Nüfusu hızla artan, çarpık da olsa gelişen, büyüyen Batman gerçeği gözler önündedir. Sorunların bilinciyle hareketle, bu kentin daha güzel yarınları için hepimize görev düşüyor.

Hayatın her alanında göstereceğimiz duyarlılık, bize daha güzel yarınlar getirebilir. Batman’ı sahiplenerek el birliği, güç birliği ile mücadele verirsek, aşamayacağımız sorun olamaz…

Eğer kentimiz bugün bazı alanlarda geride ise, bunda hepimizin sorumluluğu vardır. Demek ki kentimizi yeterince sahiplenmemişiz.

Bir lobi oluşturmamışız. Lobimizi oluşturmuş olsaydık, sırtımız güçlü olacaktı.

Sırtımızı birbirimize dayamadığımızın göstergesi ile ilgili daha önce de dikkat çektiğim bir durumdan söz ederek değerlendirmeme devam etmek istiyorum:

‘Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, altyapıda, iletişimde, kısacası hayatın her alanında ciddi aksaklıklar, vurdumduymazlıklarla karşılaştığımızda ağzımızdan çıkan ilk kelime ‘sahipsizlik’ olmaktadır…

Sahipsizlik çok kötü bir şey…

Sahipsizlik çok acı bir şey…

“AH SIRTIM, AH!..”

Bir adamın karnına tekme vurmuşlar, ‘ah sırtım’ demiş!..

Aynı adamın suratına yumruk vurmuşlar, yine ‘ah sırtım’ demiş.

Başına sopa indirmişler, yine ‘ah sırtım’ diye inlemiş…

Bunun üzerine, ‘Be adam sırtın dışında her yerine vuruyorlar, sen ise hep; ‘ah sırtım’ diyorsun. Ne demek bu?’ diye sormuşlar.

Adam, ‘Eğer sırtım pek olsaydı, yani beni kollayan, koruyan, gözeten, arka çıkanlarım olsaydı siz beni dövemeyecektiniz. Sahipsiz olduğum için beni dövüyorsunuz. O nedenle ben hep ‘ah sırtım’ diyorum’ diye cevap vermiş.

Eğer Batman’ın sahibi olsaydı, ben de bu köşede sahipsizlikten dem vuramayacaktım…

Haksız mıyım?

Sahipsizliği kabullenmeyen bir yapım olduğundan, sıklıkla bu kavram üzerinden eleştiri yaptığımı bilirsiniz.

Batman’ın tek fakültesinin de henüz hizmete açılmadığı zamanlarda, bir ilçemiz kadar büyük olan bazı kentlerde çok fakülteli üniversiteleri gördüğümde yine sahipsizlikten dem vururdum…’

Bu acı gerçeği dillendirmemin nedenine geleyim.

Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Durmuş, yemekli toplantı düzenleyerek basın mensuplarıyla bir araya gelmiş. Bu toplantıdan haberdar olmadığım için katılamadım.

Söz konusu toplantıda önemli bir tespitin yapıldığını gördüm. Sayın Durmuş’un yerel basına düşen uzun konuşmasını okuduğumda, pek çok konuda görüşlerini beyan ettiğini gözlemledim. Beni esas ilgilendiren ise, bu kentin geleceğini ilgilendiren ve sahipsizliğimize vurgu içerdiğine inandığım açıklamasıydı ki,  üzerinde durmak istiyorum.

“TIP FAKÜLTESİ İÇİN SİYASİ BASKI OLUŞTURUN”

Yeni Rektörümüz Tıp Fakültesi ile ilgili tespitlerde bulunmuş, yerel basına düşen o sözlerine bakalım: “Batman’da öncelikli talepler arasında yer alan Tıp Fakültesine ilişkin açıklama yapan Rektör Durmuş ‘Bir bölüm açıldığında bin öğrenci demektir. Bin öğrenci demek şehre büyük bir katkı demektir.

Fakülteler, kanunla kurulur. Kanunlar ise siyasi baskı ile olur. Bunu da siz yapacaksınız. Bizler siyasetçi değiliz.

Diyarbakır’da Tıp Fakültesi var, Batman’a gerek yok, diyenler olabilir. Bakın Karadeniz’e; Samsun’da Tıp Fakültesi var, 80 km ilerisinde Ordu’da Tıp Fakültesi var, 100 km ilerisinde Trabzon ile Giresun’un Tıp Fakültesi var.

