat daha artıyor.   Her nedense bu ve buna benzer kazalar olduktan sonra ihmal var mı yok mu arayışlarına giriyoruz.

Bu bağlamda kamuya açık pek çok binada yangın detektörlerinin olduğunu ancak işlevsel olmadığını fark ettim. Resmi ve özel pek çok binada yangın söndürme sistemlerinin en önemli unsuru olan yangın algılama dedektörlerinin takılı olduğunu ancak bu dedektörlerin ambalajındayken zarar görmesin diye takılı olan  (farklı renklerde şeffaf kırmızı, turuncu, mavi renklerde okuyanlar bakınca fark edebilsin diye belirtiyorum) koruyucu plastik kapların sökülmediğini fark ettim. Ziyaret ettiğim kurumların bazılarında da durumu ilgililere iletip uyardım. Ancak bunun böyle yeterli olmayacağını düşündüğümden daha etkili bir sonuç elde edip ilgilileri uyarmak açısından bu yazı kaleme almaya karar verdim. 

Aslında devlet çıkarmış olduğu yangın yönetmeliği ile bu tür elim hadiselerin yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını ilgili kurum ve kuruluşlara yasal bir zorunluluk olarak getirmiştir. Yangın yönetmeliğinde ilgili konu şu şekilde ifade edilmektedir: Ülkedeki her türlü yapı, bina, tesis ile açık ve kapalı alan işletmelerinde alınacak yangın önleme ve söndürme tedbirlerini, yangının ısı, duman, zehirleyici gaz, boğucu gaz ve panik sebebiyle can ve mal güvenliği bakımından yol açabileceği tehlikeleri en aza indirebilmek için yapı, bina, tesis ve işletmelerin tasarım, yapım, kullanım, bakım ve işletim esaslarını, kapsar.

Ancak insan hayatını ilgilendiren kamuya açık kurumlarda yasal zorunluluklardan önce vicdani sorumluluk gereği bu tür tedbirlerin alınması gerekir. Kurum amirleri olarak bu tür denetimleri başka kurumlara ve yetkililere bırakmadan kendimiz bu tür önleyici ve uyarıcı tedbirleri almalı ve sistemin testini ve işlevselliğini sağlamalıyız. Öte yandan ilgili kurumlar da görevlerini  ve denetimlerini tam anlamıyla yapmalıdır. Zira canlar yandıktan, analar ağladıktan sonra konunun araştırılıp ihmallerin araştırılması ve bu ihmallerden sorumlu olanların cezalandırılması kayıpları getirmiyor.

Nitekim Adana’nın Aladağ ilçesindeki yurt yangınında hayatını kaybeden 12 öğrenci ile Diyarbakır’ın Kulp ilçesindeki yurtta 6 öğrencinin hayatını kaybettiği yine geçtiğimiz günlerde Londra’daki 24 katlı binada ölen 79 kişinin hayatını kaybettiği vahim olayların bize verdiği ders ile daha duyarlı olmak ve işi gerçekten ciddiye almak gerektiğini düşünüyorum.

Bu yangın algılama dedektörlerinin ambalajındaki koruyucu kabının neden çıkarılmadığını hala anlayabilmiş değilim doğrusu. Bu dedektörleri takan elektrikçinin marifeti mi yoksa bu binaları yapan müteahhitin mi yoksa bu binaları denetleyen kontrolcülerin mi anlayamadım. Hadi elektrikçi diyelim taktığında bu kabı sökmedi bir işgüzarlık yaptı sistemin testini de yapmadı. Ya işi elektrikçiye veren mütahhit elektirikçi işi bitirdikten sonra sistemin testini yaptırmıyor mu? Onu da geçtim resmi kurumlarda kontrolcülerde bu önemli konuda sistemin işlevsel olup olmadığını denetlemiyor ki bu sistemler bugün çalışır halde değil.üstelik pek çok kişi bunun farkında bile değil uyardığım kişilerde gerçekten hiç fark etmediklerini belirtiyorlardı. Bu da gösteriyor ki bu konuda bir eğitim verilmesi gerekiyor.

Geçenlerde Resmi kurumlardan birine çocukları kursa götürmüştüm. O  kurumun bekleme salonunda çocukların kursunun bitmesini beklerken orada da bu dedöktörün koruyucu kabının olduğunu fark ettim orada oturan arkadaşlara da bu durumu gösterip açıkladım. Arkadaşlardan biri de itfaiye memuru idi. Öteki arkadaş da tanışı olan yetkililerden birini çağırdı. Dedektörleri göstererek durumu izah etti. Sonra itfaiyeci arkadaş bu konunun önemini belirten geçmişte yaşadığı bir olayı anlattı. Yıllar önce çarşıdaki PTT şubesinde yangın olduğuna dair İzmir’den bir telefon aldıklarını ve akabinde hemen olay mahalline gittiklerini ifade etti. Telefonu aldıkları ilk anda bir an için tereddüt de yaşadıklarını belirtti. Acaba asılsız bir ihbar mı diye düşündüğünü ifade etti. Çünkü böyle bir durum olsaydı buradan da bir ihbar telefonu alırdık dedi. Ancak riske girmemek adına ihbarı değerlendirdiklerini ve olay mahalline gittiklerinde PTT binasına yakın bir yerde çöplerin ateşe verildiğini sonrasında çıkan dumanın PTT şubesinden içeri girdiğini ve sensörleri tetiklediğini söyledi. Arayanın da bu dedektörleri takan güvenlik firmasının yetkilileri olduğunu ifade etti.

Sistemin işlevsel olduğunda aslında ne kadar etkili olabileceğini belirtti. Bu da bize güzel bir örnek olsun. Bugün yangın yönetmeliğine göre işleri bu ölçüde profesyonelce yapmış olsaydık beklide birçok kişi yangınlarda hayatını kaybetmeyecekti.

Vicdani ve insani sorumluluk gereği uzun zamandır dikkatimi çeken bu konuyu köşeme taşımakla sorumluluğumu bir nebze de olsa yaptığımı düşünüyorum. Amacım burada işini ihmal edenleri ya da bu durumun farkına varamayanları zor durumda bırakmak değil gerçekten durumu fark etmelerini sağlamaktır.

Umarım bu yazı sadece yangın ile ilgili konularda ihmal edilen hususları değil insan yaşamını ilgilendiren bütün konularda duyarlılık geliştirilmesinde etkili olur.

Sağlık ve esenlikle dolu bir hafta dilerim.