Değerli Okurlar, uzun süredir sadece yerel sorunları gündeme taşıyarak, çözüm önerileri sunuyorum. Batman’da daha yaşanabilir bir kent için duyarlı bir kamuoyu oluşturmayı amaçladığımı belirteyim.

Pek çok yazımın muhatapları suskunluğu tercih ediyor. Sanki uzaylılara hitap etmişim gibi sessizliği tercih edenleri tekrar tekrar uyarmayı görev bilmeye devam edeceğim. Ancak bugün yerel sorunları yazmayacağım!..

Pek çok okurumun yerel sorunlardan bıktığına inanıyorum. O nedenle bir yazıyla dış politikaya açılacağım.

Hilal Kaplan, ‘Suudi Arabistan’da Neler Oluyor’ başlıklı bir yorum yazmıştı. Benim başlığım ise Suudi yönetimlerinin, kraliyet ailesi ve hanedanlarının Amerika’ya bağımlı idarelerine eleştiri anlamında, ‘Suudi Amerika’da Neler Oluyor?’ başlıklı bir yorumla siz değerli okurlarıma hitap etmek istiyorum.

Ulusal/yaygın medyaya yansıyan haberlere göre; ‘Suudi Arabistan'da aralarında prenslerin ve bakanların da bulunduğu çok sayıda kişi büyük yolsuzluk operasyonu kapsamında gözaltına alındı. Buna paralel olarak bazı üst düzey devlet yöneticilerinin de görevlerine son verildi. En son dün akşam Suudi Arabistan'da Prens Mansur bin Mukrin dahil 8 üst düzey devlet yetkilisini taşıyan helikopter kaza yaptı. Kazadan sağ kurtulanın olmadığı belirtildi. Ülkenin önde gelen işadamlarından, dünyanın en zengin insanları arasında yer alan Prens El Velid bin Talal de gözaltına alınanlar arasında yer alıyor. Suudi haber ajansı SPA, Suudi Ulusal Muhafızları Bakanı Prens Miteb bin Abdullah ve Donanma Komutanı Amiral Abdullah bin Sultan bin Muhammed Al-Sultan'ın görevden alındığını bildirdi. Veliaht Prens Muhammed bin Selman başkanlığında, gece vakti kurulan ‘Yolsuzluk ile MücadeleKomisyonu’nun, içlerinde bakanların ve eski bakanların da olduğu, 11 Prens'i içeren 30'dan fazla kişiyi gözaltına aldırdığı haberi Suud'un Al-Arabiya'sında yer aldı. Komisyonun gözaltına alma, tutuklama, malvarlığına el koyma ve ‘gerekli diğer işlemleri yapmakla’ yetkilendirildiği açıklandı. VIP ve özel uçuşların yasaklandığı ülkeden kaçışların önünün kesildiği de belirtildi.”

Bütün bunlar Suudi Amerika’da iki üç gün içerisinde yaşandı. Bu arada Husiler mi, Tutsiler mi bilemiyorum, Suudi’ye füze saldırısı gerçekleştirdi. Öncesinde Suudi’nin kadınlara yönelik bir açılımı olduğu yolunda kamuoyuna açıklama yapıldı, ‘Ilımlı İslam’’dan söz edildi. Görüldüğü gibi Suudi Amerika’da ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bunu irdelemekte yarar var. Bazıları sözlerimi farklı yöne çekmesinler diye belirteyim; İslam’a yakinen inanan, iman eden biriyim. Suudi Arabistan benim kutsallarımın bulunduğu bir coğrafyadır. Her gün beş kez yönümü dönerek Allah’a ibadet ettiğim Kıblem o coğrafyadadır. Ancak Suudi hanedanı onlarca yıldır Amerika’nın bir uydusu olarak, hacılar ve İslam alemine ait yer altı kaynakları(petrol) gelirleri üzerinden o yüce dine ihanet etmektedirler. Dolayısıyla yönetimi kast ederek Suudi Amerika ifadesini kullanıyorum.

GASIP YÖNETİCİLER GERÇEĞİ…

Gasıp yöneticilerinin nasıl İslam’dan uzaklaştıklarına ve ihanet ettiklerine dair çok kısa bir bilgi aktarayım. Bu köşeye taşıdığım bir yazara ait değerlendirmeyi okuduktan sonra bana cevap verebilecekler çıksa, hodri meydan diyeceğim…

“Çok zengindi amca!
400 kişiyle gelmişti.
9 uçak dolusuydular.
Bir günlüğüne ziyaret!
117 lüks araç kiraladılar.

Kral, Swissôtel’de kaldı, maiyeti Sheraton’da...

290 odayı kapattılar. Lüks arabalardan oluşan filo için bir günlüğüne 250 bin euro ödendi. Ankara’da Swissôtel yöneticileri Kral’ın arzusu üzerine; viski, şarap, şampanya şişelerinin dizili olduğu Concerto restoranının barını alçıpanla türbanlatıp bir günlüğüne kapattı.”

Bu yazı yaygın medyada önemli bir köşe yazarına ait. Ancak kimse bu yazıyı tekzip edemedi. O zaman da; ‘Kral, İslam alemini kandırmak için bar kapatıyor, ama beri yandan Müslümanların parasıyla keyif çatıyor. ABD’nin emrine amade olarak yıllardır Suudi Arabistan’ı idare eden Suud Hanedanı, bizlerin gaflet uykusunda olduğumuzun bilincindedir…

Gaflet uykusundan uyanmamız için daha nelerin yapılması gerekiyor? Lütfen birileri bizi bu konuda aydınlatsın…’ diye yazmıştım.

Peki bu örneği vermem ile İslam aleminin gaflette olmasının ne ilgisi var diyeceksiniz? İlgisi var. Çünkü Suudi Kralı, İslam aleminin kutsal saydığı mekanların yönetiminden sorumlu şahsiyettir. Peygamberimizin (SAV) yaşamına baktığımızda O’nun en çok dünyevi zevk ve eğlencelerden uzak durduğunu görüyoruz. Mekkeli müşriklerin dünyalık tüm tekliflerini ret eden Hz. Muhammed (A.S.) gerçeğini yabancı müsteşrikler ve tarihçiler de ifade etmektedir. Müşriklerin, “Sizi en zenginimiz yapalım” tekliflerine, “Bir elime güneşi, bir elime ay’ı verseniz, yine davamdan vazgeçmem” dediğini tarih yazmaktadır.

Büyük bir inkılap-devrim gerçekleştiren Peygamberimiz, hasırlar üzerinde yaşam sürmüşken, günümüzde O’nun namına hareket edenlerin çirkinliklerini gördükçe, kahrolmamak elde değildir. Bu gaflet değilse nedir peki?

Suudi Amerika’da yolsuzluk operasyonları yapılıyormuş. Geçiniz bunları. Birbirlerine yönelik darbe girişimleridir yaşananlar…

Bazı prensler, sahte şeyhler, yöneticiler yolsuzluk yapmıyor, bir bütün olarak Suudi yönetimi gasıptır, suçludur…

Hepsinin mal varlığı haramdır, çünkü onların değildir. Din adına uyuşturdukları topluma ait değerlerdir…

Suudi Amerika’da tam olarak nelerin yaşandığını zaman gösterecek. Bir gün gelecek Suudi Amerika, Suriye, Mısır, Libya’da yaşanan gelişmelere benzer vahim hadiselerle sarsılacaktır. Geleceği Allah bilir ama, gasıp yöneticiler için tahminim böyledir. Rabbim en başta hala Suudi yönetimini, Peygamberin varisleri olarak gören Müslümanlara basiret, feraset versin.