Dünden devam

Değerli Okurlar, her dini bayramlarımızda ülke genelinde aşırı şekilde tatlı ve şeker tükettiğimiz malumunuzdur.

Dünkü yazımda, Ramazan Bayramı nedeniyle tükettiğimiz şeker gerçeğine dikkat çekerek, ‘Bir toplum ancak bu kadar rahat şekilde, gülerek ve eğlenerek sağlığıyla oynayabilir’ diyerek bir tespitte bulunmuştum.

Basit bir sorundan söz etmiyorum. Ülke genelinde sayılı günler için yaptığımız aşırı harcama ve israftan çok, tükettiğimiz şekerlerin halk sağlığına olumsuz etkilerine dikkat çekmeye çalışıyorum.

Toplumu değiştirmenin, bazı adet ve ananelerden vazgeçirtmenin hiç de kolay olmadığının bilincindeyim. Ancak elinde kalem tutan ve sizlere acizane hitap eden biri olarak topluma karşı görevimi yapmaya çalışıyorum.

KANSEROJEN KATKI MADDELERİNE DİKKAT…

Ne yazık ki sayılı bayram günlerinde dost ve akrabalarımızı sevindirmek için piyasadan aldığımız şeker ve tatlı çeşitleri ile aslında onların sağlığıyla oynuyoruz. Ve ne yazık ki bu acı gerçeğin farkında değiliz…

Ülke genelinde sayısız firma, şirket, üretim merkezi ‘ben kazanayım da varsın toplumun sağlığı tehlikeye girsin’ anlayışı ile hareket ediyor…

Piyasaya sürülen şekerler, tatlılar kanserojen katkı maddeleriyle üretiliyor…

Merdiven altlarında üretilen tatlılardan, şekerlemelerden söz etmiyorum. Büyük büyük ve de namlı şirketler bile toplumun sağlığını hiçe sayan maddeleri piyasalara sürüyorlar…

Sayılı bayram günlerinde aşırı tüketimle bir yanlışa imza atıyoruz.

Dünkü yazımın son paragrafında İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Sayın Prof. Dr. Canan Karatay’ın yaptığı Ramazan Bayramı öncesinde ikram edilecek tatlı ve şeker uyarısına atıf yapmıştım. İşte Sayın Karatay’ın konumuzla ilgili, önümüzdeki Kurban Bayramı için dikkate almamız gerektiğine inandığım çarpıcı ifadeleri:

PROF. DR. CANAN KARATAY UYARIYOR…

“Bayramla ilgili dikkat edilmesi gereken noktalardan bir diğeri ise ikram edilen tatlılardan uzak durmak. Bayramda herkesin kendi sağlığına dikkat etmesi gerekiyor. Şimdiden herkese hayırlı bayramlar diliyorum. Şeker yemeyin diyorum çünkü hepsinde sağlığı mahfeden mısır şurubu var.

Sağlığı mahfeden mısır şurubu şekeri. Beyaz şekerden 7 kat daha fazla hücrelerimizi bozuyor. Yani 7 kat daha toksik. Karaciğerimizi yağlandırıyor. Eğer kiloluysanız, tansiyonunuz varsa, eğer şeker hastasıysanız ‘şekersizdir' adı altında sunulan hiçbir şeyi yememeniz lazım.

Bizde tabii ki ikram çok önemli. Ama ayıp oluyor ikram ediyorlar diye de almak olmaz. Herkes kendi sağlığını düşünmek zorunda.

Ramazan Bayramı'nda şeker yerine fındık fıstık ikram etsinler. Kuru incir, kuru kayısı, çekirdekli üzüm en sağlıklı şeyler. Çocuklara da bunları versinler şeker dağıtmak yerine. Şeker en tatlı zehirdir. Bayramımızı zehir etmeyelim.”

