Batman’ın en önemli tarihi eseri, kentimizin iftiharı olarak bildiğimiz Hasankeyf ile ilgili belki yüzlerce yazı yazan biriyim. Beni yazı yazmaya iten pek çok neden vardır.

Bu kentin daha güzel yarınlarının olması, Dicle Vadisi ve eko sisteminin korunması, pek çok medeniyete beşiklik etmiş tarihi bir kent ve sayısız tarihi eserlerin, höyüklerin korunması gibi düşüncelerim var.

50-60 yıllık bir baraj için yüzbinlerce dönüm ekilebilir arazilerimizin, Hasankeyf dışında onlarca köyümüzün bağ, bahçe, bostan, mezarlıklarına kadar sular altında kalacak olması ile elde edilecek enerjiyi kıyasladığımda barajın yapılmasını kabul edilemez buldum.

Meseleye hiçbir şekilde siyasal bakış açısıyla bakmadığıma dair pek çok yorumum vardır. 30-40 yıllık tarihi geçmişi olan Ilısu Barajı Projesi gerçeği zaten meseleye siyasal yaklaşılamayacağının somut göstergesidir.

Evet, bir kez daha Hasankeyf konulu yazı yazarken, oldukça üzüntülü olduğumu belirteyim. Üzüntülüyüm çünkü duyarlı çevrelerin, bilim insanlarının uyarılarına rağmen baraj projesinden vazgeçilmedi.

Bilindiği gibi başka bir ülkede olsa koruma altına alınacak olan antik kentimiz Hasankeyf’in şehir olarak yeni yerleşim yerine taşınması için çalışmalar yürütülüyor…

Yeni Hasankeyf şehri Doğu Raman Dağı’nın eteklerinde inşa edildi…

Hasankeyf sakinlerinden bir bölümü ‘Antik Kent’ hüviyetinden soyutlanacak yeni şehre taşınacak…

ZEYNEL BEY TÜRBESİ 18 NİSAN’DA TAŞINACAK

18 Nisan 2017 tarihinde ise Zeynel Bey Türbesi taşınacak…

Bunu ben söylemiyorum. İl Koordinasyon Kurulumuza katılan bir bürokrat bu tarihi vermiş, yazımın başlığı olan ‘Türbe iki km yol gidecek’ ifadesini de sözlerinden aldım.

Tarih veren bürokratı tanımıyorum. Yerel basınımızda yer alan habere göre DSİ 16. Bölge Müdürü Yardımcısı Mahmut Şayak, bu tarihi vermiş, bir de görsel sunum yapmışlar…

Bu olumsuz olduğuna inandığım gelişmeleri engelleyecek gücüm yok. Ancak çok ilgili olduğum bu mesele ile ilgili bakış açımı ifade etmek isterim.

Bugüne kadar hep DSİ 10. Bölge Müdürlüğü adına açıklamalar duyardım. Bu kez DSİ 16. Bölge Müdürlüğü adına Batman’da bir sunum yapılıyor.

Araştırdığımda DSİ 16. Bölge Müdürlüğünün adresinin Dargeçit ilçesi olduğunu gördüm.

Demek ki Diyarbakır ve Batman’ı kapsayan DSİ 10. Bölge Müdürlüğü, Zeynel Bey Türbesi’nin taşınmasında yetkili ve sorumlu değil. Sorumluluk adresi bir ilçede verilen şube Müdürlüğüne verilmiş...

İlgi habere bakalım: "DSİ 16. Bölge Müdürü Yardımcısı Mahmut Şayak, Vali Ahmet Deniz Başkanlığında gerçekleştirilen koordinasyon kurulu toplantısında, Zeynel Bey Türbesinin taşınma işlemi hakkında bilgi verdi. Türbenin, tarihi Hasankeyf İlçesinden yeni yerleşim birimine nasıl taşınacağını, sinevizyon gösterisi ile katılımcılara izleten Şayak ‘Özel aracımız SPMT, tekerlekleri 360 derece dönebilen, her yöne hareket edebilen bir araç ve 8 ay önce randevu ile Hollanda’dan getirtildi. Türbeyi betonladık. Alt temeli beton ile güçlendirildi. Yukardan ampraj betonla sabitledik. Bilim heyetinin söylediği alt kısımda bir sıkıntı vardı, orayı çelik ile güçlendirdik. Hidrolik klopramızı çaktık. Şuan kesili halde taşınmayı bekliyor. 18 Nisan'da zemini konacak ray ile özel aracımız SPTM’ye alınacak olan türbe, 2 kilometre yol gidecek, 8 saatte yeni yerine ulaşacak. Kendi yerindeymiş taşıyıp götüreceğiz’ dedi. Türbenin taşınma işlemini anlatan Şayak, 3 boyutlu sinevizyon gösterisini de katılımcılara izletti.”

