Yoksul vatandaşların dört gözle beklediği, yardımlaşma ve dayanışmanın hatırlandığı bir aya ulaşmanın sevinç ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu gece hayırlısıyla sahura kalkarak en büyük düşman olan nefsimizle mücadele edeceğiz.

Tabi Ramazan ayı geldi mi, bir mevzu vardır ki değinmeden geçemiyorum. Ramazan fırsatçıları her zaman ilk gündemim oluyor.

Geçtiğimiz günlerde Ramazan fırsatçılarına yönelik olarak değerlendirmem olmuştu.

Kırmızı et başta olmak üzere temel gıda maddelerine zam yapılmasına karşı duyarlı olmalıyız. Bu konuda esnaflarımızı yakın takibe almalı, fiyat artışına gidenlerden alışverişi kesmeliyiz. Temel bakış açım böyledir.

Ramazan ayı ve oruçla ilgili değerlendirmelerimde her zaman fırsatçılara dikkat çekmeyi görev biliyorum.

Ramazan orucunu sadece içmek ve yemekten sakınmak olarak algılama yanlışlığına düşmemeliyiz.

Oruç tutan bir Müslüman, hiç kimseye zulmedemez, hiç kimseye zarar veremez…

Orucun hikmeti gereği günahlardan, yani yasaklardan, yani topluma zarar verecek bütün davranışlardan uzak olmalıyız.

Yüce Kitabımız Kur’ani Kerim’de, Bakara suresindeki şu ayet, orucun bizden önceki toplumlara da farz olduğunu göstermektedir:

“Ey imân-edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz."

Oruç, çok önemli bir ibadet olmasaydı, geçmiş toplumlar için de farz, yani zorunlu olan bir ibadet olmayacaktı.

Ramazan ayı, ‘rahmet’ ayı olarak ifade ediliyor. Rahmetin sözlük karşılığı ise şöyledir: “Bolluk, ihsan, bereket.. Yağmur anlamında da kullanılır.”

Kur’ani Kerimin, Ramazan ayında vahiy şeklinde Peygamberimize ilham edilmesi nedeniyle de bu ay bizler için kutsaldır. Bu açıdan da rahmet ayı olarak niteleniyor.

Araştırdığım kadarıyla İslam, insanın kaldıramayacağı yükü şart koşmamıştır. Bu konuda bazı ayetler de vardır.

Din adamı değilim, ancak az çok dinimi araştırmış biriyim. Yine bildiğim kadarıyla ve ayetlerin de açıkça ifadelerine dayanarak şunu söyleyebilirim; mazereti olanlar zaten oruç tutmakla yükümlü değildir.

Kur’ani Kerim bu gerçeğe şöyle dikkat çekmektedir: “(Oruç) sayılı günlerdir. Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa tutamadığı günler kadar diğer günlerde oruç tutar. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir yoksulu doyuracak fidye gerekir." (Bakara suresi)

Orucun şüphesiz çok önemli yararları bulunmaktadır. Aç insanların yaşadığı sıkıntıyı ancak aç insanlar anlayabilir.

Dünyanın pek çok yöresinde açlıktan ve susuzluktan insanlar yaşamını yitiriyor ve bizler bunun farkında değiliz.

Oruç tutarken, aç ve susuz kalanların yaşadığı sıkıntıyı daha bir anlarız.

Ancak alimlerin şu ifadelerini önemsememiz gerekiyor:

“Mümin, herhangi bir menfaat düşüncesi ile değil yalnız Allah’ın emri olduğu için ve onun rızasını kazanmak maksadıyla oruç tutmalıdır. Orucunu bedene, topluma kazandırdığı hususların bulunması ile beraber, insan orucu bunlar için değil sadece Allah emrettiği için tutmalıdır.”

Evet, rahmet ayına ulaştık. Ancak içimizden birilerinin bu ayı ‘zahmet ayı’na çevirmeye çalıştığını da biliyoruz.

FIRSATÇILAR HER YERDE

Değerli Okurlar, Ramazan rahmet ve bereket ayı olarak bilinmesine rağmen, içimizden birileri bu ayı sıkıntı ve eziyete çevirmek istiyorlar. Bunlara ‘Ramazan fırsatçıları’ diyoruz.

Ramazan fırsatçıları sadece Batman’da bulunmuyor. Maalesef ülke genelinde kötü niyetliler bulunuyor. Bu kötü niyetliler mübarek ayı fırsat bilip çıkar ve menfaatleri için toplumu sömürüyorlar…

Ramazan fırsatçılarının kimler olduğunu biliyorsunuz.

Temel gıda maddelerinin fiyatlarını arttıran, ekmeğin kalitesini ve gramajını düşürenler, yoksula acımayanlardır…

Bu mübarek ayda sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya önem vermemiz, yoksulları gözetmemiz gerekirken, içimizden birilerinin tam aksi davranışlar içerisinde olması son derece üzüntü vericidir.

Ramazan istismarcılarına fırsat verilmemesi için duyarlılık çağrısında bulunuyorum.

İlgili kurumların sorumluluk bilinciyle hareket ederek, sıkı bir denetim mekanizmasını işletmesinde yarar vardır.

Batmanlılar olarak bu sayılı günlerin değerini bilelim.

Çevremizdeki yoksul ve yardıma muhtaç olanlara imkanlarımız ölçüsünde ulaşıp, yardımlarda bulunalım.

Bize ne kalırsa, zorda kalanlara yaptığımız, yapacağımız yardımlar kalır.

Bu bilinçle hareket edecek olursak, emin olun yüzlerce dar gelirli insanımızın yüzü gülecektir.

Ramazan ayında topluma, yoksul kesimlere karşı sorumluluğumuz olduğu gibi, Rabbimize karşı da sorumluluklarımız vardır. Bu bilinçle Ramazan ayını ihya etmeliyiz.

Ramazan ayı hoş geldi, sefa geldi derken, değerlendirmeme geçtiğimiz günlerde yine Ramazan fırsatçıları üzerine yaptığım değerlendirmenin son bölümüyle son veriyorum:

Ramazan istismarcılarına fırsat verilmemesi için duyarlılık çağrısında bulunuyorum. İlgili kurumların sorumluluk bilinciyle hareket ederek, sıkı bir denetim mekanizmasını işletmesinde yarar vardır. Vatandaşları fırsatçıların insafına terk eden ilgili kurum ve kuruluşların yetkililerini uyarıyorum. Zira en büyük sorumluluk onlara aittir.

Görevlerini yapmalı, fırsatçılığa prim vermemelidirler.

Ne olur kimse hiçbir bahane arkasına sığınmasın ve fiyatları artırma cihetine gitmesin.

Vallahi kabulümüz değildir.

Haklı olsalar bile nazarımızda fırsatçı olurlar, böyle biline…