Günümüz dünyasında teknolojinin pek çok hizmetinden topluca yararlanıyoruz.

Bir abid ve zahid gibi mağaraya çekilip dünyadan el ve eteğimizi çekemeyeceğimize göre, internet ve telefon hizmetlerinden yararlanacağız.

Bildiğiniz gibi topluma internet ve iletişim hizmetini verme adına yüzlerce ve belki binlerce şirket faaliyet yürütmektedir.

Resmi ve özel bütün hizmetlerde kesinlikle vatandaşlar açıkça sömürülüyor, aldatılıyorlar…

Ne yazık ki vatandaşların hak ve hukukunu savunan ve koruyan mekanizmalar yetersiz…

Geçtiğimiz günlerde Telekom adına telefonla aranmış, evdeki internet paketimin yenilenmesinden söz edilmişti.

BÖYLE HİZMET ANLAYIŞI MI OLUR?..

Derken Desmark hizmeti ifadesi geçmiş, Telekom’dan erken ayrılmadan dolayı oluşacak faturanın tümünü ödeyeceklerini belirtmişlerdi.

Çok da hakim olduğum bir alan olmadığından paketi kabul etmiştim. Sayılı günler içerisinde Telekom’dan 476 TL’lik fatura ile karşılaşmıştım…

Telekom müşteri hizmetleri beni arayarak, taahhütnamemin bitmediği uyarısını yapmadılar. Desmark müşteri hizmetlerini arayıp durumu ifade edince, sadece 200 TL’lik ödemeyi indirim olarak yapacaklarını söylediler.

Mahkemeye başvurup, ses kayıtlarının incelenmesi halinde bu gerçeği göreceklerini, hilekarlık yaptıklarını söylememe rağmen, Telekom faturasının tümünün ödenmesini kabul etmediler…

Desmark’ın söylediği gibi Telekom’a gidip faturayı ödedim ve onların talep ettiği faks adresine adımı ve telefon numaramı da yazarak gönderdim.

Ancak belge ellerine geçmesine rağmen, ‘Bayileri’ üzerinden göndermediğim gerekçesiyle kabul etmediler. Halbuki beni bayiye yöneltmemişlerdi.

Kurulumu yapan bayiye gidip durumu anlattım, onlar da çok nazik olarak böyle bir yöntemin olmadığını ifade ettiler.

Onların yanında aradığımda, bana hatalı bilgi verildiğini söylediler ve bu kez makbuz yerine fatura istediler…

Telekom’un resmi makbuzu geçerli değilmiş. Fatura gerekiyormuş…

Böyle hizmet anlayışı mı olur?

Bunu da inşallah yapacağım ama Telekom fatura çıkarır mı onu da bilmiyorum. Ha bu arada Telekom’a gidip elden ödeme yapmama rağmen, daha önce otomatik ödeme talimatım olduğundan bu kuruluş ayrıca bir 476 TL daha parayı hesabımdan çekmiş, yani aynı faturayı iki kez tahsil etmiş oldular. Telekom’dan ayrılacağım için mükerrer ödemeyi tahsil edecekler mi, bilemem…

Hem Desmark, hem Telekom aleyhine inşallah tüketici mahkemesi dahil yargıda hakkımı arayacağım…

Müşteri memnuniyeti yerine açıkça sömürü sistemine başvuran, ahlak ve etik kurallarını önemsemeyenleri sadece Allah’a havale etmeyeceğim…

Araştırdığımda benim gibi nicelerinin aldatıldığını öğrendim…

Kurulu soygun düzenleri gerçeği karşısında vatandaşların hak ve hukuklarını kim savunacak ve koruyacak diye sormak istiyorum…

Bu konuda söyleyecek çok sözüm var…

Evet, ‘mana’yı değil, ‘madde’yi esas alan düzenlerle idare edilen ülkelerde adaletin tecelli etmesini beklemek saflık olur…

Çünkü ‘madde’yi esas alan düzende her türlü aldatma mubahtır…

Ülkemiz idari sistemi de ‘mana’yı değil, ‘madde’yi esas alıyor…

Nasıl almasın ki? Ceza kanunu faşist Musollini İtalya’sından, Ticaret Hukuku faşistin faşisti Hitler Almanya’sından, Medeni Hukuku İsviçre’den ithal ülkemiz gerçeğinden söz ediyorum. Sistemde toplumumuzun öz benliğini esas alan bir çark bile işlemiyor. Hal böyle olunca bu düzende para kazanmak için sadece maddeci bakış açısı yeterli oluyor…

Mevcut düzende ‘mana’ esas alınmadığı için ‘helal-haram mevhumu’ önemsenmiyor. Bunun tabii sonucu birilerinin toplumu aldatarak köşeyi dönme arzusudur.

Zaten ‘Serbest Piyasa Ekonomisi’ deniliyor.

Bu düzende firmaların, şirketlerin kuruluş amacı çoğunlukla topluma hizmet vermek değildir. Firmalar, şirketler büyük çoğunlukla sadece para kazanma hırsı ile kurulurlar…

Bu konuda şirketlerin, firmaların yönetim kurulu üyelerine sorabilirsiniz. Bütün yönetim kurulu üyelerinin samimiyet şartıyla verecekleri cevap şöyledir: “Para kazanmak için şirket kuruyoruz.”

Maddeyi esas alan sistemde işlerini kuran herkesin tek amacı vardır; daha fazla para kazanmak…

Evet, toplumumuz ekseriyetle Müslüman’dır.

Normalde helal-haram mevhumuna inanmaları inançlarının gereğidir.

Ancak faiz sistemini esas alan mevcut düzende inançlarının gereğini yaşamaları kolay değildir.

(Zaten dikkat ederseniz bu ülkede faizden en çok şikayet eden Sayın Cumhurbaşkanından başkası da değildir.)

‘Mana’yı esas almayan düzenle idare edilen ülkemizde gerçekten de toplumun büyük kesiminin alenen aldatıldığını gözlemliyorum.

Ne yazık ki toplumu aldatmayı mubah görenlerin sayısı hızla artıyor…

Üretimi değil, daha çok tüketimi esas alan düzende kurulan onlarca firma, onlarca şirket toplumu aldatmanın yollarını da buluyor.

Neden?

Çünkü kanunların, yasaların olması her şey değildir.

Yasalara rağmen ülkemizde milyonlarca insan aldatılıyor, sömürülüyor…

Benim gibi hak ve hukuk yollarını bilen, eli kalem tutan, 27 yıldır yazı yazan biri bile rahatça sömürülüyor, tuzaklarına düşüyorsa, varın siz düşünün haram para kazanmaya çalışanların hile ve desiselerinden habersiz yığınları…

Bu ülkede masum vatandaşların hak ve hukuklarını savunan mercilerin güçlendirilmesi gerekiyor. Çünkü sadece internet hizmetinde soygun yok. Telefon hizmetlerindeki vurgun daha büyük. İnşallah yarın ki mevzum da bu mesele olacaktır.

Devamı yarın