Yirmi dört Haziran seçimleri yaklaştıkça, partiler son kozlarını oynamaya başlıyorlar…

Seçime otuz günden az kaldığı için kitleleri etkileme yarışı da hız kazandı…

Siyasi partilerde ilk önce iktidar partisi seçim manifestosunu açıkladı…

Cumhur İttifakı’na dahil olan MHP ise seçim beyannamesi ile kamuoyuna bazı sözler verdi…

İktidar partisi ve ortağının ardından diğer muhalefet partileri seçim beyannamelerini ilan ettiler…

CHP, Yeni Parti ve Saadet Partisi’nin seçim beyannameleri de bir kısım ulusal medyada yer alabildi…

İttifaklar dışında kalan HDP de, seçim beyannamesi yerine uzun bir Seçim Bildirgesi ile kamuoyunun karşısına çıktı…

GÜZEL VAATLER AMA…

Hangi partiye bakarsanız bakın, herkes gelecek adına umut verici açıklamalarla seçmenleri etkilemeye çalışıyor…

Güzel vaatlerde bulunmayan bir parti göremiyorum…

Herkes adalet,

özgürlük,

eşitlik,

demokrasi,

hak,

hukuk,

kadın hakları,

kardeşlikten dem vuruyor…

İktidar partisi bile, açıkladığı seçim manifestosunda bugün ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu ‘Güçlü Adalet’ vurgusu yaptı…

Partisinin genel başkanı sıfatıyla konuşan Cumhurbaşkanı; “Ahdim olsun, faiz, cari açık ve enflasyon düşecek” diyerek kamuoyuna mesaj verdi…

PEMBE TABLOLAR ÇİZİLİYOR…

Seçim vaatlerinde herkes pembe tablolar çiziyor.

Oysa ülkenin bir de reel gerçekliği var…

Herkes işçiye, memura, emekliye, esnafa güzel vaatlerde bulunuyor ama kimse kaynaklarını açıklamıyor…

Ulusal-yaygın medyayı takip ediyorum; hiçbir basın mensubu vaatleri sorgulamıyor..

Hiçbir gazeteci, siyasi parti liderlerine, Cumhurbaşkanı adaylarına; ‘Nereden kaynak sağlayarak mevcut tabloyu değiştireceksiniz?’ diye sorular sormuyor…

Pembe tablolar elbette ki güzel. Enseyi karartmamak, yarınlar için karamsar olmamak ve endişe duymamak için bize umut verilmesi hoş bir gelişme.

Ancak görünen köy kılavuz da istemiyor…

Pembe tablolar yarın kara tablolara dönüşebilir. Özellikle ekonomik durum ile ilgili hiç de hoşnut kalmayacağımız bir durumla karşılaşabiliriz…

SEÇİMİN FATURASI KABARIK…

Evet, 24 Haziran seçimlerine sayılı günler kaldı. Bu sayılı günlerde çok daha büyük paralar harcanarak kitleleri etkilemeye çalışacaklar…

İyi de 24 haziran seçimlerinin faturasını hiç düşündük mü?

Partilerin yaptıkları harcama tavan yaparken, bunun faturasını düşünmemiz gerekmez mi?

Burada açıkça yazıyorum; seçimin bütün ağır faturası kim kazanırsa kazansın, millete kesilecek…

Paramız sürekli değer kaybediyor, dolar ve altın tavan yapmış durumda. Ancak sanki hiçbir olumsuz gelişme yokmuş gibi Türkiye’nin dört bir yanında inanılmaz savurganlıklar yapılıyor…

Devletin bütün birimleri harcamalarını artırmış, kesenin ağzı açılmış durumda…

Bütün partilere bakın, herkes rekor harcamalar yapıyor…

Ülke ekonomisi için üretim yapılmıyor, daha fazla gelir elde etmek için fabrikalarımız harıl harıl çalışmıyor. Ancak bazı fabrikalar, tesislerin hiç de boş durmadıklarını gözlemliyorum…

Neden mi söz ediyorum?

Bütün Cumhurbaşkanı adaylarının dev posterlerini basan tesislerden tabi…

Sadece Cumhurbaşkanı adayları mı?

Hayır…

Bütün siyasi partilerin genel başkanları ve milletvekili adaylarının da posterleri, afiş, pankart ve fotoğrafları basılıyor durmadan…

13 Haziran 2018 tarihine kadar binlerce yerde iftar yemekleri verilecek. Sanırsınız kardeşlik, dayanışma, yoksullarla yardımlaşma amacıyla sofralar kuruluyor…

Keşke öyle olsaydı, ne yazık ki bu sofralar başkadır. Hangi sofranın kurulduğu ve kurulacağı hakkında daha fazla izah istemeyin benden lütfen!..

Bu seçimin faturası topluma kesilecek. Buna bir süre önceki yazımda da dikkat çekmiştim, bir iki paragrafla anımsatayım; ‘Evet… Seçim çalışmaları için yapılan harcamalardan söz ediyordum. Hangi siyasi partiye bakarsanız bakınız, trilyonlarca liralık masraflar yaptıklarına tanık olacaksınız. Sahi değirmenin suyu nereden geliyor dersiniz? Devletin bütçesinden, yani yetimin, öksüzün, yoksulun payının olduğu hazineden bazı siyasi partilere trilyonlarca liralık seçim yardımının yapıldığını biliyoruz. Neden bunun hesabını sormuyoruz? Partilere seçim yardımı yapılmasına şiddetle karşıyım. Eğer bütçeden verilen yardım parasında benim payım varsa, hakkımı helal etmiyorum…’ http://www.batmancagdas.com/secim-ve-savurganlik-makale,12690.html

Sonuç olarak seçimin savurganlık boyutunun artık sorgulanması zamanı geçiyor diyorum. Herşeye rağmen seçimin huzur ortamında geçmesi dileğimle esen kalınız.