İlimiz hızla büyüyen bir yerleşim alanı. Büyüme ile birlikte artık kentleşme unsurlarını da geliştirmemiz gerekiyor. 1930’lardan bu yana süren köyden kente dönüşme sürecimizin artık geride bırakılmasının zamanı gelmiştir. Bu kent 1955 tarihinden bu yana Belediye teşkilatına sahip bir kent. Dolayısıyla yarım yüzyıldan fazla Belediyecilik deneyimine sahiptir. Kentin istenen düzeyde altyapısını geliştirememesinin değişik nedenleri var.

Petrolün bulunması ile beklenmeyen orandaki hızlı göç alma ve nüfus çoğalması

İlk dönemlerde yeterli ve nitelikli eleman yetersizliği

1990 dönemindeki olaylardan kaynaklı hızlı göç

Yetersiz kaynak ve buna bağlı yatırım yapılamaması gibi hususları sıralamak mümkün.

Ancak gerekçe ne olursa olsun artık kentin temel sorunlarının çözümü için harekete geçmek gerekiyor.

İluh deresinin ıslahı,

Yeni hastanenin yapılması,

Batman Üniversitesinin çıkmaz sokaktan kurtarılması,

İstihdam alanlarının çoğaltılması,

Batman çayı ıslah projesinin bitirilmesi,

Yeni kuzey çevre yolunun yapımına başlanması gibi projeler bilinen ve yakından takip edilen projeler. Bunlarla birlikte yöneticilerin üzerinde durması gereken temel bir problem de şüphesiz kentin ulaşım sorunudur.

Turgut Özal Bulvarının alternatif güzergâhının bulunmaması kent ulaşımındaki temel sıkıntılardan bir tanesidir. Halk arasında SSK Caddesi olarak bilinen güzergâhın eski protokol yolu olmasına rağmen ihtiyacı karşılayamadığını da belirtmek gerekir. Sıkıntı sadece yolların dar olmasından ibaret değil. En az bu sıkıntı kadar ve belki de daha büyüğü araç park alanlarının yetersizliğidir. Zaten dar ve yetersiz olan caddelerin bir şeridinin park yeri olarak kullanılması yolları daha beter bir konuma sokmaktadır.

Sorunun diğer ve önemli bir boyutu da şüphesiz toplu taşıma konusudur. Şehir Merkezinde hâlihazırda yaklaşık 350 Minibüs ve Belediyeye ait 49 Otobüs şehir içi toplu taşıma işini gerçekleştirmek için çaba göstermektedir. Ancak bu araç ve güzergâhların yetersiz olduğu ve artan yolcu talebini karşılayamadığı gündelik hayatımızın bir gerçeği. Bu konuda iki sıkıntı bariz bir şekilde kendini gösteriyor.

Birincisi kapasitenin yetersizliği

İkincisi planlamanın yetersizliği.

Elbette okuyucularımızın denetim meselesini de düşünmesi doğal ancak düzgün planlama ve yeterli kapasite olmadığı zaman yapılan denetimin istenin sonucu doğuramayacağı da bir gerçeklik.

Bu gerçekler çerçevesinde kentin Trafik ve toplu taşıma sorununa artık el atma zamanı geçmiştir. Bu konuda güçlü bir işbirliğine ihtiyaç olduğu aşikâr. Bu nedenle İlin ulaşım mastır planının hazırlanması hem ihtiyaç hem de kanuni zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır. Mastır planın hazırlanması ile trafik akışı ve park sorununun çözümünün yanı sıra yeni alternatiflerin de devreye alınması mümkün olacaktır. Aynı plan çerçevesinde kentin ulaşım sorununa da çözüm bulmak mümkün olabilecektir. Mevcut araç sayısı ve güzergâhların talebi karşılayamadığı göz önüne alındığında ve ortaya çıkan yeni taleplerin karşılanması gerektiği de düşünüldüğünde ilgililerin artık bu sorunu ötelemelerinin yarardan çok zarar getireceğini de belirtelim.