Ülke genelinde olduğu gibi Batman’da da öğrencilerin büyük özlemle beklediği sömestr tatili dünden itibaren başladı. İki haftalık tatil, sayılı günlerdir, çabuk geçecek.

Dünyanın gelişmiş ülke çocuklarının tatillerini nasıl geçirdiklerini az çok biliyoruz.

Dünyayı dolaşarak tatillerini geçirenler gerçeğini biliniyor. Gelişmiş dünya ülkelerinin öğrencileri, mevsimine göre tatillerini güzel yerlerde geçiriyorlar.

Ülkemiz gerçeği için bir lüksten söz ettiğimi iyi biliyorum.

Batmanlı öğrencilerin ekseriyeti yoksul ve orta halli aile çocuklarıdır. Yoksullukla boğuşan ailelerin çocuklarının Avrupa, Amerika veya uzak doğu ülkelerini gezecek halleri yoktur…

Tatil elbette tüm öğrencilerin hakkıdır. Zorlu bir süreçten geçen öğrencilerimizin dinlenmeye, toparlanmaya ihtiyaçları vardır. Bunu gayet doğal buluyorum.

Ancak, zorlu hayat şartlarını dikkate alacak olursak, öğrencilerimizin genel olarak bu tatilde yine dinlenebileceklerini sanmıyorum.

Yine yüzlerce öğrenci değişik işlerde çalışacaktır, daha önce çalıştıkları gibi…

Yoksul öğrenciler tatilde çalışmak zorundadır. Çünkü ailelerinin geçim sıkıntısı yaşadığı bir gerçektir.

Ailelerine yük olmak istemeyen öğrenciler olabileceği gibi, anne ve babalarının baskısıyla da çalışacak öğrenciler olacaktır diye düşünüyorum.

ÖĞRENCİLER KONTROLSÜZ BIRAKILMAMALI…

Okulun açık olduğu günlerde öğrencilerimiz daha çok kontrol altındadır. Örneğin öğlenci bir öğrencinin sokakta çok dolaşması kolay değil. Çünkü sayılı saatleri söz konusu.

Öğle saatlerinde okula gitmek zorunda olan bir öğrenci, aradaki süreyi genel olarak sokakta geçiremez.

Keza sabahçı bir öğrenci de öğleye kadar okulda olacağından, daha çok kontrol altında tutulabilir.

Şimdi çalışmayacak öğrencilerin kontrolü zorlaşacaktır. Çünkü gün boyunca öğrencileri evde veya okulda tutma meselesi söz konusu olmayacağından, bazı sıkıntılar yaşanacaktır.

Çalışan öğrenciler için değil, boşta olan öğrencilerin kontrol altında tutulması için ailelere büyük görev düşüyor…

Anne ve babalar bu konuda duyarlı olmalıdır…

Tatil günlerinde çocuklarının diledikleri gibi sokağa çıkmasına izin vermemeli, kontrol altında tutmaları ve gidecekleri yeri bilmelerinin önemini hatırlatmak isterim. Çocuklarımızı bekleyen yığınla tehlike söz konusudur.

İNTERNET CAFELERE DİKKAT…

Okul-öğretmen, anne ve baba kontrolünden çıkacak öğrencileri bekleyen tehlikeler vardır. Bu tehlikelere dikkat çekmeyi görev biliyorum.

Evet, çocuklarımızı bekleyen tehlikeler var. Bu tehlikeleri dikkate almak ve önemsemek zorundayız. Aksi halde çocuklarımızın bir haftalık kontrolsüzlüğü bile çok pahalıya mal olabilecektir…

Boşta kalan öğrencilerin internet cafelere takılması söz konusu olabileceğinden, bu meseleyi önemsemek gerekir düşüncesindeyim.

Bakınız, Batman’ın her köşe başında kontrolsüzce açılan internet cafeler gerçeği söz konusudur…

Bu cafelerin açılışını da normal buluyorum. Çünkü iş bulamayan insanlarımızın kendilerine geçinebilecekleri bir uğraşı peşinde olması kadar doğal bir durum olamaz.

Biliyorum internet cafelerle aileler geçindiriliyor. Bu gerçeği göz ardı edemem. Ancak…

Ancak, internet cafelerin kontrol altında olması gerekiyor. Çünkü bu cafeler, maalesef çocukların uğrak yerleridir…

Zaman zaman sıkı tedbirler alınıyor. Ancak bütün tedbirlere rağmen internet cafeler çocukların uğrak yeri olmaya devam ediyor.

İnternet dünyasına alışan çocukları bekleyen büyük tehlikeler söz konusudur.

Her şeyden önce öğrenciler, genel olarak internet cafelerde ‘duman altı’ olmaktadırlar. Çünkü bütün denetim mekanizmalarına rağmen internetlerde sigara içilmektedir.

Yaşları tutmayan öğrencilerin internetlere alındığı gerçeğini de unutmayalım. Hatta internet cafe sahipleri okulların tatilini dört gözle beklemektedirler de diyebilirim.

Özellikle ilkokul ve orta okul öğrencileri bazı kötü alışkanlıkları böylesi mekanlarda kazanmaktadırlar. Bazen bir haber takibi için takıldığım nice internet cafelerde çocukların nasıl toplu bilgisayar oyunlarında küfürlü ve argolu konuştuklarının tanığıyım.

Öte yandan lise öğrencilerinin takıldıkları web siteleri maalesef çocuklarımızın ahlaklarını bozmaktadır. Bunu açmayı gereksiz buluyorum.

Bir kültürel yozlaşma sorunu ve tehdidi ile karşı karşıya olduğumuzu unutmamalı ve çocuklarımızı sahiplenmeliyiz.

Toplumların öz benliklerini, değerlerini yitirmesi tehlikesinden söz ediyorum. Biz Çinliler ve Japonlar gibi olsaydık, gam yemezdik.

Çinlilere, Japonlara bakınız, iki bin yıl önceki değerlerini sahipleniyorlar. O değerlerini sahiplendikleri için Japonlar, dünyanın gerisinde kalmıyor. Aksine dünyaya teknoloji ihraç ediyorlar…

Çinliler, iki bin yıllık değerlerini, kültürlerini korudukları için bugün ayaktalar. Bir buçuk milyar insanın aç ve açıkta olmamasının en büyük nedeni, kültürel yozlaşmaya karşı verdikleri mücadeledir. Eğer öz benliklerinden uzaklaşmış olsalardı, bugün o kalabalık nüfus birbirinin etini yiyecekti!..

2017-2018 Eğitim-Öğretim yılının birinci yarısında okullarda boş geçen derslerle ilgili bir değerlendirme yaparken, şu görüşümü ifade etmiş, tatil dışında boş geçen ders günlerine dikkat çekmiştim.

Sonuç olarak çocuklarımıza hayırlı bir tatil diliyorum. Onlar bizim geleceğimizdir. Çocuklarımızın tatillerini en iyi şekilde geçirebilmeleri için herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum.