Batman’da trafik sorununa kim dur diyecek?

Güzel şehrimizin trafik ile ilgili sorunlarını ben iki madde halinde değerlendiriyorum;

Birincisi, yapısal sorun

İkincisi ise insan kaynaklı sorun.

Yapısal sorun olarak şunları ifade edebilirim; 1960 yılında Batman ana arteri yani Diyarbakır caddesi ne ise maalesef bu günde o. Hâlbuki o zamanlar yani bundan 60-65 sene önce Batman’da öğrendiğimiz kadarıyla çok az motorlu taşıt varmış. Ağalar ve Şeyhlerin dışında jandarma ve TPAO gibi kuruluşların dışında bu günkü gibi araçlar yoktu. Bugün bir ailenin birden fazla aracı var ama yollar aynı yol.

Belediyeler gerekli çalışmayı es geçmiş. Belediyecilik şehrin insana yakışan bir hal almasına yönelik faaliyetler olmalıyken maalesef siyaset belediyelerde geçer akçe olmuş ve ta ki bugüne kadar

İyi bir kulise sahip olmayan Batman ne yazık ki geleceği ile ilgili çalışmaları siyasi ve sonu gelmez maceralarla boş yere hayata geçirememiştir.

İddialıyım, alın size ispat. 1990’larda il olmuşuz ama kentli olamamışız

Hani nerede metrolar, metrobüsler, üstü açık yazlık otobüsler.

Yok, yok, yok.

Bizler kent soylu değildik ama kentli de olamadık. Dahası köylü de kalamadık. Arafta kaldık.

Ancak bugünkü belediyecilik bir miktar ümit vaat ediyor. İnşallah hep böyle gider

Gelelim ikinci konuya,

Uzmanlar o kadar uyarıyor, araç sürerken cep telefonu kullanmayın, hız sınırlarını zorlamayın diye

Kime söylüyorsun?

Araba kullanan illa da cep telefonuyla uğraşacak. Tabii okumayan ve dahası hayattan da ders almayan bir toplum olduğumu için illa ki dersimizi hayatlarla ödemek zorunda kalıyoruz

Araç sürücülerinin insana saygısı da yok. Hepsi değil tabii ki, ama çok azı bile böyle olduğunda insan üzülüyor.

Araçları yayaların üzerine süren mi dersin, sarı ışıkta daha yeşil yanmadan öndekini taciz eden mi dersin?

Senin insana saygın yoksa ve tonlarca ağırlıktaki bir aracı ölüm makinesine dönüştürüyorsan ne diyim, ALLAH belanı versin

Belanı da bizden bulma git kafa üstü direğe çarp

Yaşlı bir amca bu şekilde araç kullanan ve az daha kaza yapan birine bakıp şunları söyledi; bu gibi şahsiyetlerin bundan 30-35 sene önce köyde eşekleri yoktu. Babaları gelip değirmen için bizden eşeği ödünç alırlardı. Acırdık verirdik. Şimdi çocukları araba sahibi oldular ama maalesef zihniyetleri değişmedi hala fakirler.

Çözüm önerisi;

Belediyenin çalışmalarından memnunuz. Ancak şehrin ulaşım ağını çeşitlendirmeleri gerekiyor. Yeni ara yollar yapılmalı. Farklı toplu taşıma araçları getirtilmeli. İki katlı Londra otobüsleri getirtilsin. Üstü açık toplu araçlar şehre renk katsın. Metro isteriz. Yer altı metro ve yer üstü metrobüs istiyoruz

Ayrıca araçlarıyla terör estirenlere de devlet caydırıcı cezalar uygulasın

Ehliyetlerine el konulsun. Araçları parka çekilsin. Devam ettikleri takdirde trafikte terör estirmeye, o zaman da hapse atsınlar.

Ayrıca   Pazar akşamı Dünya hastanesi ışıklarının yanında bir ciğercide gece yarısı 01 civarında akşamcılar kebap almaya gelmişlerdi. Aracın içinde 4-5 kişi vardı. Bütün mahalleyi rahatsız eden bir tonda müzik dinliyorlar, kimsede itiraz etmiyordu ya da biz öyle sandık. Bir araç geldi ve içinden sivil polisler bu gençlere niçin bu kadar yüksek sesle müzik dinliyorsunuz dedi. Başladılar kem küm etmeye. Polis onlara nasihat etti ve araçlarını kontrol ettikten sonra götürdü. İnanın mahalleli bu duruma çok sevindi. Çünkü kimse kendilerini uyaramıyordu. Zaten polise de bir saat direndiler ama kötü anlamda değil. Yeminler billâhlar havada uçuşuyordu. Artık her ne idiyse problemleri, içkili miydiler, yoksa araçla ilgili bir sorun mu vardı, ya da yüksek sesle ilgili tutanak ve savcı yolu mu gözüktü?

Ama polis görevini yaptı ve onları aldığı gibi götürdü.

Bu kendini bilmezler hiç düşünmüyorlar mı bebeği olan var, hastası yaşlısı olan var. Gecenin yarısından sonra sen niye müzik sesini bu kadar açıyorsun. Ondan sonra da polisi görünce süt dökmüş kediye dönersin.

Size tek bir şey söylüyorum aziz dostlarım. Eğer bir memlekette polis gücü yoksa, devletin caydırıcı kolluk kuvveti yoksa vay o memleketin haline.

Diyorum ya apartman sakinleri olarak biz inseydik o kişiler kan dökeceklerdi.

Ama polisi görünce nasıl da bir yumuşadılar sormayın gitsin

Polisin tavrı nezaket ölçüsündeydi ama kararlı da bir duruşları vardı.

Allah memleketi ve insanı için çalışanları inşallah mağdur etmeyecektir, hem bu dünyada hem de öteki dünyada