Toplum sağlığı, halk sağlığını düşünen yok. Sularımız ciddi bir kirlilik tehdidi altında olmasına karşın, sağlığımızla ilgili kurum ve kuruluşların ciddi bir çalışmasına tanık olamıyoruz…

Bazen ilginç rüyalar görüyorum. Hiçbir zaman rüyalarımı kimseye anlatmıyor, sadece kendim hayra yoruyorum.

Kendini bir tarikata nispet edip, rüyası üzerinden savaş çığırtkanlığı yapan ve kardeş kanının dökülmesi için malzeme yapan bel’amlar olabilir! Rabbim bizi onların şerrinden korusun. Öyle durumlarda Nas suresinin ayetine sığınıyorum. “Sığınırım insanların Rabbine” diyerek kendimi emniyete alırım…

Onlar rüyalarının ve yaptıkları yorumların hesabını Allah’a verecektir…

Geçen hafta ben de rüyamın etkisindeydim gerçekten. Rüyamda büyük bir topluluğa hitap ediyordum.

Rüyamda yaptığım konuşma halk sağlığı ile ilgiliydi…

Bir ses bana, “Konuşmanı unutma, yazıya dök. O makaleyi yayımla” diyordu.

Uykudan uyandığımda bazı sözlerim hafızamdaydı. Unutmamak için çaba gösterdim. Hatırladığım cümleler şöyleydi; ‘

HER YER KİRLİ…

Her yer kirli…

Havamız kirli

Suyumuz kirli

Toprağımız kirli

Çevremiz kirli

Derelerimiz kirli

Nehirlerimiz kirli

Caddelerimiz kirli

Sokaklarımız kirli

Meydanlarımız kirli

Kapılarımızın önü kirli

Camilerimiz bile kirli

Beyinlerimiz kirli

Düşüncelerimiz kirli

Zihinlerimiz kirli

İyi de hani “Temizlik imandan gelir” diyen bir peygamberin ümmetiyiz? Ne oluyor bize?’

İnanın bu cümleleri rüyamda hep telaffuz ede ede uyanmıştım. İlk kez eşime rüyamı anlatıp, konu ile ilgili bir makale yazacağım dedim.

Saygıdeğer Okurlar, kirlilik her tarafı kuşatmış durumda. Gerçekten de halk sağlığını tehdit eden kirlilikle mücadele eden kurumlar gerçeğini göremiyorum…

Batman’ın sağlıkla ve çevre ile ilgili kurum ve kuruluşları ne yapıyor?

Mahalli Çevre Kurulu var. Bu kurul ne yapıyor Allah aşkına?

Dicle’deki kirliliği sorguluyorlar mı?

Diyarbakır’ın, Bismil’in, Batman’ın evsel atık suları Dicle’ye akıyor.

Biyolojik ve Kimyasal arıtmaya geçildi mi?

Yasaların gereği olmasına karşın atıksularımız biyolojik ve kimyasal arıtmaya tabi tutulmuyor. Dicle ilaçlama, gübreleme vs yöntemlerle kirletiliyor.

Sadece benim mi tepki göstermem gerekiyor?

Sadece Çevreciler mi halk ve çevre sağlığını sorgulayacaklar?

Batman’ın lağım suları ile sebze sulaması yapılıyor. Bu durumu benden başka gündeme taşıyıp, eleştiren kaç yazar gördünüz, kaç makale okudunuz?

Batman atıksuları ile ilgili yazdığım makalelerin haddi hesabı yok. Yıllardır uyarıyorum, duyarlılık gösteren yok.

Batman ve Diyarbakır iki komşu kent. Sebzelerimiz belki aynı pazarda satılıyor. Dikkat ediniz, Diyarbakır’da da aynı sorunlar var. Yıllar önce Diyarbakır’da yapılan ‘Su Sempozyumu’nun Sonuç Bildirgesi’nde acı gerçeklere dikkat çekilmiş. İlgili bölümleri bilginize sunuyorum: “Bölgemizin diğer önemli su kaynağı olan Dicle Nehri, en az 20’si endemik olan 40’tan fazla balık türünü barındırmaktadır. Nehir, içinde aktığı vadi boyunca yoğun şekilde tarımsal işletmeler tarafından sulama amaçlı olarak kullanılmaktadır. Tarla başlarına motopomplarla çekilen su, vahşi sulama ve karık yöntemiyle yapılan sulamada kullanıldıktan sonra içinde barındırdığı toprak, gübre ve ilaç kalıntıları ile tekrar nehre deşarj edilmektedir. Yine vadi üzerinde yer alan sanayi işletmeleri ve yerleşim alanlarının atıkları nehre deşarj edilmektedir. Bu etmenler nedeniyle Dicle nehrinde zaman zaman toplu balık ölümleri gözlenmektedir. Söz Konusu kirliliğe neden olan tarım işletmelerinin mevcut sürüm tekniklerinin değiştirilmesi konusunda Tarım Bakanlığının eğitimler düzenlemesi ve işletmecileri bilinçlendirmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca Sanayi İşletmeleri için Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, yerleşim yerlerinin arıtma tesisleri için ise ilgili yerel yönetimler ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Kanalizasyon sistemleriyle toplanan ve arıtılmayan kentsel atık suların tarımsal sulamalarda kullanılması içerisindeki, evsel ve endüstriyel kaynaklı çeşitli inorganik maddeler ile patojen mikroorganizmalar nedeniyle insan sağlığını önemli oranda tehdit etmektedir. Bunun en iyi örneklerinden birini Hevsel Bahçeleri oluşturmaktadır. Diyarbakır Surları ile Dicle Nehri arasında yaklaşık 4000 dekarlık bu alanın 1000-1500 dekarı kavaklık, 2500 dekarı ise genellikle sebze yetiştiriciliğinde kullanılmaktadır. DİSKİ Genel Müdürlüğü Atık Su Kollektörünün geçtiği alandaki çiftçilerce kırılması nedeniyle atık sular tarımsal amaçlı olarak kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda bu alanda çalışan tarım işçilerinde yüksek oranlarda mikrobiyal hastalıklar belirlenmiştir. Bu alanda çiftçilerin ihtiyaç duyduğu temiz sulama suyunun DSİ Genel Müdürlüğü tarafından temin edilmesi önem arz etmektedir.”

Evet, bilim insanları yıllardır uyarılarda bulunuyorlar. İnsan sağlığının nasıl tehdit altında olduğu gerçeği ortada iken, kurum ve kuruluşlarımızın sessizliği tercih etmeleri, hiçbir panel, sempozyum, çalıştay vs düzenlememeleri ve halkı bilinçlendirmeye yönelik çaba göstermemeleri kabul edilemez. Artık yeter diyerek bir kere daha uyarı görevimi yapıyorum. Sağlıkla kalınız.