Demek ki bu durum, şehrin dinamikleriyle ilgili. Batman, yakında büyük şehir olacak. Büyük şehre de tıp fakültesi yakışır. Buradan cenazeler otopsi için halen Diyarbakır’a götürülüyor. bu çok acı bir durum.”

Sayın Rektör doğru bir tespitte bulunuyor. Doğrudur ve gerçekten kentimiz adına acı bir durumdur…

Tıp Fakültemizin olmayışı gerçekten de bu kentin dinamikleriyle ve sahipsizliğiyle ilgilidir. Zaten ‘ah sırtım’ değerlendirmemi bu nedenle yineledim ve bilginize sundum.

Batman’a Tıp Fakültesi istediğimizde ve bu konuda yorum yaptığımızda, bazıları Diyarbakır’ı örnek gösterip, ‘Tıp Fakültesi bu kadar yakın şehirde varken, ne istiyorsunuz?’ diye değerlendirme yapmaktaydılar.

Rektör Durmuş, kendi bölgesinden örnekler vererek bu savunmanın yersizliğini vurgulamıştır. Trabzon, Ordu, Samsun ve Giresun örnekleri önemlidir.

Doğrusu yıllardır Tıp Fakültesi istiyoruz. Batman’daki pek çok meslektaşım gibi biz de Tıp Fakültesi için yazılar yazmışız. Hatta Batman Çağdaş gazetesi olarak tıp fakültesi için bir nevi kampanya bile yapmışız. Tıp fakültesi için bu köşede yaptığım çağrı ile ilgili şu ifadelerimi özellikle yeniden hatırlatmak istiyorum:

‘Bu durumda görev kime düşüyor? Tabi ki en başta yerel basınımıza!.. Yerel basın sürekli olarak konuyu gündemde tutmalı ve bu kentin hakkını aramalıdır. Daha sonra duyarlı STK’lara-sivil toplum örgütlerine!..

Sivil toplum örgütleri bu konuda üzerlerine düşeni yapmalıdır. Batman kamuoyu yekvücut olarak bunun mücadelesini vermelidir.

Tıp Fakültesi için zaman kaybetmeden harekete geçmeliyiz. Ki Tıp Fakültesi için uygun zemin de hazırdır. Bölge Hastanesi olarak bilinen yeni hastane ile Devlet Hastanesi’nin yatak sayısı 400’ü aşmaktadır. Tıp Fakültesi için alt yapımız müsait durumdadır.

Batman’ın ihtiyaç duyduğu fakültelerin yapımı, yine ihtiyaç duyduğumuz bilim insanlarının kentimize getirilmesi için de duyarlılığa ihtiyaç vardır. Bu duyarlılığı toplum olarak ve Batmanlılar olarak gösterirsek, bu kentin güzel yarınları da inşallah olacaktır.

Bu yazıma STK’lardan, demokratik kitle örgütlerinden ve Batman kamuoyundan ile özellikle meslektaşlarımdan destek bekliyorum.

Yıllar önce Batman kamuoyunu duyarlılığa davet etmişim. Aradan 7 yıl geçmiş, hala Tıp Fakültemize kavuşmamışız…

Batman’daki tüm STK’lar, tüm demokratik kitle örgütleri olarak bilinen sendika, oda ve vakıflar yekvücut olmalı ve Tıp Fakültesi için diretmeliyiz. Mevcut hastanelerimiz gerçekten yükü kaldırmıyor. Batman’dan Diyarbakır’a sevk edilen sayısız hasta gerçeği var. Madem uygun kriterlerimiz var, lütfen harekete geçelim.

Batman’a Tıp Fakültesi isteriz…

Bu söylemi yaygınlaştıralım…

İlimizin dört Milletvekilini de bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. Lütfen bir araya gelip hakkımızı savunun. Batman’a Tıp Fakültesi kazandırarak adınızı iz bırakanların arasına yazdırınız…

Duyarlı olunması dileğimle.’

Görüldüğü gibi kentin dinamiklerine çağrıyı yıllardır yapmışım. Ancak güçbirliğini oluşturamadık. Bugün yeni Rektörümüz Karadeniz illeri örneğini verip, kentin dinamiklerine dikkat çekiyorsa, bu bizim için eksikliktir. Biz Sayın Rektörümüzden önce harekete geçmeli ve bu kenti daha iyi yarınlara taşıyacak hamleyi yapmalıydık. Zararın neresinden dönersek kardır. Haydi Tıp Fakültesi için mücadeleye…