Batman'da halkımızı ilgilendiren her soruna duyarlı olduğumdan, özellikle sosyal medyada yaygın şekilde tartışma konusu olan ve yerel basınımızda da haber/yorum konusu olan 'Taziye Yemekleri' meselesine de duyarlıyım.

Geçtiğimiz günlerde bu konuda sosyal medyada bir değerlendirme yapmış, bakış açımı özetle bilginize sunmuş ve orada konu ile alakalı bir makale yazacağımı ifade etmiştim.

Mesele mühim, önemli ve tüm toplumumuzu ilgilendiriyor. Taziye nedir konusundaki bilgilere bakalım: “Arapça’da genellikle birini, başına gelen bir felaketten dolayı sabır ve tahammül etmeye teşvik manasına gelen taziye, Türkçe’de de yakını ölen bir kimseyi teselli etme, başsağlığı dileme manasına gelmektedir. Acıyı, hem de yası azaltmaya yönelik bir adettir. Ölenin yakınları, tanıdıkları, dostları ölümle ilgili adetleri (cenaze namazı vs.) yerine getirmeseler bile, ailenin acısını paylaşmak ve ruhsal sarsıntısını giderme hususunda yardımcı olmak için başsağlığı dilemekte, avutucu sözler söylemekte ve sabır tavsiye etmektedirler."

Evet, taziye ve taziye yemeklerinden söz etmişken, bu konuda sosyal medyada yaptığım değerlendirmeden de derleme yaparak etraflı bilgi sunmak istiyorum.

90'lı yıllarda kapalı ortamlardaki taziye çadırlarında(Ayrıca bayramlarda bayramlaşmaya gelen çocuklar dahil herkese) tepsiler üzerinde ikram edilen sigaraya karşı yıllarca mücadele verdim. Bu ilkel gelenek kalktı.

**

**

Taziyelerin üç güne indirilmesi için ilk yazıyı yazan ve kamuoyundan destek isteyen kişiyim.

Eski yazılarımın arşivine ulaşamadım. Ancak 2012 yılı Temmuz ayında taziyelerin üç günle sınırlandırılması ile ilgili arşiv yazıma ulaştım. Yazımın başlığı bile, "Taziyeleri üç güne indirelim" şeklindeydi, ilgili bölümünü özetle takdirlerinize sunuyorum: 'Konuklarına günlerce üç öğün yemek verme adetimiz var. Halbuki dinimize göre yakınlarını kaybedenlere tesellicilerin yemek vermesi gerekiyor. Zaten acılar yaşamış, hüzünlenmiş aileler gerçeği var. Onların bir de kalkıp onlarca kişiye yemek hazırlamaları İslami bir davranış olamaz…

İslam’ın bu sünnetini yerine getirmiyoruz, bari taziyelerin üç gün olmasını sağlayalım…

En son Kozluk ilçemizde de taziyeler üç güne indirildi. Artık bu ilçemizde taziye çadırları üç gün sonra kaldırılıyor.

Geçtiğimiz günlerde Kozluk’a bir taziye ziyaretine gitmiştim. Kozluk eski Müftülerinden, yörenin tanınmış din alimi, müderris, merhum Mele Hasip’in kızı yaşamını yitirmişti. Merhum Mele Hasip’in İstanbul’dan gelen çocuklarıyla kısa da olsa sohbet imkanım olmuştu. Babalarının taziyesi için gelenlere teşekkür eden çocuklarına üç günlük taziye geleneğine uyup uymayacaklarını sormuştum. Çocukları, Kozluk halkının değerlerine bağlılıklarını ifade ederek, uzaktan gelmelerine ve dostlarının çok olmalarına rağmen üç günde taziyeyi kaldıracaklarını ifade etmişlerdi.

