Röportaj: Melek Barış
 
Şiddet, kadın derneklerince abartılıyor
Batman Kadınının Toplumsal Gelişim Derneği Başkanı Şükran Altun, Kadın Dernekleri ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Altun, “Aslında kadın dernekleri ne istediğini bilmiyor. Şiddet de şiddet demekten öteye gitmiyorlar. Hep şiddet üzerinde duruyorlar. 500 ev ziyareti yaptım. Bunun 13’ünde şiddet vardı. Şiddet kadın dernekleri tarafından çok abartılıyor.” dedi.
Altun, kadının daha sert olduğuna vurgu yaparak şöyle konuştu. “Kadının fiziksel olarak gücü yetse, erkeğin canına okur. Erkeğin uyguladığı şiddetten daha fazlasını yapar. Kadın erkekten daha serttir aslında” sözlerine ilaveten“ kadınlardan gördüğüm şiddetin haddi hesabı yok” serzenişinde de bulundu.
“Şiddet gören erkekler de var. Fakat kadın dernekleri bunu dile getirmiyorlar, bir sır gibi saklıyorlar” sözlerine dikkat çeken BAKAD Derneği Başkanı Şükran Altun, Melek Barış’a yaptığı ilginç açıklamalarla uzun süre konuşulacağa benziyor.
--- Kadın dernekleri neden kuruluyor ve sizce kadın dernekleri ne istiyor?
Batman Kadınının Toplumsal Gelişim Derneği’ni 2005 yılında ÇATOM kapasitesini artırmak amacıyla kurdum. ÇATOM’ çok kadın geliyordu fakat bazı şeylerde başarılı olamıyordum. Açıkçası kadınlara faydalı olabilecek bütçeden yoksundum. Bu dernek sayesinde bir bütçem oldu ve daha çok kadına ulaşabildim. İş kurmak isteyen kadınlara yardımcı olmak, onların sorunlarını paylaşmak, sosyolog ve psikolog desteği sunabilmek için belli bir bütçeye ihtiyaç vardı bunu da dernek sayesinde oluşturduk. Bunları yaptığımda kendimi daha iyi hissedecektim, öyle de oldu.
ERKEK ÜYELERİMİZ DE VAR
2005 yılında kurduğumuzda 100 yakın üyemiz vardı. Üyelerin çoğu mahalle kadınlarından oluşuyordu. Yaklaşık 20 erkek üyemiz de vardı. Fakat şimdi 45 kadın, 6 erkek üyemiz var. Erkek üyelerimizin bir kısmı işadamlarından oluşuyor. Maksadım; bunların da desteğini alarak mağdur olan kadınlarımıza iş imkânını daha kolay sağlayabilmek. Kadınlarımızı daha da güçlendirmek ve sahip çıkmak. Derneğe kayıtlı kadınların çoğu sosyal güvencesi olmayan, evde şiddet görmüş kadınlar. Bunların bir tarlası bahçesi falan yok. Bu durumdaki kadınları hayata bağlamak niyetiyle kurdum. Kaçına ulaşabilir de faydalı olabilirsem o kadar mutlu olurum.
500 KADINDAN 13’Ü ŞİDDET GÖRÜYORDU
Zor durumda olan kadınları hayata bağlamak niyetiyle 2006 yılında bir proje hazırladık. Dünya bankasına bu projeyi sunduk. Projemiz evde şiddet gören kadınların sosyalleşmesi ile ilgiliydi. 5 bin dolarlık bir projeydi. 4 ay süreliydi. 5 bin dolar da kendimiz katkı sağlamıştık. Bu proje kapsamında 500 kadına ulaştık. Seminerler, paneller, düzenledik. 500 kadın arasında çok şiddet görmüş 13 kadın vardı. Bu kadınlar için önce psikologla görüştük. Psikolog desteği sunduk. Yaşama bağlanmaları için çabaladık. Çoğunun ana sorunu ekonomikti, maddi sıkıntı çekmelerinden kaynaklanıyordu. Bazılarının boşanma davaları devam ediyordu. Avukat ücretlerini ödedik. İş kurmalarına yardımcı olduk. 4 kadına iş kurduk. 2 kadını okullara temizlik personeli olarak yerleştirdik. 6 kadın lokantada servis elemanı olarak işe başladı. 2 kadın dikimevine yerleşti. Bu kadınlar arada beni ziyaret ederler ve çok mutlular.
