Dört Nisan tarihi geldi mi, insanlık ailesinin huzuru için toplumu bilinçlendirmeyi amaçlayan yazılar yazmayı bir ibadet gibi biliyorum.

Dünyanın hangi coğrafyasında yaşıyorlarsa yaşasınlar, tüm insanların yaşam hakkı benim kutsalımdır.

4 Nisan Uluslararası Mayın Bilinci Geliştirme Günüdür. Yıllarca her 4 Nisan’da insanlık ailesinin mutluluğu için sinsi silahlar olan mayınlara dikkat çeken yazılar yazmışımdır.

Yazdığım tüm yazıların arkasındayım. Çünkü yazdıklarımın yanlış olduğunu söyleyen kimse çıkmadı. Bugün olağanüstü hal var diye mayınları yazmayacak olsam, sanki geçmişte suç işlemişim gibi bir algı oluşacaktır.

Mayınlar nerede üretiliyorsa üretilsinler, insanlık düşmanı sinsi silahlardır. Tüm insanların bu bilince kavuşması için 4 Nisan’ı bir fırsat olarak değerlendiriyorum.

Rusların Afganistan’ı işgal yıllarını hatırlıyorum. Her gün Afganistan’da çok sayıda sivil, o sinsi silahların kurbanı oluyordu.

Bugün Afganistan’da tek ayaklı o kadar çok sivil yaşıyor ki, hepsi o mayınların kurbanlarıdır…

İnsanoğlunun kendini koruma adına ürettiği en sinsi silahların toprak altına döşenen ‘Mayınlar’ veya diğer adıyla ‘Kara Mayınları’ olduğunu pek çoğumuz bilmeyiz.

Neden bilmeyiz? Çünkü insanlık ailesinin ekseriyetinin, yani çok büyük kesiminin şehirlerde yaşadığı gerçeği ortada olduğundan, toplumumuz büyük ölçüde mayınlardan habersizdir.

Oysa mayınlar dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de can almaya devam etmektedir.

Ülkemiz tam anlamıyla huzura kavuşsa, yıllarca tek bir silah sıkılmasa bile, geçmişin kalıntıları olarak toprak altında uyuyan sinsi nesneler can almaya devam edecektir…

İlkokul değil, lise öğrencilerine;

‘toprak altında yıllarca uyumadan,

acıkmadan,

susamadan,

üşümeden,

gürültü yapmadan duran,

zarar vermek için dost ve düşman ayırt etmeden kurbanlarını bekleyen organizma nedir?’ diye sorulsa, cevabını bilenlerin oranı ne olacak?

Bence çok büyük ekseriyetle cevabın ‘mayınlar’ olduğunu bilmeyecekler…

Şehirlerde her gün okullarına giden öğrenciler, işlerine giden çalışanlar, işyerlerini açan esnaflar bu sorunun cevabının, bildiğimiz anlamda canlı olmazsa bile toprak altında kurbanlarını bekleyen sinsi silahlar olan ‘mayınlar’ olduğu gerçeğini bilemezler…

4 NİSAN, MAYIN BİLİNCİ GELİŞTİRME GÜNÜ…

Oysa böyle silahlar yüzünden her yıl dünya genelinde ölümler yaşanıyor. Daha yaşanabilir bir dünya için duyarlı olanlar, toplumları bilinçlendirme, gaflet uykusundan uyandırmaya çalışıyorlar. 4 Nisan tarihi bu nedenle önemli bir gündür…

Evet, 4 Nisan Uluslararası Mayın Bilinci Geliştirme Günü'ndeyiz. Bu önemli gün vesilesiyle tüm dünyada mayınlara kurban giden masum insanları rahmetle anıyorum.

Bir insan hakları savunucusu olarak ister devletler, ister örgütler, kim olursa olsun mayın üretenler, satanlar, alanlar, döşeyenlere karşıyım.

Herkes biliyor ki mayınları büyük emperyalist devletler üretiyor ve satıyorlar. İnsanlık ailesinin bilinçlenerek mayınlara karşı duyarlı olmaları gerektiğine inanıyorum.

Uluslararası Mayın Bilinci Geliştirme Günü olan 4 Nisan, dünyadaki binlerce aile için acıların hatırlandığı gündür. Başka canların yitirilmemesi ve bu kahrolası sinsi silahların yeni acılar yaşatmaması için 4 Nisan’da mayın bilincini geliştirmeye çalışmalıyız.

Herkes evinde oturur, ‘bana ne’ ve ‘bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ diyerek duyarsız kalırsa, kahrolası sinsi silahlar can almaya, ocaklar söndürmeye devam edecektir…

Bir insan hakları savunucusu, Mayınsız Bir Dünya, Mayınsız Bir Türkiye ve Mayınsız Bir Batman Girişimi’nin gönüllüsü olarak her yıl sorumluluk bilinciyle hareket ederek bu önemli günde karınca kararınca görevimi yapmaya çalışıyorum. Mayın üreten, mayın döşeyen ülkelerin Ottawa Sözleşmesi’ne uymaları ve tüm kara mayınlarını imha etmeleri için mücadele verilmektedir. Ülkemiz bu sözleşmeyi imzalamıştır. 2022 yılına kadar bütün mayınların imhası zorunluluğu vardır. Sözleşmenin gereğinin yerine getirilmesi insanlık adına bir kazanım olacaktır.

En zorlu süreçte sinsi silahlar karşıtlığımla toplumun karşısına çıkmayı görev bilmişim. ‘Mayınlar ve patlayıcılarla, insan haklarını hiçe sayan, insanların yaşam haklarına yönelik saldırılar kimden gelirse gelsin barbarlıktır. Bu tür kirli silahlar bir hak arama yöntemi olarak kabul edilemez. Çok açık bir dille ifade ediyorum; bu sinsi silahlara başvurmak insanlık suçudur…’ diye yıllarca yazılar yazdığım malumunuzdur.

Bir kere daha ifade etmek isterim; Mayınlar, sinsi silahlardır. Kurbanını aramaz, kendisine gelmesini bekler.

Kurbanları arasında ayrım gözetmez.

Kurban, hayvanlarını otlatan çoban, tarlasını eken çiftçi, meraklı bir çocuk olabilir.

Mayınlar, robot askerlerdir. Acıkmaz, susamaz, üşümezler…

75 yıl aktif olarak kalırlar.

Mayınlar kitle imha silahlarıdır.

Mayınlar barış nedir bilmez. Savaşlar bitse, barış ilan edilse bile öldürmeye devam ederler. Temizlenmeyen mayınlar, barış dönemlerinde savaş dönemlerinden daha fazla insanın canına kıymaktadır.

Sinsi silahların can almadığı bir dünya dileğimle.