Haber böyle. Hasankeyf’i sular altında bırakacak proje sembollerinden birisi hiç şüphesiz ‘Zeynel Bey Türbesi’dir. Daha önce kamuoyunda yer alan ve yalanlanmayan bilgilere göre Zeynel Bey Türbesi sadece anıt yapı olarak taşınacak, Zeynel Bey’in naşı ise yerinde kalacak…

Bu türbenin tarihi değeri ve önemi hakkında ansiklopedik bilgi paylaşmak istiyorum: “Zeynel Bey Türbesi 1462-1482 yıllarında Hasankeyf’te hüküm süren Akkoyunlular’dan kalan tek eser olma özelliği taşıyor.

Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu olan Zeynel Bey’in, Osmanlı İmparatorluğu’nun kazandığı 1473 yılındaki Otlukbeli Savaşı’nda hayatını kaybettiği biliniyor.

Türbe, dışarıdan silindirik, içeriden sekizgen miğfer başı şeklinde iki katlı bir yapıya sahip. Türbenin mimari önemi, Azerbaycan ve Türkistan yöresi mimari özelliklerini Anadolu’ya taşımış olmasından kaynaklanıyor. Göz alıcı renklere sahip gövde süslemesiyle dikkati çeken türbenin çini mozaiklerinin ise Anadolu’da bir benzerinin olmadığı belirtiliyor.

Hasankeyf’te 2004-2005 yıllarında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan Zeynel Bey Külliyesi, 3 medrese, 1 imaret, 1 türbe, 1 han ve Dicle kenarına yapılmış bir hamamdan oluşuyor. Artuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı devirlerine ait yapılardan oluşan külliyenin medreselerinde geometrik ve bitkisel süslemeler ve çeşitli üsluplarda yazı örnekleri bulunuyor.”

Bu kadar bilgi yeter. Hasankeyf Belediye Başkanımız Sayın Abdulvahap Kusen’in endişesini dile getiren konuşması olmuştu; “Bu eser Türkiye’de taşınacak ilk tarihi eser olacak. Türbenin nasıl taşınacağı konusunda kaygılarımız var. Çünkü türbenin üst kısmında çatlaklıklar söz konusu. Taşınma sırasında türbe elde kalabilir. Tarihi ilçemizin sembolü olan türbe elde kalırsa dünyaya rezil oluruz.”

O açıklamayı köşeme taşırken, şöyle sormuştum: “Bu açıklamaya cevap veren bir bilim insanı çıktı mı? DSİ, Orman ve Su İşleri yetkilileri, bilim kurulları niçin bu açıklamaya cevap vermediler?”

DSİ 16. Bölge Müdürünün 3 boyutlu sinevizyon gösterimini izlemek isterdim. Haberin teknik detayı hakkında uzman olmadığım için bir değerlendirme yapmak istemiyorum. Trilyonlarca liralık harcama ile taşınacak tarihi eserin hiç olmazsa zarar görmemesini dilerim. Daha önce; “Bu ülkenin tüyü bitmemiş yetimlerinin de hakkına duyarlı olmak gerekir. Devletin bütçesi, hazinesinde hepimizin hukuku var. Harcamalar yapılırken bunu dikkate almamak büyük vebaldir düşüncesindeyim. Ya yapı dökülür ve elinizde kalırsa, 15 trilyonun hesabını kim verecek?”

18 Nisan’ı bekleyeceğiz. 8 saatlik taşıma işleminden söz eden ve kamuoyuna güvence veren yetkililerin yerinde olmak istemem. Çünkü ısrarlı sorulara rağmen böyle bir taşıma örneğini kimse göstermedi. Zeynel Bey’in naşının olmadığı türbenin akibeti 18 Nisan’da belli olacak. Herkes o günü merakla bekleyecek. Zarar görmemesini dilerim.