İMAMI BİLE İKNA ETTİM
Dernek adına okuma yazma kursları düzenliyoruz. Hane ziyaretleri yapıyoruz. Hiçbir geliri olmayan kadınlar için işyerleri ve iş adamları ile görüşerek onlara iş bulma anlamında destek sunuyoruz. Maddi durumu kötü olanlara aidatlarımızdan katkı sağlıyoruz. 100 e yakın erkeğe bilgisayar bağlama ve gitar kursu verdik. Kurslara babası imam olan bir kızımız geliyordu. Babası gelip dedik ki, “erkekler bu kurslara gelmesin, yoksa kızımı göndermem” Ben o imamı ikna ettim ve daha sonra imam diğer kızını da gönderdi. Kurs bitiminde de gelip bana teşekkür etti. Ben bunu başardıysam daha çok şeyi başarabilirim. 



SODES’LE KADIN DERNEKLERİ DE ARTTI
Gözlemlediğim kadarıyla, kadın derneklerin birçoğu SODES projelerinden faydalanmak için kuruluyor. 2005 yılında ben dernek kurduğumda Batman’da hemen hemen kadın derneği hiç yoktu. Benden sonra kadın derneklerinde artış olmaya başladı. Benim derneğim, Türkiye’de en çok iş yapan kadın derneği sıfatıyla 14. sırada yer alıyor. SODES’ ten sonra çok dernek kuruldu.
KADIN DERNEKLERİ NE İSTEDİĞİNİ BİLMİYOR
Bence kadın dernekleri ne istediğini bilmiyorum. Ben bir iki kadın derneğine katılmıştım. ‘Şiddet de şiddet’ demekten öteye gitmediler. Hep şiddet üzerinde duruyorlar. Ben 500 ev ziyareti yaptım bunun 13’ünde şiddet vardı. Şiddet kadın dernekleri tarafından çok abartılıyor diye düşünüyorum. Şiddetin ana kaynağı da ekonomidir. Ona da biraz destek olduğunuzda miminize ediyorsunuz.
ŞİDDET GÖREN ERKEKLER DE VAR
Şiddet gören erkekler de var. Fakat kadın dernekleri bundan hiç bahsetmiyor. Kimse bunu dile getirmiyor. Dile getirmeyişlerinin nedeni de bence kendilerine pek güvenmiyor olmalarıdır. Ben şiddet gören çok erkek biliyorum. 8 ay evine gidemedi birisi. Benim derneğe sığındı. Biz ona yardım ettik. Eşiyle konuştuk, ikna olmadı. Eşinin akrabalarıyla irtibata geçtik. Bayağı bir gittik geldik yani. Kadın ekonomik sıkıntılardan bunalmıştı. Erkeğin kazancı yetersizdi. Kadına da bir iş bulduk çalışmaya başladı. Biraz da merkezimizdeki sosyal aktivitelere dâhil oldu. Böylece sorunu hallettik. Bazen düşünüyorum; bir dernek daha kurayım ve adın da kolu kanadı kırılmış erkek derneği diyeyim. Onlarda böylece bana sığınsınlar. Kadının yanı sıra şiddet gören erkeği de korumak gerekir.
KADIN EMEKTARDIR
Ben kadınları çok seviyorum. Sonuçta bizi doğuran annelerimiz kadın. Evi çekip çeviren kadın, erkeğe destek olan yine kadındır. Her şeyde kadın vardır. Kadın, eğitim aldığı zaman eğitimli bir aile, eğitimli bir aile de eğitimli toplum demektir. Kadınlar emektarlarımızdır. Bazı şeyler eğitimsizlikten, bilememekten kaynaklanır.
