Yakınlarda bir tarihte Suriye savaşı olacak.
Hiçbir ülkenin fatihler tarafından fethedilmesini, masum insanların ölmesini ve şehirlerin harabeye dönmesini istemeyiz. Ancak istemediğimiz o kadar çok olay var ki ve bu savaşta bunlardan biri olacak.
Şimdi gelelim gerekçelere;
Varan 1- Bazı internet sitelerinde geçen habere göre, Fars Körfezi’nden Akdeniz’e doğru hareket eden Amerikan “U.S.S. Eisenhower” uçak gemisi, Süveyş kanalını aşarak şiddetli fırtınaya rağmen Suriye sahillerine yaklaştı. Suriye sahilleri yakınında 10.000’i aşkın Amerikalı asker, 70 savaş uçağı, 3 savaş gemisi ve 10 kruvazör bulunuyor.
Varan 2-Türkiye, savunma sistemini güçlendirmek için NATO'nun desteğini aldı.Scud tarzı uzun menzilli füzelere karşı bir savunma silahı olan Patriot (vatansever) füze rampalarının Suriye sınırının sıfır noktasına yerleştirilmesi.
Varan 3- Rusya Devlet Başkanı Putin’in ziyareti ve mega ticaret anlaşması. Burada konulmuş olan 100 milyar dolarlık ticaret hedefinin teyit edilmesi ve iki ülkenin bu konuda anlaşmaya varmış olması.
Varan 4- Düne kadar zalim Esad ve kabinesini her türlü vahşetine rağmen savunan İranlı yetkililerin son zamanlarda sinsi bir sessizliğe bürünmüş olması.
Varan 5- Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un Türkiye ziyareti. Suriye kamplarını kendi gözüyle görme fırsatı bulduğunu anlatan Moon, bu insanların özgürlük, refah ve insan onuru için ülkelerini terk ettiklerini kaydetti. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın da bu konuyu en kısa zamanda kabul etmek zorunda olduğunu belirten Moon, 'Çok fazla insan nasibini aldı, hayatını kaybetti. Daha bu durum ne kadar devam edebilir? Ürdün'de ve Türkiye'dekileri gördüm. Bir gün içinde iki tane kamp gezdim, 10 binlerce insan çadırlarda yaşıyorlar, çadırlardan çıkıp buralara gelmişler. 
Beş madde halinde sıraladığımız bu gerekçelerin açılımı bize şunları veriyor;
Amerika artık Suriye rejiminin yıkılmasını istiyor. Bunun içinde en kahredici gücü devreye koydu.“U.S.S. Eisenhower” uçak gemisi. Tek başına bile bir ülkeyi harabeye çevirecek konvansiyonel ve nükleer füzelerle donatılmış savaş atı. Ayrıca Türkiye’nin de üyesi olduğu Kuzey Atlantik Paktı yani bilinen adıyla NATO olası bir sıcak gelişmenin ayak seslerini önceden tahmin ettiği için Patriotları yerleştirdi.
Bu gelişmeler bile tek başına Rusya’ya bir mesaj vermiş olacak ki Rusya’nın Suriye politikasında bir değişim başladı. Rusya önceki gibi yüksek volümden konuşmuyor. Çünkü durum ciddi ve Rus Ayısı temkinli yaklaşıyor. Bunu kamuoyuna deklere etmek için de bu güne kadar tarihin hiçbir şekilde kaydetmediği bir mega ticaret anlaşmasını başından beri Suriyeli rejim muhaliflerine destek olan Türklerle yaptı.
İran’da akıllı tabii ki. Bu sessizliği bile anlayanlar için çok şey ifade ediyor. Dünya’nın en güçlü iki ülkesinden biri olan Rusya bile neredeyse taraf değiştirmişken kendisi ofsayta düşmek istemiyor. Ha, yapmış olduğu bu tarihsel hata, Esad rejimine destek gerek Müslüman kamuoyunda ve gerekse seküler bir yaşam tarzını benimseyenler için unutulacak bir durum mu? Kesinlikle hayır. Ne zalime desteği ve nede Suriye konusundaki sessiz dönekliği asla unutulmayacak. Ancak durumun ciddiyeti ortada ve bir savunma refleksi olarak pasif bir politika izlemesi de anlaşılır bir şey.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’da büyük ihtimalle savaşın çok yaklaştığını anlamış olacak ki Türkiye ve Ürdün’deki mülteci kamplarını ziyaret etmiş ve akabinde de durumun vahametini kamuoyu ile paylaşmıştır.
Aslında başka göstergelerde birkaç ay içinde savaşın çıkmasını işaret ediyor. Mesela Türkiye’den kaçak yollarla İran’a sokulan altın. Türk yetkililer tarafından daha önceden de bilinmesine rağmen şimdi çok sıkı bir denetim uygulamasına gidildi. Bildiğiniz gibi savaş durumlarında tüm dünyada takas aracı olarak en çok altın kullanılır ve bir yerde altın fiyatlarının hızlı yükselmesi de savaşın yakın olduğunun bir göstergesi sayılır. Gerçi altın fiyatlarında bir yükselme yok ama Suriye müttefiki olan İran’a altının katırlarla götürülmesinin önüne şimdi geçilmesi size de biraz manidar gelmedi mi? Ünlü bir deyiş vardır “ Düşmanımın dostu benimde düşmanımdır” Türkiye’nin başını çektiği bir koalisyon ordusunun Suriye’ye saldırması durumunda Suriye’nin dostu İran’a, Türkiye’den altının kaçak yollardan sokulması affedilemez bir hata olurdu. İran’ın ekonomik açıdan Suriye’ye desteği bir nebze kesilmiş oldu.
Evet dostlar. Savaş öyle yada böyle kapıda. Esad rejimi yıkılacak. Aslında büyük bir taarruz yapılmasa da yıkılacak, yapılsa da. Çünkü ülkede hayat durmuş, ekonomi dibe vurmuş durumda. Hiçbir ülke iç karışıklığına ve vatandaşını bombardıman uçaklarıyla yok etmesine rağmen varlığını devam ettiremez. Bir şekilde o ülke yıkılır ve yerine yeni bir ülke kurulur. Ancak daha önceden de örneklerini yakın tarihlerde gördüğümüz gibi olası dış müdahalelerde bu yıkım süreci biraz daha hızlı olur.
Beni burada asıl düşündüren konu şu: Patriot füze rampaları bizleri birçok uzun menzilli füzeden koruyabilir ancak Suriye’nin elinde kendi ifadelerinden de bildiğimiz üzere çok çeşitli kimyasal bombalar bulunmakta. Kimyasal bombanın yakın mesafeden atılması durumunda ki patriotlarda sınıra çok yakın bir mesafeye yerleştirilmiş, Türkiye halkı için çok acı bir tablo oluşturabilecektir.