ALİMLERİMİZE GÖREV DÜŞÜYOR…

Batman’da da artık taziyeler üç gün olmalıdır. Bu konuda özellikle din alimlerimize görev düşüyor. Her taziyede İslam’ın taziye sünneti ile ilgili bakış açısını dile getirmelidirler. Alimlerimiz görüşlerimi bir kere daha arz ediyorum: ‘Batman’da her gün birden çok insanımız yaşamını yitiriyor. Ve bildiğiniz gibi ‘taziye’lere gidiyoruz. Kurulan taziye çadırlarında bir araya gelip, yaslı aileyi teselli ediyoruz. Birbirimizin acısını paylaşmak kadar güzel bir şey olamaz diye düşünüyorum. Bakınız batı illerinde bizde olduğu gibi taziyeler yapılmıyor. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de taziye çadırlarını göremezsiniz. (O zaman henüz taziye evleri yoktu, çadırlar vardı.)Bizde olduğu gibi sıkı dostluklar, acıları paylaşma, birbirlerine teselli verme durumlarının olmadığını biliyorum. Dinimiz ‘ifrat’ (aşırıya kaçma, ölçüyü aşma, aşırılık) ve ‘tefrit’i (İfrat’ın zıddı, herhangi bir konuda geri kalma, yeterli ölçüde olmama durumu) yasaklamıştır. Her şeyde orta yolu tercih etmemiz gerekiyor.

Ne batıda yaygınlaşmaya başlayan tefrit, ne de bizdeki ifrat doğru yaklaşımlar değildir diye düşünüyorum. Maalesef Batman’daki taziyelerde ifrat durumu söz konusudur.

TAZİYE YEMEKLERİNİ YEMEYELİM...

Taziyeler için çok büyük masrafların yapılması, yemek yarışına girilmesi yanlışları üzerinde durmak istiyorum. .

Zorlu yaşam koşullarının olduğu, insanlarımızın zorla geçimlerini sağladıkları günümüzde özellikle yoksul bir kişinin birinci derece yakını yaşamını yitirmesi çok vahim sonuçlar doğurmaktadır. Günlerce süren taziyelerde gelen gidenlere yemek vermek adet olduğundan, çok büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. İçimizden sayısız insan kredi kartı ile faizli para çekerek ve borçlanarak günlerce taziyesinde yemek veriyorsa, o yemeği yememek gerekir.

Taziye geleneğindeki ifrat-aşırılık, sayısız insanlarımızı maddi ve manevi olarak etkilemektedir. Ne olur özellikle yoksul halkımız için ‘maddi felaket ve yıkım’ haline gelen üç günden fazla süren ve dinimizin de hoş görmediği taziye geleneğine karşı çıkalım.

Dini bayramlar ve taziye çadırlarındaki tepsiler üzerinde ikram edilen sigara adeti ve geleneğini ortadan kaldıran Batman gerçeğinin tanığıyız. Aynen öyle de üç günden fazla sürecek taziye adetini de kaldırabiliriz. Başta aşiret ve aile büyükleri, din adamları, eğitimciler, yazarlar ve özellikle de varlıklı zengin insanlarımız olmak üzere herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. Zengin insanlarımız, taziyelerde ‘Babamın, annemin vs. yakınımın hayrını yapıyorum’ demesin. Başka zamanlarda kimse ellerini tutmamış, ziyafet üstüne ziyafet versinler. Ama taziyelerde örnek olmasınlar diye acizane düşünüyorum.’

Saygıdeğer din adamlarımıza konuyla ilgili geçmişte yaptığım değerlendirmemi arz ettim. Yanlışım varsa beni uyarsınlar. Doğruları ifade etmişsem beni desteklesinler.

Taziye ziyaretlerinde daha önce tepsiler üzerinde ikram edilen sigara adedinin kaldırılması için başlattığım kampanya gibi, taziyelerin üç gün sürmesi için de kampanya başlatıyorum. Bu konuda Batman kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyorum. Meslektaşlarımın da bana destek vermesi dileğiyle, acılı tüm ailelere sabır diliyorum.' (21 Temmuz 2012)

O yazıyla başlattığım kampanyaya destek veren bir meslektaşımız ile dönemin müftüsünün neler söylediklerini inşallah yarınki yazımda bilglerinize sunacağım.

Devamı yarın