İLGİSİZLİK ŞİDDET GETİRİYOR
Erkeler, kadınların surat asmalarından, onlara gülmemelerinden, emeğe saygı duymamalarından, vefasızlıktan şikâyetçiler. Akşama kadar çalışıp çabalıyoruz, akşam eve geldiğimizde bir güler yüz bile göremiyoruz diyorlar bu da belli bir zaman sonra şiddette dönüşebiliyor. Bir kolay gelsin bile demediklerini söylüyorlar. İki tarafı da dinlemek gerekiyor. Tek tarafı dinlerseniz eksik kalır. Fakat Erkeklerin söylediklerine göre en çok kızdıkları şey kadının ilgisiz oluşudur. Bir kahvaltıyı bile hazırlamaya üşenmesi, akşam eve döndüğünde güler bir yüz göstermemesi gibi nedenler şiddete dönebiliyor. Ama en önemli neden %90 ekonomik sıkıntılardır. Erkeğin kazancı yeterli olmayınca sorunlar daha da artıyor. Bizim bölgede kadına şiddet olayının altındaki ana neden, özellikle ekonomik sıkıntılardan kaynaklanmaktadır. Daha sonra kendi isteğinin dışında yapılan evliliklerdir. Fakat sorunların %90’ı ekonomik durumla ilgilidir. Eğitimsizlik, sevgisizlik v.s diğer kısmını tamamlıyor. Anne ve babasının istediği biriyle evlendirilenlerde şiddet olayı daha çok oluyor. Anne ve babasından sanki intikam alırcasına bu öfkeyi eşinden çıkarıyor ve ona şiddet uygulayabiliyor. Namus ve töre cinayetleri gibi sorunlarla hiç karşılamadık. Bizim derneğe böyle bir sorun hiç gelmedi.
EN ÇOK İŞ İSTİYORLAR
Kadınların %90’ı iş talebinde bulunuyor. Hiçbir eğitimleri yok, iş deneyimleri yok. Benden işe yerleştirmemi istiyorlar. Önce eğitime tabi edelim diyorum bu seferde ne kadar maaş alacağız diye soruyorlar. Eğitimi bile belli bir ücret alarak yapmak istiyorlar. Eğitim için ücret veremeyeceğimizi anlatmak biraz zor oluyor. Birçok kadına kefil oldum. İşyeri kurdurdum. Diktikleri ürünlere pazar imkânını sağladık. 21 kadına işyeri açtık. 2010 yılında, SODES kapsamı çerçevesinde 4 ay girişimcilik eğitimi verdik. Yaklaşık 70 kadına bu eğitimden istifade etti.
KADININ EVDEKİ ROLÜ DE DEĞİŞİYOR
Bu eğitimlerin sonunda, benim kafamda şöyle bir iş yeri var diyen kadınlara destek olduk. En az iki kadın birleşerek işyeri açmaya başladılar. 6 ay SODES kapsamında kiraları ödendi. Tabi işyerine göre malzemeler valilik tarafından tutanak karşılığında verildi. İşyerleri yine valilikçe 6 ay boyunca takip edildi. Çok güzel işleri oldu. Hala devam ediyorlar. Bazı üyeler işyerlerine elaman bile aldılar. Onlarda işveren oldu. Kendi işyerlerinde hepsi de çok mutlu. Şu an kendi işyerlerinin patronular. Tabi patron olunca, gelip bana dedi ki biri, “ben bu işyerini açtıktan sonra benim evdeki rolüm de değişti. Babam artık bir şey yapacağında bana da danışıyor. Bir karar almanda önce benim de fikrimi soruyor. Daha önce böyle bir şey yapmazdı. Kendimi şu anda çok daha verimli hissediyorum. Kendime güvenim arttı.” Sosyal yaşama dahil olunca, kadının evdeki rolü de değişiyor.
ERKEKSİZ KADIN, KADINSIZ ERKEK OLMAZ
Erkeksiz kadın olmaz. Kadınsız da erkek olmaz. Yüce Yaradan böyle yaratmış. Diğer kadın derneklerinde erkek üye var mı bilmiyorum. Fakat bana göre ikisinin de olması gerekiyor. Ben gecenin bir vakti kalkıp da sokaklara çıkamam, buna gücüm yok. Fakat erkeğin bu gücü var. Kadın ve erkek birbirini tamamlıyor. Bu nedenle kadın derneklerinde erkeğin de olması gerekiyor. İkisi bir bütündür. Burada bir erkek derneği kurulsun ben gidip üye olurum.
KADININ GÜCÜ YETSE DAHA ÇOK ŞİDDET UYGULAR
Aslında bir şey diyeyim mi; kadının fiziksel olarak gücü yetse, erkeğin canına okur. Erkeğin uyguladığı şiddetten daha çok şiddet uygular. Kadın erkekten daha serttir aslında. Ben bunu hep gözlemledim. Kadın kadına ihanet ediyor. Kuma kadın geliyor. Evde anne çocuğunu eziyor. Her şeyin başı kadındır. Sen hiç gördün mü bir erkeğin bir erkeğe şiddet uyguladığını fakat bir kadının mutsuzluğu çoğu zaman diğer bir kadının mutluluğu oluyor.
