Türkiye Petrolleri 64. Yıl dönümünü kutladı. Bir asrı deviren bu köklü kuruluşun temelinin 1955’te atıldığı Batman’da kimse Türkiye Petrolleri gibi büyük bir kuruluşun son 30 yılda bu günlere geleceğini kestiremezdi.

O ağır bakım atölyeleri, sondaj sahası ve bölge binasında petrol emekçilerin harıl harıl çalıştığı o altın yıllar, Türkiye Petrolleri başta olmak üzere Batman’daki diğer petrol sektörlerinde de çoktan geride kaldı.

BİR DÖNEMLER KARA
ALTININ BAŞKENTİYDİ

Türkiye’de ilk petrolcüler olarak tarihe geçen Hadi Galip Yener, Cevat Eyyüp Taşman ve İhsan Nuri Berent’in mekanı cennet olsun…

Onlar, 1934’lü yıllarda bölgede başlattıkları uzun solukları ve çileli bir uğraş sonucu 1947’de keşfettikleri Raman-8 kuyusu ile günümüze kadar kara altını taşıdılar.

Dicle nehrini kelek ve sallarla geçen o ekip, 1934’lü yıllarda bölgeyi karış karış gezmiş ve kara altını gün yüzüne çıkarmıştı. O petrolcülerin emaneti sayesinde yeni şehirler ve yeni yerleşim birimleri oluştu. İşte bu yerleşim yerlerinden biri de kara altınla 70 yıl gibi bir sürede modern ve kent merkezi nüfusu yarım milyonu geçen Batman oluştu.

Biz o kara altınla hem istihdam hem de şehrin lokomotifi olan Türkiye Petrolleri başta olmak üzere petrol sektörlerini ne kadar korumayı başardık? 50-60 Yıl öncesinde Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar ve üst düzey bürokratların üzerinde titredikleri Batman’ın olmazsa olmazı, petrol sektörlerinin gerilememesi için ne yaptık? Her küçülen petrol sektörü, Batman piyasasında belki de 100 işyerinin kapanmasına eşitti.

İşte biz Batman’ı var eden Türkiye Petrolleri’nin eski konumuyla tutulması için maalesef üzerimize düşeni yapamadık.

Türkiye Petrolleri’nin üniteleri küçüldü… O üniteler kapandıkça bu şehrin ekonomisine de muhatap olan Odalar, küçülme politikasına hep seyirci kalıp izlediler.

Ne yazık ki bazı çevreler, ‘Petrol işçisi kazanıyor, bir şey olmaz’ mantığıyla bu kuruluşun küçülmesi için sorumluluk üstlenmedi.

Bu sorumsuzluk, şehre pahalıya mal oldu ve binlerce kişiye istihdam alanı açan o devasa kuruluş artık çok gerilerde kaldı.

O Site mahallesinde gece-gündüz demeden harıl harıl çalışan petrol emekçileri yok artık.

‘TP’ DEMEK BATMAN’DI…
DDY Garı’nda Türkiye Petrolleri’nin Site camisi ile eski eğitim yuvasının bulunduğu hafif yokuşlu güzergaha tırmandığınızda etrafa mis gibi salınan çam kokuları salındığında kendinizi ayrı bir semtte hissediyordunuz…

Rengarenk güller, karanfil, zakkum ve çiçeklerle renk cümbüşünün yaşandığı Site Ortaokulu’nda şimdi ki Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in kayınpederi Mehmet Yıldız’ın müdürlüğünü yaptığı o eğitim yuvasının yerinde yeller esiyor.

Milli güreşçiler Mehmet Esenceli, Ali Rıza Alan ve Mehmet Emin Şimşek’in, Melih Genca Kapalı spor salonunda nefes kesen müsabakalarında coşkulu taraftarların sesi çoktan unutuldu.

Bir dönemler Bulgaristan’a takım halinde giden Petrolspor’un güreş takımı da uzun süredir yok.

Yazlık-kışlık sinemaların bir dönemler dolup taştığı, ünlü tiyatro oyuncularının konuk olduğu TP’de şimdilerde o aktiviteler yok.

Site’de öyle bir sessizlik hakim ki… O gece yarılarına kadar Beyaz Saray eski binasına petrol sahalarından vardiyadan gelen petrol işçileri de yok.

Yüzlerce işçinin barınma ve bir araya geldiği tesisler de tarih oldu. Yaz mevsiminde Türkiye Petrolleri’nin havuzlarına girebilmek için TP giriş kapısında kuyruk oluşturan gençler de yok. 70’li yıllarda birçok müzik grubunu geride bırakıp, Batman’a altın mikrofon getiren TP orkestrası da yok.

Renkli geçen yıldönümleri de diğer aktiviteler gibi kaybolup gitti.

TP’NİN AYRICALIĞI VARDI
Petrol sektöründe hemen her petrolcünün yolunun kesiştiği Türkiye Petrolleri’nde çalışmak bir ayrıcalıktı…

Üniteler küçüldükçe personel de peş peşe emekliliğe ayrıldı. O koca çınar, 30 yılda nasıl bu kadar küçüldü anlamak güç...

Türkiye Petrolleri’nin tam 55 yıldır bünyesinde bulundurduğu Petrolspor’da hem futbolcu hem de işçi olarak çalışan Salih Eren, Rasim Baysal, Veysi Olgun, Halil Türe ve isimlerini hatırlayamadığım o kulübe yıllarını veren futbolcular, kentin markası Petrolspor’u başarından başarıya taşımıştı.

Kim ne derse desin bu şehri şehir yapan Türkiye Petrolleri’ydi…

O koca kurum, küçüldükçe Batman’ın ekonomisi de sarsıldı. Gücünü TP’den alan Batman, artık petrol sektörüne yenik düşen bir şehir oldu.

O herkesin bir dönemler parmakla gösterdiği kurum maalesef karşımızda yok. Eski atölyelerin ve çalışma alanları neredeyse park alanlarına dönüştü.

AKYÜREK, SİTE’Yİ ÖRNEK ALMIŞTI
1955 Yılında dönemin Türkiye Petrolleri Personel Müdürü; Muhittin Akyürek’ti…

Nur içinde yatsın… O petrol emekçilerinin dostuydu.

Türkiye Petrolleri’nde çalışan emekçilerin barınma ve diğer sorunlarının çözümü için merhum Akyürek, o dönemlerde çalışanlara sınırsız imkan sağlamıştı. Elazığ ve İstanbul’daki gemi tersanelerinden gelip, Rafineride çalışan işçilere şimdi ki Akyürek’te konut yapmak için her türlü malzeme desteği vermişti Muhittin Akyürek…

Şimdilerde TP’ye komşu olan Akyürek mahallesinde oturanlara demir, çimento ve diğer inşaat malzeme yardımlarını sağlayan Akyürek, o eski semtin altyapı işini de üstlenmişti. O dönemin petrolcüleri de ahde vefayı unutmamıştı. Semte ‘Akyürek’ adını vermişlerdi. O gün bugün, mahallenin adı böyle kaldı.

Türkiye Petrolleri’nin Sitesi’nden inerken, Akyürek semtinin ara sokaklarından geçtik. O bir zaman kiremit çatılı evler, çocukluğumuzda birer saray gibi duruyordu.

O Akyürek’te ne eski petrolcüler vardı ne de şehrin tanınan simaları…

60 Yıl öncesinin o konutlarında Suriyeli sığınmacıların sesi yükseliyordu. Site ve Akyürek semtlerinde hüzün dolu bir akşamı geride bırakırken, 30 yılda bu koca kuruluş nasıl böyle küçüldü diye kendi kendime hep sordum; nereden nereye…