Geçtiğimiz günlerde havai fişeklerle ilgili olarak burada görüşlerimi sizlerle paylaştım. Özellikle saatler gece yarısını (00.00) gösterirken yoğunlaşan havai fişek patlamalarının önlenmesi için duyarlılık çağrısında bulundum…

Ne yazık ki o günden bu yana geçen zaman sürecinde aynı saatte havai fişeklerin daha yoğun şekilde patlatıldığına şahit oldum…

Valilik, Belediye, Emniyet ile Çevre ve Şehircilik havai fişek patlatılmasının önüne geçemiyor mu?..

Olumsuz boyutlarına yazımda dikkat çektiğim havai fişekler için ilgili kurum ve kuruluşların büyük bir sorumluluk bilinciyle görevlerini yaptıklarına inanmıyorum…

Artık yeter, millete gına geldi. Saygısızlıkta sınır tanımayanlardan da bıktık…

Çok uzun yazılar yazdığım hep söyleniyor. Evet, istersem üç günlük makale daha yazabilirim. Ancak protesto amaçlı olarak o yazımı yine bilginize sunuyorum….

İlgilileri sorumluluk bilinciyle görevlerini yapmaya, bu ilkelliği önlemeye, halkın huzuruna sahip çıkmaya davet ediyorum…

**

**

Geçen yıl kentimizde Valilik kararıyla havai fişeklerin satışı ve patlatılması yasaklanmış, haber yaygın-ulusal medyada da yer almıştı.

Ancak bu yıl havai fişeklerin gece yarılarında yoğun şekilde patlatıldığını gözlemliyorum. Bazı meslektaşlarım konuyla ilgili yorumlar yapmalarına karşın, özellikle gece yarılarında havai fişek patlatan saygısızlar gerçeğini hepiniz izliyorsunuzdur…

Özellikle saatler 00.00’ı gösterdiğinde kentteki bazı düğün sahipleri topluma saygısızlıkta sınar tanımayarak yoğun şekilde havai fişekler patlatmaktadır…

Bu konuda yıllarca sert makaleler yazan biriyim. İki binli yıllardan itibaren başlayan havai fişek patlatma furyasına isyan eden yazılarım arşivde duruyor…

**

**

İyi de mevcut Sayın Valimizin yazılı açıklama ile yasakladığı havai fişekler nasıl patlatılıyor? Valiliği hiçe sayan, Emniyet görevlilerinden çekinmeyen ve açıkça ‘Saygısızlar, Görgüsüzler” diye tanımladığım havai fişek patlatanlara seyirci mi kalalım?

Hayır, hayır. Görgüsüzlere, saygısızlara boyun eğmeyeceğiz…

Ya medeni insanlar olarak topluma saygılı olacaklar, ya da onları en azından teşhir etmekten çekinmeyeceğim…

Kentimizde tanık olduğum kimi manzaralar karşısında gerçekten isyan ediyorum. Bu ilkelliğe daha fazla tahammül edemiyorum…

Belki birileri yine basit bir mesele olarak algılayacak, havai fişekler sorununu…

Olsun…

Basit düşünenlerin seviyesine inmeyeceğim…

Toplum adına uyarı görevimi yaparak, ilkelliğe karşı çıkacağım. Varsın birileri sorunu basit görsün, önemsemeyeceğim…

**

**

İLKELLİĞE İSYAN EDİYORUM!..

Gece yarısında patlatılan havai fişeklerden…

Çocuklarının mürüvvetini görmek isterken, yüzlerce kişiyi rahatsız edenlerden…

Evet, bu görgüsüzlükten, ilkellikten ve topluma saygısızlıktan utanç duyuyorum gerçekten…

Gece yarısı havai fişek patlatarak onlarca sokak ötedeki insanları uykularından uyandıran ilkellikten artık vazgeçilmelidir…

Eminim benim gibi düşünen binlerce insan var. Ancak çoğunluk ‘nemelazımcı’ kesildiğinden, kimse gürültü kirliliğini sorgulamıyor, yaşanan ilkelliğe karşı çıkmıyor…

Oysa benim(meslektaşlarımızın) elimde kalem var!..