Şiddet algısı kadından kadına farklılık gösteriyor. Bazı kadınlar eşinin telefonuna cevap vermemesini hatta geç cevap vermesini bile şiddet olarak görüyor. Bir başka kadın ise erkeğin eve geç gelmesini veya ona bağırılmasını şiddet olarak görüyor.
ERKEK, KADINI MALI GİBİ GÖRÜYOR
Erkek kadına pek değer vermiyor. Nasılsa benim yanımdadır, benim malımdır gözüyle bakıyor. İlgi göstermiyor ve onu önemsemiyor. Kadın ve erkek arasında bir algı sorunu var. Benim eşim benimle her şeyi konuşurdu. Ben onun bir eksiğini kimseye söylemezdim. Gözünden düşmesin diye gidip de annemle paylaşmazdım. Eşim bana bir sürpriz yapsa bunu hiç unutmazdım bu bana bir yıla yeterdi. Yaptığı sürprizin kıymetini bilirdim. İlişkilerde vefa çok önemlidir. Yapılanlar bir kızmayla bir öfkeyle silinmemelidir. Eşler arasında ciddi bir iletişimsizlik var, bunu aşmaları gerekiyor.
KADINLARDAN ŞİDDET GÖRDÜM
Eşimi 5 sene önce bir trafik kazasında kaybettim. Evliliğiz boyunca ben çok mutlu oldum. Eşim vefat ettiğinde büyük kızım 4 yaşındaydı. Küçük kızım ise 2,5 yaşındaydı. Evliliğim 3 gün içinde oldu. Her şey öyle hızlı gelişti ki, bir baktım evlenmişim. Eşimin annesi ve babası hep derlerdi bana; bizim oğlumuza yapamadığımız güzelliği sen yaptın diye. Ben ne babamdan, ne eşimden ne de başka bir erkekten şiddet görmedim. Ama ben kadınlardan şiddet gördüm. İş arkadaşım erkekti, bana çok narin davranırdı. Fakat bu nezaketi kadın çalışma arkadaşlarımdan göremedim. Maalesef kadınlardan gördüğüm şiddetin haddi hesabı yok ama aldırmadım. 
YANLIŞ BİLGİLENDİRME YANLIŞ SONUÇLAR GETİRİR
Şiddet diye nitelenen birçok şeyden kadın bihaber olabiliyor. Ne zaman ki yolu bir kadın derneğine düşüyor, işte o vakit şiddet denen durumların boyutlarının farkına varıyor. Günlük yaşamda karşılaştığı birçok şeyi normal bir durum olarak gören kadın, bir anda bunun da bir şiddet şekli olduğunun farkına varır. Birçok şeyden habersiz olan bir kadının, kadın derneklerinde gördüklerinden olumsuz etkilenmesi mümkündür. Yanlış algılayabilir. İşte o ana kadar mutlu olduğunu sanan kadın mutsuz olabilir. Yanlış yönlendirmeler yanlış sonuçlar doğurabilir. Çok dikkatli olmak gerekiyor.
KADINI DOLDURMAK ÇOK KOLAYDIR
Ben derneğimde daha çok yapıcı olmaya, kadının biraz daha alttan alması gerektiğine vurgu yaptığım için bu tür mutsuzluklara benim dernekte rastlamadım. Batman Kadınının Toplumsal Gelişim Derneği benim derneğimin adı. Toplumu geliştirmek benim amacım. Bir yuvanın dağılmaması, onları birbirlerine daha çok kenetlemek benim misyonum. Bana gelen sorunları bu yönde çözmeye gayret ediyorum. Kadın bana derdini anlattığında erkeği haklı çıkarmaya çalışıyorum ki, kadın daha çok celallenmesin ve huzurunu bozmak için kendini daha fazla haklı görmesin. Böylece onu yumuşatıyorum. Kadını söylenenlerden çok çabuk etkilenir. Niyet iyi olmazsa kadını doldurmak ve ilişkileri bozmak çok kolaydır. Yuvayı korumak ve kurtarmak gerekir.
KADIN PROĞRAMLARI PİSİKOLOJİYİ BOZUYOR
Televizyon kanallarındaki kadın programlarını çok sağlıklı bulmuyorum. İnsanların psikolojisini bozuyor. Arada kaynanam izlerdi, her izlediğinde psikolojisi bozulurdu. Ben psikolojim bozulmasın diye izlemiyorum bu tür programları.  Kadın, televizyon programlarına ayırdığı zamanını kitap okuyarak veya sosyal bir aktivitede bulunarak geçirirse çok daha faydalı olur kendisine.