Geçtiğimiz günlerde telefonun öbür ucunda olan Suriyeli bir gençle konuşuyordum.

Mağdur olduğunu bildiğim genç, ailesinin durumu hakkında bana bilgi verirken, yardım istiyordu.

Neden çalışmadığını sordum.

Bir iş yerinde çalıştığını, ancak çok düşük ücret aldığını söyleyecekti.

Aldığı ücreti duyduğumda inanmak istemedim...

Suriyeli emekçiyi aylık 600 TL karşılığında çalıştırıyorlardı...

Onu çalıştıran özel bir kurummuş.

Ekmek davası için düşük ücretle olsa bile çalışmak zorunda olduklarını belirten nice Suriyelileri tanıyorum.

**

**

"DİLENCİ SURİYELİLERDEN UTANIYORUZ..."

Onurlarıyla çalışan ve ailelerini geçindirmeye çalışan Suriyeli emekçiler ile sokakta dilencilik yapan Suriyelileri aynı kefeye koymamak gerekir...

Nice Suriyeli onurlu şahsiyetler, zorlu hayat mücadelelerinde çok büyük sıkıntılarla karşılaştıklarını belirtirken, defalarca bana şunları söylemişlerdir:

- Ne yapalım, dilencilik mi?

- Açlıktan ölsek bile sokakta avuç açamayız.

- Bizim de onurumuz var...

- Ülkemizdeki felaketten kaçarak ülkenize, kentinize sığındık. İçimizdeki nice kötüler de var. - Dilencilik yapanları gördükçe en çok biz kahroluyoruz...

-Suriyeli dilenciler memlekette de dilencilik yapıyorlardı. Burada dilencilik yaparken hiç de rahatsız olmuyorlar. Oysa bizler utanıyoruz...

**

**

Evet, düşük ücretle en çok Suriyelilerin çalıştırıldığını biliyorum.

Çünkü haklarını arayamayacaklarını biliyorlar...

Annesi rahatsız, kız kardeşi görme sorunları yaşayan gencimizi ve onlar gibi sayısız Suriyeliyi, Batmanlıyı 600 TL karşılığında çalıştıran vicdansızlara söyleyecek çok sözüm vardır...

Yazımın girişinde bahsettiğim Suriyeli genç gibi niceleri düşük ücretle çalıştırılıyor.

Buna Batmanlılar da dahildir.

Daha çok Suriyeli çalıştırıldığı için, buradan uyarmak istiyorum.

Bahse konu genç evin tek çalışanıdır...

Üstelik kiralık evde kalıyorlar.

Gel de bu para ile bir aile geçindir...

Kiraya mı, elektriğe, suya mı, geçinmeye mi, nereye harcayacak aldığı ücreti?

**

**

Şimdiye kadar sermayeleriyle idare eden niceleri, artık bıçak kemiğe dayandığından, çaresiz kalmışlardır.

Onları sömüren işverenler, durumlarını bile bile bu vicdansızlığa başvuruyorlar...

Bir özel kurum 600 TL ile nasıl emekçi çalıştırır?

Vicdansızlığın böylesi...

Vicdan ve iman paraleldir, birbirleriyle ilintilidir.

Kişilerin vicdanı yoksa, emin olunuz imanları da ya yok, ya da çok zayıftır...

Mali durumu iyi olan nice sermayedarlar düşük ücretle emekçi çalıştırıyorlar.

Kazançları çok az olanı bir yana bırakın, sermayelerine sermaye katan bazıları da köle zihniyetiyle emekçi çalıştırıyorlar...

**

**

İşyerlerini denetleyen kurumlar nerede?

Neden bu acı gerçekleri görmüyorlar?

Bordroları bulunmayan, sosyal güvenceden mahrum, üstelik çok düşük ücretle çalıştırılan emekçilerin hak ve hukuklarını kim savunacak?

Yasaların işletilmesinden kim sorumludur?

Bu vicdansızlara seyirci kalmamız, bizim de inancımızı zedeler...

Yazıktır, günahtır...

Vicdansızlara sadece dünyanın faniliğini hatırlatıp, vicdan dersi vermek yetmiyor. Kurumlar görevini yapsın, yerli veya yabancı sömürülen emekçilere sahip çıksınlar vesselam...