Batman’da kurumlarla ilgili ciddi bir denetim şart. Herkes kendi cumhuriyetini kurmuş, kendi bildiğini (daha doğrusu bilmediğini) okumakta. Bu hafta içinde gittiğim birkaç kurum ile ilgili gözlemlediklerimi siz sevgili Batmanlılarla paylaşmak istedim.
TEDAŞ ÖDEME BÜROSU
Mevsimin en sıcak günlerinde bile yeterli bir havalandırmaya sahip değil. Gölgede 45 derecenin olduğu günlerde yetersiz klima sistemiyle vatandaşın ve görevlilerin sıcaktan kavrulduğu bir yer. İçeride uzun kuyruklar oluşuyor. Çünkü numaratör sistemi mevcut değil. Sıranın kaybolmaması için ayakta beklemek zorundasın. Duvarlarındaki boya oldukça eski. Burası Avrupa sistemine entegre olmayı hedefleyen bir ülkeden çok orta doğunun karanlık bir ülkesindeki karanlık bir kurumu andırıyor. Hani Amerikan deniz piyadelerinin taş üstünde taş bırakmadığı Felluce Elektrik ödeme merkezi olsa bir şey demeyeceğim. Ama burası Batman. Daha modern bir ödeme merkezi oluşturulamaz mı? Dijital panodan herkesin sırasını ve numarasını rahatlıkla takip edebileceği, banklarında oturabileceği, yazın serin, kışın sıcak bir iklimlendirme sisteminin olduğu, LCD ekranından haberleri izleyebileceği, duvarlarında güzel manzara resimlerinin olduğu ve pırıl pırıl boyalı ve temiz bir ödeme merkezi oluşturulamaz mı? Böyle bir yer hem vatandaş ve hem de orada özverili çalışma yapan çalışanların hakkı değil mi? Ama öncelikle kurumun başındaki kişilerin bu durumu tespit edip o’na göre bir rapor doğrultusunda girişimde bulunması gerekir. Ancak “bana ne, bana ne lazımcı” memur mantığıyla iş yapmaya çalışan kişilerden de ne beklenebilir ki? İnsana saygısı olan idarecilerin böyle yapmayacağını biliyoruz.
BATMAN BÖLGE HASTANESİ
Sağlık konusunda en titiz yerin Bölge Hastanesi olması gerekir. Birinci kattaki tuvalete giden vatandaş elini yıkamak için sabun aramasın boşuna. Çünkü sıvı sabun kutusu boş. Sağa sola baktım belki yerde bir şişede sıvı sabun bulurum diye, ama yoktu. İnsan sağlığından birinci derecede sorumlu bir kurumda tuvaleti kullanan bir kişinin sabun bulamaması bu kurumun ne kadar ciddi/ciddiyetsiz bir yer olduğu hakkında insana fikir veriyor. Soruyorum bir hastane çalışanına “niçin tuvaletlerde sabun yok?” diye. Bana verdiği cevaba bakın: Dolduruyorlarmış ama çok geçmeden avuç avuç kullanan ziyaretçiler tarafından kısa sürede tüketiliyormuş. Sanırsın sıvı sabun değil de zemzem suyu. Yahu adam cebine mi koyacak. Bırak ne kadar kullanıyorsa kullansın. İyi bir yönetim sistemi kur, biter bitmez doldurulsun. Her gelenden ücret alınıyor ve hastaneler iyi de para kazanıyor. Litresi 3-4 lira olan bir temizlik maddesinden bir ton alsan sana dokunur mu? Bu ne saçma bir iddia? Hipokrat yemininin yanında temizlik yemini de ettirilmesi lazımmış diyeceğim ama tek saçmalık bu değil ki.
Kafeteryada da aynı durum söz konusu. Oturduğumuz plastik masanın üzerinde kurumuş kan izleri vardı. Orası bir hastane ve pastane masası ile hastane masası arasında elbette ki bir fark olacak. Ancak işletmeci eğer işini daha hijyenik yapabilseydi ve hastane yönetimi tıpkı sıvı sabunsuz tuvaletler konusunda olduğu gibisınıfta kalmasaydı,  daha ciddi olabilseydi ve de denetleyebilseydi o masa da öyle rezil bir şekilde olmayacaktı.
Bu Ülkenin güzel insanları çok daha iyisini hak ediyor. Ya adamlar işini adam gibi yapacak ve yurdum insanı hak ettiği hizmeti alacak, ya da böyle gazete sütunlarında çarşaf çarşaf eleştirilerin hedefinde olacak. Hiçbir makam, hiçbir mevki ve hiçbir kurum Batman insanının üstünde değildir.