Bir Tv programında izlemiştim. Amerikalılar bütçelerinin % 70’ini Rekreasyona harcarlarmış.

Peki nedir Rekreasyon? İnternette şöyle iki tarif gördüm;

Rekreasyon; yenilenme, yeniden yaratılma veya yeniden yapılanma anlamına gelen Latince recreation kelimesinden gelmektedir. Türkçe karşılığı yaygın bir şekilde boş zamanı değerlendirme olarak kullanılmaktadır. Bu ise, bireylerin ya da toplumsal kümelerin boş zamanlarında gönüllü olarak yaptıkları dinlendirici ve eğlendirici etkinlikler anlamını taşımaktadır.

Rekreasyonun, yeniden yaratma anlamındaki klasik yaklaşımını göre; rekreasyon kişiyi zorunlu iş etkinliklerinden sonra yenileyen, dinlendiren ve gönüllü olarak yapılan faaliyetler olarak tanımlanmaktadır.

http://www.rehabilitasyon.com/action/makale/1/REKREASYON_NEDIR-1482 24/04/2016

Bir başka sitede de şunlar yazılıydı;

Rekreasyon; yapay kurallar olmaksızın yapılan, fiziksel etkinliğe dayalı bir eğlencedir. Kazanç amacı gütmeden, çoğu zaman kişinin bedeni veya ruhunu da tazeleyen bir zaman geçirme yoludur. 'Dinlence', dinlenme ve eğlenmeyi kapsar; oysa rekreasyon yapan kişi etkindir. Rekreasyon güncel etkinlikler, stresler ve endişelerden farklı olması sonucu canlandırıcıdır. https://tr.wikipedia.org/wiki/Rekreasyon  24/04/2016

Düşünsenize, gezegenin en popüler devletinin vatandaşları ruhlarını ve bedenlerini dinlendirmek, terbiye etmek için neler yapıyor? Boş zamanlarını etkin ve verimli hale getirmek için kazançlarının yarısından fazlasını spor gibi faydalı etkinliklere harcıyorlar. Bilimsel olarak da zaten bilinen bir şey, spor yapanların beyin hücrelerinin Alfa Dalgası salgıladığı. Bu da kişiyi mutlu, huzurlu eder ve dahası hastalıklara karşı da dirençleri olur.

Tamam, diyebiliriz ki bizim aldığımız ücret ay sonunu getirmeye yetmiyor. Haklısınız da.

Ama durumları çok iyi olan, iki iş çevirmeyle bir memurun on yılda kazanamadığını kazanan insanların durumu bizden farklı mı?

Ne yapıyor, spor salonuna mı gidiyor?

Sanat, tarih, resim ile mi uğraşıyor?

Baleye, konsere gitti de, biz mi bilemedik?

Aslında herkesin kendince yapabileceği etkinlikler var. Mesela ben hafta sonları Uzakdoğu sporlarıyla uğraşıyorum. Ulaşımımı ise bisiklet ile yapıyorum. Hem doğaya otomobiller gibi “klorofloro karbon” gazı salmıyor bisikletim, hem de kardiyovasküler bir etkinlik olduğu için spor da yapmış oluyorum. Beynin Alfa dalgası salgılaması ve mutluluk ise ayrıca bir kazanım.

Ama maalesef bizde halen bisikleti sağlıklı bir ulaşım aracı görmekten çok, ilkokul çocuklarının karne hediyesi olarak gören anlayış ağır basmakta ve “ya ayıp değil mi, bu yaşta bisiklete biniyorsun?” sözleri sarf edilmekte. İnanın birçoğu yıllar sonra kalp sorunu yaşadığı için doktorun bisikleti tavsiye ettiğini de itiraf etmekteler. Hey hat ki artık biraz geç kalmışlar.

Elin gâvuru dediğimiz kişiler olayı çözmüşler Kardeş, aklın yolu bir.

Biz ne işlerle uğraşıyoruz peki?

Kime ait olduğunu bilmediğim bir alıntı (ki karşılıklı atışan biri hümanist ve öteki ırkçı) sanırım ne işlerle uğraştığımızı ortaya koyuyor;

Irkçı; Asacağız, keseceğiz, yok edeceğiz. Var mı ötesi?

Hümanist; Dedelerinin miras olarak vahşi bir kin bıraktığı, torunların okuyabileceği şekilde yazıyorsun.

Sonuç; Keşke bizde diğer gelişmiş ülkeler gibi, sorunlarımızı yüzlerce yıl öncesinde çözümlemiş olarak bu günlere gelseydik, Reform ve Rönesans’ımızı gerçekleştirebilseydik de tıpkı Amerikalılar gibi bütçemizin çoğunu kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlere ayırabilseydik…