Önceki günden devam

Değerli Okurlar, bazen gezdiğim, dolaştığım yerlerle ilgili izlenimlerimi burada bilgilerinize sunuyorum.

Bundan maksadım, amacım; o coğrafyanın olumlu ve olumsuz yanlarına dikkat çekerek, bazı kıyaslamalar yapmak suretiyle faydalı sonuçlar elde etmektir.

İyi ve kötü örnekler her zaman bizler için yol göstericidir diye düşünüyorum.

Tatvan’da tanık olduğum bazı olumsuzluklara önceki yazımda dikkat çekmiştim.

Tatvan gibi adeta deniz manzaralı turistik bir yerleşim yerinde, lağım sularının sahile birkaç yerden arıtmasız bırakılması nedeniyle oluşan vahim pis kokular gerçeğine dikkat çektiğim yazıma, orayı gezmiş ve görmüş olanlardan olumlu tepkiler geldi.

Beni teyit ederek, teşekkür edenler oldu.

Batman’ın bütün lağım/atıksularının arıtmasız Dicle’ye bırakılması gerçeğine Tatvan kıyası yaparak, bu vesile ile bir kere daha gündeme taşımam bile kayda değer bir gelişmedir diye düşünüyorum.

**

**

GÖÇMENLERİN İNSANLIK DRAMI…

Tatvan’da vahim bir acı gerçeğe, insanlık dramına tanık oldum…

İlçenin merkezdeki küçük ve bakımsız terminalinde, koridorlarda, bahçede kadın, çocuk ve gençlerden müteşekkil sayısız mülteci/sığınmacı gerçeğini gözlemledim…

Afgan, Pakistan ve Suriyeli onlarca insan, terminali doldurmuştu.

Üst başları oldukça bakımsız, her hallerinden uzun süredir banyo bile yapmadıkları belli olan insanlar…

O beton zeminde uyuyanlar, oturanların hali perişandı…

Çoğunluğu Afgan ve Pakistanlı göçmenlerin insani dramlarına tanık olunca yüreğim burkuldu…

Sınıra yakın kentlerde bu dramlar hep yaşanıyormuş. Van’dan İstanbul’a geçmek isteyen göçmenler, orada insan tacirlerinin eline düşüyormuş. Vanlı bir taksici, kimi vicdansız insan tacirlerinin Van’dan İstanbul’a kadar 600 TL ücret bile aldıklarını söyledi…

Bir güvenlik zafiyeti, denetimsizlik gerçeği beni kaygılandırdı.

Tatvan Öğretmenevi bahçesinde dinlendiğim sırada karşılaştığım Batmanlı bazı eğitimci dostlarla sohbet ederken, tanık olduğum göçmenlerin dramlarından söz ettim.

Eğitimci dostlarımız; “Bir iki günlüğüne buraya dinlenmeye gelmişsin. Buradaki dramı da kendine dert mi edineceksin? Kafanı dinlendir” diye konuştular.

Maalesef vicdanım, imanım ve gayretim nedeniyle her türlü olumsuzluklardan etkileniyorum. Birkaç gün sonra Batman’daki şehirlerarası garaja gelen göçmenlerin haberini okurken, Tatvan gerçeği gözlerimin önüne geldi. Bu tür insani dramların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin ilgili kurumlarca alınması bir zorunluluktur diye düşünüyorum.

**

**

Tatvan’a gidip de, Nemrut Dağı ve Krater Gölünü gezmemek büyük eksikliktir. Resmiyette Mereto Dağı gibi üç bin metre sınırında yüksekliği olan Nemrut Dağı’ndan söz ediliyor.

Ancak Mereto Dağı’nın yanında sarp ve yükseklik ile uçurumlar açısından bir çerez gibi duran Nemrut Dağı gerçeğini gözlemledim. Rakım olarak denizden yükseklik hesaplanıyor.

Van’ın denizden yüksekliği rakım olarak 1661 metredir. Batman’ın rakımı 550 metre. Mereto Dağı’nın bulunduğu Sason ilçemizin rakımı 955 metredir.

Van Gölü çevresindeki Artos, Erek ve diğer dağlar 3500 metre civarında yüksekliğe sahip olmalarına rağmen Mereto Dağı hepsinden heybetli ve yüksek görünümüyle cezp ediyor…

Evet, Nemrut Dağı’nın Van Gölü ve Tatvan yüzüne bakan cepheleri hiç sarp ve kayalık değildi. Ulaşımı çok kolay olan Nemrut Dağı’nın zirvesine çıkıp bazı fotoğraflar çektim. Manzarası harikaydı. Daha sonra Nemrut Krater Gölüne doğru indik. Dağın zirvesinde açılan ve Van Gölünün seviyesinde olan dev çukurlar güzel bir göl oluşturmuştu. Büyük ve küçük göller olarak adlandırılan krater içerisindeki manzara görülmeye değerdi. Ormanlık alanın da bulunduğu kraterin çevresindeki dağlık alan, Tatvan, Ahlat cihetlerinin aksine sarp kayalıklardan oluşuyordu.

Çevre oldukça bakımsız ve kirliydi. Etraf çöplükten geçilmiyordu…

Her an çok sayıda aracın piknik ve gezi/gözlem için gittiği gölün ormanlık alanının temiz tutulması için Tatvan Belediyesi’nin hiçbir hizmetine tanık olmadım.

O doğal ortamda tesislerin açılmasını doğru bulmam. Zira insandan daha çok çevreye, doğaya zarar verebilecek canlı yoktur…

Devamı var