Şehir içi taşımacılık yapan minibüsler hayatımızın vazgeçilemezi haline gelmiştir. Yaptıkları bunca önemli kamusal hizmete rağmen üvey evlat muamelesinden bir türlü kurtulamamıştır.

Fazla yolcu aldıkları için, yol ortasında durdukları için, müzik sesini fazla açtıkları için, yolcu oturmadan kalkış yaptıkları için zam yaptıkları için eleştirdiğimiz minibüsler ve minibüs sürücülerinin sorunlarını dinlemek için hiç vakit ayırdık mı?

Yarısından fazlasının ilköğretim mezunu olduğu bu kesim çalışanlarının hangi şartlar altında, hangi sıkıntılarla yaşam mücadelesi vermeye çalıştıklarını anlamadan, çalışma koşullarını bilmeden, onların da akşam eve bir lokma ekmek götürmek için bunca sıkıntıya katlandıklarını anlamadan eleştiri yapmak adilane bir davranış mıdır?

Biz onları sürekli kural tanımaz, trafiği altüst eden kesim olarak tanımak istedik. İsterseniz bir de onların dünyaya bakış açısı ile biraz da olaylara bakalım.

Çoğunluğu 20 ile 30 yaş arasında olan bu sürücülerin %90’nı günde 11-12 saat direksiyon sallayan insanlar. Öğlen yemeklerini yiyecek vakitleri bile yok. Genelde dürüm ile idare ediyorlar. Arabaların yol kenarında sağlı sollu park etmelerinden dolayı yolcu taleplerini karşılamak için yol ortasında durmak zorunda kalıyorlar. Yolcuyu ayakta almadıklarında da ayakta yolcu taşıdıklarında da yolcudan fırça yiyorlar. Durak ve park alanları yeterli oranda değil olanlarda yanlış parklar nedeniyle düzenli bir şekilde kullanılamıyor. Çoğunluğunun sigortası bulunmuyor. Yolcunun her talebi de işin cabası.

Peki, bu kesim için ne yapılmalıdır?

Kanımca bu soruya verilecek cevap onları kucaklayarak, sahiplenerek eğitimlerine katkı sağlamaktır.

Eğer biz onların dertleri ile ilgilenir, sorunlarına ortak olursak onlarda toplumun onları sevip saydıklarını dikkate alarak sıkıntılı mesleklerini daha iyi icra etmek için ellerinden gelen çabayı göstereceklerdir. Ancak öncelikle Halkla ilişkiler ve iletişim alanları başta olmak üzere diyalog ve mesleki kurallar konusunda eğitilip becerilerinin artırılması gerekmektedir.

Bu konudan sorumlu olan üç kurum bulunmaktadır.

1- Çalıştıkları meslek ile ilgili şoförler ve minibüsçüler odası

2- Trafik denetleme şube müdürlüğü

3- Belediye

Bu kurumların eşgüdüm içerisinde çalışarak Trafik düzenlemeleri konusunda çözüm üretmeleri gerekmektedir. Buna çalışan esnafın motivasyonunun sağlanması da dahildir.

Çalışmalar da gösteriyor ki vatandaşlar iyi hizmet alamadıklarından, şoför esnafı da hor görülmekten bıkmış. Bu olumsuz imajın düzeltilmesi gerekmektedir. Bir birine bu denli sıkı ihtiyaç duyan kesimlerin birbirilerini daha iyi anlamaları gerekmektedir.

Bizler vatandaş olarak fazla yolcu alınmasından şikayetçi isek tıka basa dolu minibüslere binmemeliyiz. Çünkü hangi hattı beklerseniz bekleyin 5 dakika da bir minibüs geçmektedir. En kötü olasılıkla 10 dakika içerisinde koltuğu boş minibüse binme imkanımız var. Mesela minibüse binerken yanımızda bozuk para bulundurursak hem kendimizi hem şoförü sıkıntıdan kurtarmış oluruz. Bir kişilik ücret için 50 TL uzattığımızda şoförün yüz ifadesinin nasıl değiştiğini  fark etmiyor musunuz? Sadece şikayet ederek sorun çözülmez. Arabanın durakta durmasını istiyorsak durakta bekleyelim. Hem durakta beklemiyoruz hem de minibüs neden durak dışında durup kalkıyorun şikayetini yapıyoruz. Eğer biz de kurallara uyma noktasında biraz gayret sarf edersek sanırım sorunların aşılması çok da zor olmayacaktır.

Birbirimize daha hoşgörülü baktığımız günler dileğiyle.