Bu kalemle yanlışların üzerine gidebilmeliyim, gidebilmeliyiz…

Boynu büküklerin, mağdurların haklarını savunmalıyım, savunmalıyız…

Sabahın alaca karanlığında işe gitmek zorunda olanların uykularını zehir edenleri uyarmalıyım, uyarmalıyız…

Bir iki saat sessizliğe ihtiyaç duyan hastaların haklarına duyarlılık göstermeliyim, göstermeliyiz…

Ağlayan bebeğini uyutmak isteyen annelerin tercümanı olmalıyım, olmalıyız…

Evet, Batman’daki gürültü kirliliğine isyan ediyorum. Saatler gece yarısını gösterirken, Batman’ın ücra bir sokağından, 10 sokak ötesinde başını yastığa koyan insanları rahatsız etmeye kimin hakkı var?

Böyle rezalet olmaz…

Böyle saygısızlık olmaz…

Ve böyle ilkellik de olmaz…

Evet, işte bu ilkelliktir ve topluma saygısızlıktır…

Çünkü bu toplumun içinde hastalar var, yaşlılar var, bir saat uykuya hasret insanlar var…

Gece yarısı vardiyasına gidecek işçiler, ebeler, polisler, bekçiler var…

Sabahın alaca karanlığında tarlalara koşacak emekçiler var. Onlara geceyi zindan etmeye ne hakkımız var? Onlara işkence çektirme hakkını kendimizde nasıl buluyoruz?

İsterse yukarıda saydıklarım olmasın, kimin toplumun sağlığıyla oynamaya hakkı var?

**

**

Üye olmaya çalıştığımız AB’nin herhangi bir ülkesini bir yana bırakın, Tanzanya’da, Ruanda’da, belki de Patagonya’da, hatta hatta yamyam aşiretlerinde bile toplumun birbirinin haklarına karşı daha duyarlı olduğunu düşünüyorum!..

Gürültü kirliliğinin önlenmesinden sorumlu olan başta Çevre ve Şehircilik olmak üzere ilgili kurumlar, neden görevinizi yapmıyorsunuz? Varsa sıkıntılarınız, bilmek isterim…

İnsan psikolojisini sarsan, strese neden olan bu olumsuzluğa karşı hepimize görevler düşmektedir.

İnsanların beden ve ruh sağlığını, huzur ve sükununu gürültü ile bozmayacak bir çevrenin geliştirilmesi için gerekli tedbirlerin alınması yasal zorunluluktur. İnsanlarımızın çocuklarını evlendirmeleri gibi en mutlu günlerinde başkalarını rahatsız etmeye hakları olamaz.

Nüfusu 400 bini aşmış kentte sadece eğlenen insanlar yaşamıyor ki. Aramızda öyle acı çeken, bir saat uykuya hasret hastalar var ki bilemezsiniz…

Gece yarıları insanların huzur ve sükuna ihtiyaç duydukları anlardır. Çocuklar, yaşlılar ve çalışanları rahatsız etmeye kimin hakkı var? Tarlada sabahtan akşama kadar kızgın güneş altında çapa sallayan işçinin, akşama kadar beton-harç döken amelenin, mesaiden dönen polisin, hemşirenin, doktorun, memurun, bekçinin vs. kamu emekçisinin istirahatını bozmaya, onlara uykuyu zehir etmeye kimin hakkı var?

O nedenle diyorum ki hiç kimsenin gece yarılarında havai fişekler patlatmaya hakkı yoktur. Çevreye saygı, insana saygıdır. Bu saygının gereğini yapalım.

Başta halkımızı birbirimizi rahatsız etmeme konusunda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Başta İl mülki idare, Belediye, Mahalli Çevre Kurulu ve ilgili kurumlara ‘Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’ ile 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nu hatırlatmayı görev biliyor ve göreve çağırıyorum.

Öncelikle toplumun bilinçlenmesi gerektiğine inanıyorum. Cezai yaptırımlar olmaksızın birbirimize saygı göstermeliyiz. Ancak gece saat 00.00’da havai fişek patlatanların bu topluma saygısı söz konusu bile olamaz. Sevinçli günlerinde toplumu huzursuz eden bu insanlardan anlayış beklemediğimden, daha ağır cezai yaptırımı savunuyorum. Demek ki içimizden birileri bu dilden anlıyorlar…