Halk sağlığı konusu hiçbir zaman ihmale gelmez.

Basit bir ihmal toplum sağlığını tehlikeye düşürür…

Batman’da Suriyeli ve diğer sığınmacılarla birlikte yaklaşık 500 bin insan yaşıyor. Bu insanlara normal sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için ulaştırılan kamu hizmetleri bütçesi tahminlerimizin üzerinde.

Batman’da ikamet eden yerli ve yabancı herkesin sağlığı konusunda ilgili kurum ve kuruluşların büyük bir sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri gerekiyor. En büyük sorumluluk elbette ki kamu kurumlarına aittir.

Ancak bu konuda bazı sivil toplum ve demokratik kitle örgütleri ile basın mensuplarına, özellikle de köşe yazarlarına da büyük bir sorumluluk düşüyor…

Basın, halk ve çevre sağlığını tehdit eden sorunlar varsa yerinde tespit edecek, kamuoyunun gündemine taşıyacak.

STK’lar toplumun sağlığı için kamuoyu oluşturacak. Köşe yazarları ise sorumluluk bilinciyle yapıcı ve yol gösterici yazılar yazacak, yapıcı eleştirilerden kaçınmayacaklar…

Toplum ve çevre sağlığına duyarlı olacağız ki, kentimizde ciddi sorunlar yaşanmasın.

Sorunların çözümüne katkı sunma gibi önemli bir görevden söz ediyorum…

Bakınız, tükettiğimiz temel gıdalardan, içme suyundan, soluduğumuz oksijene, yani temiz havaya kadar her konuda risk altında yaşıyoruz…

Nasıl bir risk demeyiniz, az çok herkesçe biliniyor…

Havamız hala kirli…

Su kaynaklarımız, içme suyumuz risk altında…

Çevremiz kirli…

Doğamız tehdit altında…

Bu kentin öyle önemli sorunları vardır ki, ancak hepimizin el birliği ve güç birliği ile aşılabilir. Sadece resmi kurumlardan sorunların çözümünü bekleme yanlışlığına düşmemeliyiz…

SAĞLIK MÜDÜRÜMÜZ DUYARLI…

Halk sağlığı konusunda üzerime düşen görevi yerine getirmeye çalıştığımı bilmenizi isterim. Tamamen bağımsız, hiçbir çevrenin etkisinde kalmayarak bu kent için çaba gösteren çevre örgütünün bir gönüllüsü olarak çalışmakla yetinmiyorum.

Bu köşede yazılar yazarak duyarlılık oluşturmaya çalıştığım gibi, değişik çatılar altında da çabalarımı sürdürüyorum.

Geçtiğimiz günlerde Batman Sağlık Müdürümüz Sayın Dr. Osman Sünger’i ziyaret ederek çalışmalarımız hakkında bilgilendirdim.

Yeni Müdürümüze toplum ve çevre sağlığı konusundaki duyarlılığımı ve yaptığım çalışmaları özetle anlatmaya çalıştım.

Bu kentte günlük yazı yazan biri olmak dışında, bir çevreci aktivist olarak takipçisi olduğum sorunlar hakkında bilgilendirdim.

Batman’ın içme sularının nasıl bir tehdit altında olduğu konusunda somut bilgiler sundum. Özetle şöyle bir bilgilendirme yaptım: ‘Batman şehir şebeke sularımız geçmişten beri petrol kirliliği tehdidi altında. Özellikle Şelmo petrol sahası kentimizin yukarısında olduğundan derelerde geçmişte akan ham petrol ve atıklara sürekli dikkat çekiyorduk. Bu atıkların su kaynaklarımızı kirleteceği konusunda bilgilendirmeler yaparken, çektiğimiz fotoğraflar ve kamera görüntüleri ile kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyorduk. 2005 yılından önce yaptığımız uyarılara aldırış edilmedi. 2005 yılında şehir içme suyu şebekemizde fenol tespiti yapıldı. İçme sularımız Diyarbakır DSİ laboratuarına gönderiliyordu. Orası fenol değerlerini görmüyordu. Israrımız üzerine içme suyu örneklerimiz ODTÜ, TUBİTAK ve Refik Saydam Araştırma Merkezine gönderildi. Oradan gelen raporlar dehşet vericiydi. 2009 yılında Batman Valiliği, Batman Belediyesi ve Batman İl Sağlık Müdürlüğü Ankara’dan gelen resmi yazıyla uyarıldı. Sağlık Bakanlığı adına Seracettin Kom imzasıyla Batman’a gönderilen yazıda, kent içme sularında yüksek oranda fenol tespiti yapıldığı, içme suyunun yemeklerde dahi tüketilmemesi için halkın etkin şekilde uyarılması istenmişti. Biz ısrarla sorunu gündemde tuttuk. Dönemin il yöneticileri sorunun vahametini anladılar. Şelmo petrol sahasının üzerine gidildi. Borular yüzeye çıkarıldı, atıklar daha çok kontrol altına alındı. 2011 yılında talebim üzerine su numuneleri/örnekleri yeniden o kurumlara gönderildi. İçme sularımız için ‘içilebilir’ sonuçlar geldi. Ancak risk devam ediyor. Sağlık Müdürlüğünüzden talebimiz su örneklerinin yeniden Refik Saydam Araştırma Merkezine gönderilmesidir. İl Hıvzıssıhha Kurulu ve Mahalli Çevre Kurulu konusundaki duyarlılığımızı ilettik. Batman Madde Bağımlılığıyla Mücadele Koordinasyon Kuruluna unutularak çağrılmadığımız konusunda bilgilendirme yaptım.’

Sayın Sünger, duyarlılığımıza teşekkür etti. Sorunlara duyarlı olduğunu, su kontrollerinin düzenli şekilde yapılacağını ve talebimize olumlu baktığını söyledi. Daha birçok hususu konuştuk.

Dr. Sünger’in duyarlılığını takdir ettim. Oldukça mütevazi olduğunu gözlemledim. Hayırlı her çalışmasında kendilerini destekleyeceğimi özellikle ifade ettim.

Evet, eski Sağlık Müdürümüz Sayın Dr. İhsan Bodakçı ile de diyalogum vardı ve uzun yıllara dayanıyordu.

Sayın Bodakçı, kendisine ilettiğim sorunlara duyarlıydı, yapıcı eleştirilere açık ve saygılıydı. Değişik zeminlerde, toplantılarda, kurullarda da bir araya geliyorduk. Bir gün olsun yaptığım kimi sağlıkla ilgili sert yazılara tepki göstermedi.

Çok uzun yıllar önce Batman İl Sağlık Müdürlerinin yetkileri fazlaydı. Kentin tüm sağlık sorunlarından sorumluydular.

Sonra bazı yeni kurumlar ihdas edildi.

Halk Sağlığı ve Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği gibi kurumlar yetkileri paylaştılar. Bazı kurullarda yeni ihdas edilmiş kurumların yöneticileriyle de çalıştım.

Bilindiği gibi şu anda İl Sağlık Müdürlerinin yetkileri artırıldı. Halk Sağlığı konusunda googlede araştırma yaptığımda, sitelerinin kapalı olduğunu gözlemledim. Şöyle bir yazı karşıma çıktı: “25.08.2017 tarihli resmi gazetede yayımlanan 694 KHK ile 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kararnamede değişiklik yapılmıştır. Mezkur değişiklik ile illerdeki Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği web siteleri kapatılmış olup, tüm hizmetler İl Sağlık Müdürlüğü web sitesi üzerinden yürütülecektir.”

Evet, bu gelişme Sağlık Müdürünün yetkilerini arttırmıştır. Toplum ve çevre sağlığı konusundaki duyarlılığım inşallah sürecektir. Hepimizin duyarlılığıyla toplum ve çevre sağlığını tehdit eden sorunların çözümü kolaylaşacaktır. Sağlıkla kalınız.