Yıllardır her yıl yaz ayları geldiğinde kentimiz sakinleri kâbuslar görüyordu…

Önce buğday, sonra mısır anızları ile tanıştık…

Kentimizin üzerine kâbus gibi çöreklenen dumanlar nedeniyle halk sağlığı tehlikeye düşüyordu…

Bu sorunu kamuoyunda, basında dillendiren sadece Çevrecilerdi…

Vatandaşlar olarak herkes dumanlardan yakınıyor, kentin üzerine yağan partiküllerden rahatsızlık duyuyordu ama Batman Çevre Gönüllüleri Derneği dışında hiç kimse alana inip tepki göstermiyordu…

Bazı demokratik kitle örgütleri; sağlıkla ilgili kimi sendikalar çok nadiren açıklamalar yapardı.

Çevreciler ise her gün alanlardaydı…

Anız yangınlarının önlenmesi için, kamuoyu duyarlılığının ve farkındalığın oluşturulması adına her gün değişik etkinliklerle basına haber oluyorlardı…

Gece nöbetlerinden tutun, camilerde hutbe öncesinde cemaate anız yakmanın ekolojiye etkileri, hayvanları yakmanın dini boyutlarını anlatmaya kadar her çareye başvurdular…

Batman’da bir duyarlılık oluştu, anız yangınları yüzde 80 azalınca Çevreciler soluğu Bismil’de aldı, etkili kurum yöneticileriyle görüşmeler yaptılar, gerekli uyarılarda bulundular…

Yetmedi, Bismil ve Silvan köylerinde pankartlarla yürüdüler,.. Bununla ilgili sayısız bilgi, haber, foto ve kamera görüntülerini belge olarak sunabilirim.

**

**

Batman’daki duyarlılık gelişti, önerilerimizle Türkiye’de ilk kez bir ‘Anız Çalıştayı’ Batman’da düzenlendi. Dönemin Valisi Sayın Ahmet Deniz’in duyarlılığı ile anız çalıştayı kitaplaştırılarak kurumlara ve STK’lara dağıtıldı…

Çukur alanda olan Batman, Bismil ve Silvan’dan gelen anız dumanlarının etkisinden tam anlamıyla kurtulamayınca, tepkiler bu iki ilçeye yönelmeye başladı.

Gelişmeleri iyi okuyan ve izleyen Valimiz Sayın Hulusi Şahin, bir ilke imza atarak yanına Vali Yardımcısını, Çevre örgütlerinin başkanlarını, halkın temsilcileri muhtarları, çiftçi temsilcileri Ziraat odası yöneticilerini ve ilgili daire müdürlerini alarak il sınırları dışına çıktı, Bismil’de bir etkinlik/program düzenletti…

Sınır tanımayan sorunlar, sınır tanımayan dumanlar nedeniyle sınır tanımayan bir etkinlikti söz konusu olan…

Bismil Kaymakamlık konferans salonundaki etkinliğe davet edilenler arasındaydım. Bismil Kaymakamı, Cumhuriyet Başsavcısı, ilçe Jandarma Komutanı ve Emniyet Müdürü, İlçe Tarım Müdürü, Bismil’in çok sayıda köy muhtarı ile çok geniş arazilere sahip çiftçilerini de toplantıda gördük.

Batman’da anız yangınları konusunda ciddi duyarlılığını gözlemlediğim İl Tarım ve Orman Müdürümüz Sayın Nurettin Kıyas, anız yangınları ile ilgili klasik bir sunum yaptı.

Ardından Bismil Kaymakamı Kerem Süleyman Yüksel söz aldı, güven telkin edici değerlendirmeler yaptı. Bismil Kaymakamı oldukça bilgili ve donanımlıydı, kendine olan özgüveni mükemmeldi, anız yangınlarıyla ilgili oldukça etkili bir konuşma yaptı, takdir ettim,

Batman halkına verdikleri rahatsızlıktan ötürü büyük mahcubiyet yaşadıklarını ifade eden Kaymakam, Batman Valisinin emirleri üzerine bu programı düzenlediklerini söyledi.

**

**

VALİ ŞAHİN’DEN ÖNEMLİ MESAJLAR…

Kaymakamdan sonra konuşan Valimiz Sayın Hulusi Şahin, Diyarbakır Valisi ile anız meselesini görüştüklerini, programı nedeniyle katılamadığı için kendisine de vekalet ettiğini belirterek sözlerine başladı.

Vali Şahin, toplantıyı çok önem–semiş ve katılımcılara da şu sözleriyle bunun önemini ifade etmişti: “Bu toplantının, hem Batman, hem de Bismil için bir dönüm noktası olacağına inanıyorum. Burada eğer biz kararlılık gösterirsek, köylerimize ve çiftçilerimize dalga dalga yayılır.”

Sayın Valimizin çok güzel ifadeleri oldu, hadisi şeriflerle çiftçilere şu mesajları verirken oldukça kibardı: “Hadisi şerifte, ‘Müslüman, dilinden ve elinden başkalarının zarar görmediği kimsedir’ diyor. Komşunun nefes almasını engelleyerek, ona zarar vererek iyi bir Müslümanlık ve iyi bir insanlık örneği sergilemiyoruz. Komşumuz zaten bizden bizar, hiç dili ve savunması olmayan kurdun ve kuşun hesabını nasıl vereceğiz? Anız yangınlarının zararlarını köyünüzde, çarşıda ve pazarda kısacası her yerde vatandaşlara anlatın. İnsanlarımızı irşat edelim, İnsanlarımızı aydınlatalım. Elbirliği ile bu meseleyi çözelim. Farkında olarak veya olmayarak toprağa büyük zarar veriyoruz. Bir taraftan vahşi bir sulamayla verimsizleştiriyor, bir taraftan da üzerinde ne kadar mineral varsa yakıyoruz. Biz topraktan geldik, toprak sayesinde yaşıyoruz ve dönüşümüz de yine toprağadır. Toprak bizden başka birçok canlıya da büyük faydalar sağlıyor. Biz, onlara da hiç umursamaz bir şekilde zarar veriyoruz. Böyle bir hakkımız yok. Anız yakmanın haklı bir gerekçesi yok. Mısır tarımını dünyada en fazla Amerika Birleşik Devletleri yapıyor. Amerika ve Avrupa’da anız yangınları diye bir kavram yok.”

Valimiz, ilk başlarda oldukça yumuşak ifadelerle çiftçilerin gönüllerine hitap ediyordu. Ancak buna rağmen anız yakmakta ısrar edenlere ise sonradan şu ifadelerle sert çıktılar: “Israrla bilgilendirmemize rağmen tarlalarını ateşe vereceklere acımayacağız. Onlar için söylüyorum; kabahat değil, taksirli değil, ‘cürüm’ işliyorsunuz. Asla acımayacağız ve asla taviz vermeyeceğiz.”

Sayın Valimizin kararlı duruşu güven verdi. Bir yazıyla Bismil programı anlatılamaz. Toplantı izlenimlerimi, kabahatler, taksirli suçlar ve cürüm nedir soruların cevaplarını ve anızla ilgili bu son gelişmeyi de inşallah yarın yazacağım.

Devamı yarın