Mevsimlik işçi kavramı ile tanıtmaya çalıştığımız kesim kendi bölgelerinde iş bulamayan ve iş için süreli olarak göç etmek zorunda kalan emekçilerdir.

Türkiye’de mevsimlik tarım işçileri her yıl ağırlıklı olarak Güneydoğu’dan ülkenin dört bir yanına birkaç aylığına çalışmak için göç eden bir işçi kitlesidir” tanımı rahatlıkla yapılabilir. Ancak, işçilerin bu geçici göçleri sadece bir yer ile sınırlı kalmamaktadır. Tarım ürünlerinin hasat mevsimlerine göre, birkaç yer değiştirirler.

Gönüllü sürgünlük olarak da tanımlayabileceğimiz bu insanların dramlarından haberdar oluşumuz genelde trafik kazalarında çok ölümlü veya yaralamalı kazalarla oluyor.

Kaza anında öfkelenir, yapılır mı böyle kardeşim! Denir sonrada ertesi gün unutup gideriz.

Oysa bu insanlar keyifleri istedi diye göçebe hayatı yaşamaya gitmiyorlar. Geçinmek için hayatlarını sürdürmeleri için gerekli olan nafakayı toplamak için ailece üst üste yığılarak yüzlerce kilometrelik yollar kat ederek çalışmaya gidiyorlar. Bu yolda eziyetleri bir yana bazen ailece ölüyor yada yaralanıyorlar.

Sıkıntıları sadece yolculukta çektikleri ile bitmiyor. Vardıkları yerlerde iş bulmak, buldukları işte hak ettikleri ücreti almak, konaklayacakları alanı bulmak, temizlik, sağlık gibi ihtiyaçlarını sağlamak ayrı ayrı karşılarına çıkan kocaman sorunlar.

Mevsimlik işçi deyip geçmeyin sakın kimilerine göre sayıları beşyüzbin kimilerine göre ise bir milyon insan.

Mevsimlik tarım işçilerinin yaşamları, çalışma dönemlerinin bazı aşamaları ele alınarak açıklanabilir. Sorunlar işçilerin yaşadığı şehirlerdeki yüksek işsizlik oranları ile başlar. Güneydoğu’da çalışma alanlarının sınırlı olması, kırsal alanda toprak dağılımının eşitsizliği, burada yaşayanlar için geçinme yöntemlerini oldukça azaltır.

Bölgemizden çalışmak için Egeye, Akdenize, Karadenize giden insanlarımızın dramları yürek yakacak türden. Bir lokma ekmek için çekilen bunca sıkıntı.

Bu kesimin;

Ulaşım

Konaklama

Ücret

Sağlık

Temizlik

Baskı ve dışlanma gibi temel sorunları bulunmaktadır.

Tarım işçileri, iş gücünü iş sahiplerine neredeyse karın tokluğuna satmaktadır. Çünkü her yıl, tarla ve bahçe sahiplerinin içinde bulunduğu ve işçilerin hiçbir söz hakkının olmadığı bir komisyon, işçilerin ücretlerini belirliyor. Komisyona, ücretlerin esas muhatabı olan işçiler ve elçiler alınmıyor. Kendi aralarında toplanarak, mevsimlik işçilerin alacakları ücreti tespit eden işverenler, böylelikle işçilerin daha çok sömürüleceği bir ücret belirliyorlar.

Son yıllarda mevsimlik işçilerin çilelerine etnik temelde yaklaşım tarzları ile yerel yöneticilerin dışlayıcı bakış açıları eklenmiş durumda. Gittikleri bölgelerde bu insanlar yerel halka yanlış tanıtılmakta ve baskı görmelerine neden olunmaktadır. Bu sorununun acilen çözüme kavuşturulması gerekmektedir. En azından yerel yöneticilerin bu sorunlar karşısında duyarlı olmaları gerekmektedir.

Mevsimlik işçileri sayılarını belirlenmesi, ihtiyaç duyulan alanlara yönlendirilmeleri ve gittikleri yerlerde insana yaraşır bir ortamda konaklamaları için çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı bünyesinde ilgili kesimlerden oluşan bir komisyonun kurulması fikri gerçekten yararlı bir fikir olacaktır.

Gerek bugün yaşanan sıkıntılara çözüm bulmak, gerekse geleceğin tarım sektöründeki çalışma hayatını düzenlemek ve işçilerin sosyal haklardan faydalanmasını sağlamak için, tarım işçilerinin 1475 Sayılı İş Kanunu kapsamına alınmaları kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Tarım işçilerinin, ekonomik-sosyal-siyasal taleplerini savunmak, bu talepler üzerinden sesini ve eylemini yükseltmek için bir sendikal mücadeleye ihtiyaç vardır. Ancak tarım işçilerin, mevsimlik işçilerin her şeyden önce Tarım-İş Yasası’na ihtiyacı vardır.

Ancak, sorun sadece devletin yaşam koşulları ve çalışma ilişkilerine yönelik düzenlemeleri ile çözülecek gibi değildir. Sosyal dışlanma ve etnik, dinsel gerilimdeki artış sorunların çözümünü geciktirmektedir.

Sonuçta emekten ve ezilenden yana olan herkesin bu zor şartlarda geçimini sağlamaya çalışan insanlarımıza sahip çıkması gerektiğine inanıyoruz. Dileriz kısa bir sürede bu ülkede iş bulmak için başka bölgelere göç etmek ve zor şartlar altında çalışmak zorunluluğu ortadan kalkar. Klima altında bile çalışmanın zor olduğu bu yaz sıcağında güneş altında çalışmak zorunda kalan vatandaşlarımıza Allah kolaylık versin diyoruz.