**

Sayın Karatay dışında da yapılan uyarılar var, birlikte bakalım: “Bayram öncesi şekerleme ve tatlılara dikkat! Uzmanlar, bayram öncesi tüketicilerin alışverişlerini yaparken olası hile ve sağlıksız ürünlere karşı dikkatli olmaları konusunda uyarıyor. Çünkü bu hileler biz fark etmeden sağlığımızı tehdit etmektedir. Her yıl Ramazan Bayramında olduğu gibi bu yıl da fırsatçıların gözü bayram şekerlerinde, çikolatada ve tatlılarda olacaktır. Özellikle merdiven altı, kayıtsız, denetimsiz veya sahte ürün üreten işletmeler, maliyetleri düşürmek için türlü hilelere başvurmaktadır. Bu yüzde bütün alışverişlerimizde olması gerektiği gibi şeker, çikolata ve lokum alınırken, öncelikle ambalajlı, etiket bilgileri uygun ve Bakanlıktan izinli ürünleri tercih edilmesi gerekmektedir.

Şekerleme üreticilerinin büyük bir kısmı bayram öncesinde 3-4 ay süre ile siparişlerini yetiştirmek için çalışıyorlar. Üretilen ürünlerin büyük kısmı dökme olarak satılıyor ve Bayrama bir kaç gün kala raflarda yerini alıyor. Bu durum Bakanlığın denetimini de zorlaştırıyor. Ayrıca normal zamanda işleyişi düzgün olan firmalar aşırı talepten dolayı ürünleri yetiştirmeye çalışırken gıda güvenliğini arka plana atmaktadırlar.

Pazardan pay kapmak isteyen bazı imalatçılar, merdiven altı tabir edilen denetimsiz ve sağlıksız ortamlarda ürettikleri şeker, çikolata ve tatlıları piyasaya sürüyor. Ucuz olduğu için tercih edilen bu ürünler sağlığa zarar verebiliyor. Tüketicilerimizin şüphe duydukları ürünleri 174 Alo Gıda hattına ve sahtecilik ihtimaline karşı varsa o markanın müşteri hizmetleri merkezine bildirilmesi hile yapan firmalar ve merdiven altı ile mücadelede önem arz etmektedir.” http://www.haber7.com/genel-saglik/haber/1183408-bayram-oncesi-sekerleme-ve-tatlilara-dikkat

Ciddiye almamız gereken uyarılardır bunlar. Toplumu uyarmayı görev biliyorum. Batman’ın dışında ülkemiz genelinde çok ciddi şeker tüketimi söz konusudur. Diyabetle mücadele eden bir devlet yapılanmamızın gerçekte olmadığını gözlemliyorum…

Şeker/diyabet sorunu toplum sağlığını tehdit ediyor. Bayramların bu konuda önemli olumsuz etki olduğunu düşünüyorum. Çünkü bayram tatlılarından, şekerinden, çikolatasından ve diyabete hizmet eden ikramlarından bu düşünceye varıyorum…

Esnaflarımız ve vatandaşlarımızın ifadelerine göre nüfusuna oranla en fazla şeker tüketen illerin en başındayız…

Çünkü toplumun edindiği alışkanlığın öyle kolay değişmesi mümkün değildir. Toplumumuz şekere alışmıştır. Bayram günleri boyunca her aile belki de yüzlerce kişiye şeker ikram etmektedir.

Bu tabiatın kısa zamanda değişmesini beklememekle birlikte, toplumun mutlaka uyarılması gerektiğine inanıyorum.

Gerçekten de kentin her köşesindeki alış veriş mekanlarında şeker yüklü on binlerce koli gazlı/ asitli içeceğin satışı yapılmıştır. Bu vahim bir durumdur…

İl yöneticileri mi, sağlığımızdan sorumlu yetkililer mi, bu görev kime düşüyorsa toplumu bilinçlendirmek için ellerini çabuk tutmalıdırlar diye düşünüyorum.

Sağlıkla kalınız.