Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hiçbir döneminde bu kadar sıkı bir cendereden geçmemişti.

Bunu iddialı söylüyorum, çünkü ülkemin 93 yıllık kısa tarihini biliyorum.

Haa Osmanlı diyeceksiniz ama bizim genetiğimizde yok mudur, geçmişini bilmeme, hatırlamama, tanımama.

Büyük mü konuşuyorum, hadi leeeen.

Dünya’da kendi milli marşını okurken ne anlama geldiğini öğrenmek için sözlük kullanan kaç ülke vardır?

Alın 10 kıtasını okuyun ve anlatın. Bırakın okumayı, inanın telaffuz bile edemiyoruz.

Biz bu yüzden unutuyoruz, bu yüzden hata üstüne hata yapıyoruz.

Osmanlıyı çıkarın aradan, Türkiye hiç bu kadar tehlikeli bir süreçten geçmemişti.

Lale devri misali, ülke sırat köprüsünden geçerken televizyondaki dizilere ve bilinçaltını tarumar eden programlara bakınca, yavrum benim be, ben neredeyim, sen neredesin demek geliyor insanın içinden. Öncelikle şunu da belirtmekte fayda görüyorum, ülkemi seviyorum. Ama hatalarıyla, ama günahlarıyla

Şimdi gelelim iddialarımı temellendirmeye.

İran 37 yıldır, yani İran İslam (!) devriminden bu yana Amerika’nın ve dahası tüm dünyanın ambargosu altında eziliyordu. Ta ki geçen haftaya kadar. Amerika Birleşik Devletleri tam da askerlerinin İran deniz komandoları tarafından esir alınıp tüm dünyaya esir görüntüleriyle büyük bir prestij kaybedinceye kadar. Ama sonrasında da esirler serbest kaldı ve İran’ın nükleer bomba geliştirme işinde Amerika’nın ikna olmasına kadar.

Veee, İran’ın bankalarda blokaj halindeki 100 milyar doları serbest kalıncaya kadar.

Bu para ile dünya İran’a açık çek verdi. Türk parasıyla 300 katrilyon eder. Dile kolay

Ayrıca ambargonun kalkmasıyla İran artık dünya ekonomi arenasında istediği gibi pike yapabilecek. Allah vermiş petrolü, doğal gazı.

Peki de bunun Türkiye’ye nasıl bir zararı olabilir ki?

Birincisi, İran kıskaç altındayken bir şekilde en yakın komşularıyla ekonomisini idare etmeye çalışıyordu. En sorunsuz ülke bizim ülkemizdi. Artık isterse Moğolistan’la da iş tutabilir. Yani Türkiye İran için cazibe olmaktan çok uzakta.

İkincisi, İran Türkiye’nin devrilmesini dört gözle beklediği Esat’ın en yakın müttefiği. Daha önce kıt imkanlarıyla bile dünyanın silahını ve askerini Suriye’ye göndermişken şimdi çok daha rahat manevra yapabilecektir.

Konu sadece İran ile de sınırlı değil.

Dedim ya, Türkiye bir cendereden geçiyor.

Rus Askerleri artık Lazkiye limanından da çıktı.

Neredeler peki, Kamışlı’da. Kamışlı nerede? Nusaybin ilçemizin hemen dibinde.

Provokasyon olma ihtimali çok yüksek.

Ayrıca Hendek savaşları da prestij açısından negatif bir durum arz etmekte.

Dünya’nın hangi ülkesinde egemenlik hakları bu kadar zorlanabilirdi bilemiyorum.

Ve de mehter marşlarıyla, duvar yazılarıyla halka kin ve nefret tohumları ekilmesi…

Tıpkı sosyal medyanın asosyal paylaşımlarında olduğu gibi, iki güç çarpışırken olan kendi halinde sivil halka oluyor.

Yuvalar yıkılıyor, hemi de gerçek anlamda. Binalar enkaz halinde.

Şehir merkezleri değişiyor.

Şırnak ve Hakkari tarih mi olacak?

Amerikan yapımı İHA ki değeri 250 bin dolar değerinde, enkaz altından çıkarılıyor.

Amerika Türkiye’nin dostu ya, İran’a ambargoyu da kaldırabiliyor.

İsrail, düşman diye tabir ettiği ama aslında bir numaralı müttefiği olan İran için; İşit bizim için İran’dan daha yakındır diye laflar edebiliyor, yutana.

Zor bir durum, zor bir zaman.

Allah tüm masum insanları korusun, ama öyle ama böyle

Amin, amin….