Rahmet, bereket, yardımlaşma ve dayanışma ayına ulaştık. Bir mübarek aya(Ramazan) daha sağlıkla ulaşmanın sevinç ve mutluluğunu yaşarken, Rabbime sonsuz hamd ediyorum…

Yoksulların, yardıma muhtaç insanların daha çok gözetildiği, hatırlandığı, şefkat ve merhamet duygularımızın kabardığı, Allah’ın rızasını kazanmak için nefsimizi terbiye etmeye çalışacağımız Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyor, bu mübarek ayın tüm insanlığa barış, huzur ve selamete vesile olmasını diliyorum.

Bu aya eriştiğimde bir kocaman yılın daha ömrümden gittiğini düşünüp, sonsuzluğa giden zamana karşı ne kadar aciz olduğumuzu bir kere daha anladım…

İnsanoğlu nihayetsiz derecede aciz, zayıf bir varlıktır. İnsan ebedi bir hayata sahip olduğunu düşünerek hareket etmemelidir.

Bediuzzaman; “Ey biçareler! Bu dünya bir misafirhanedir. Her günde otuz bin şahit, cenazeleriyle ‘El-mevtü hakkun’ hükmünü imza ediyorlar ve o dâvâya şehadet ediyorlar. Ölümü öldürebilir misiniz? Bu şahitleri tekzip edebilir misiniz?” diyerek önemli mesaj vermişti. Gerçekten de bir tel saçımızın bile beyazlamasının önüne geçmemiz mümkün değildir. 21. yüzyılın teknolojisini kullansak bile bir tel saçın beyazlamasını durduramıyoruz.

Hal böyle olunca, daha akl-ı selim hareket etmeliyiz diye düşünüyorum.

Ramazan ayı vesilesiyle ciddi bir imtihandan geçtiğimizi unutmamalıyız diye acizane uyarıda bulunmak istiyorum. Buna niçin gerek duyduğuma açıklık getireyim.

Malumunuz 24 Haziran’da önemli bir seçime gidiyoruz. Partiler, politik şahsiyetler seçimde halkı etkilemek için her türlü yola başvuruyorlar…

Ramazan ayında rıza-i ilahi için değil, politik amaçlar için yine iftar yemekleri gerçeğine tanık olacaksınız…

Oruç tutan bazılarımız klimalı odalarda, bürolarda bile sıkıntıdan söz edebiliyor. Oysa çok ağır iş kollarında çalışan insanlarımız gerçeği açıktır.

Tarlalarda, inşaatlarda, kızgın güneş altında çalışanların ne kadar büyük sıkıntı yaşadığını çoğumuz bilmeyiz bile.

Evet, Ramazan ayının bazı zorlukları vardır. Gece yarısı sahur yemeğine kalkmak, teravih namazlarına gitmenin de kolay olmadığına inanıyorum.

Ramazan ayında oruç tutulması dinimizin emri. Yüce Kitabımız, bu aya ulaşanların ve sağlık açısından durumu uygun olanların oruç tutması gerektiğini açıklıyor. Bu sıkıntıya inancımız gereği katlandığımızdan, sevabını bekliyoruz.

Ramazan ayında oruç tutulmasının hikmetlerinden uzun uzadıya söz etmeyi gereksiz buluyorum. Çünkü bu konuda sayısız bilgiye ulaşabilirsiniz. Google’de orucun hikmetleri ifadesini yazdığınızda, karşınıza yığınla bilimsel ve dini değerlendirmeler çıkacaktır.

Şu gerçeği özellikle hatırlatmak istiyorum; oruç tutmak sadece yemekten, içmekten, nefsimize gem vurmaktan ibaret değildir. Oruç her şeyden önce bir ibadettir. Allah’ın emri olduğu için oruç tutuyoruz. Ama bir başka hikmeti toplumun kendine çeki düzen vermesidir.

Dünyada açlık yüzünden her gün binlerce insan hayatını kaybediyor. Özellikle Afrika’nın bir çok ülkesinde bir tas çorba bulamadıkları için yaşamını yitiren on binlerce insan gerçeğini düşünmemiz gerekiyor. Bir tas, bir bardak temiz içme suyu bulamayan yüz binlerce insan gerçeğine özellikle dikkat çekmek istiyorum.

Açlığın, sussuzluğun ne kadar zor bir durum olduğunu anlayabilmemiz için oruç en önemli araçtır. Oruç tuttuğumuzda yediğimiz yiyeceklerin ve içeceklerin kıymetini daha iyi anlıyoruz.

İnancımıza göre dünyanın öte yakasında bile olsa zor durumda olan, açlıkla, susuzlukla karşı karşıya kalan insanların yardımına koşmalıyız. Bu konuda sorumluluklarımız olduğu gerçeğini unutmamalıyız.

İslam’a göre insanların arasında çizilen sınırlar, hudutların bir anlamı yoktur. Evrensel-cihanşümul bir din için suni sınırların anlamı yoktur. Afrika’nın Eritresi’nde açlıktan insanlar ölürken, bunun acı ve ızdırabını dünyanın öte yakasında yaşayanların hissetmesi gerekiyor.

Batman’ın varoş semtlerinde yaşama mücadelesi veren sığınmacılar, Suriyeliler ve kentimizdeki yoksul ve yetimlerle dayanışmak için iyi bir fırsattır Ramazan...

GÖSTERİŞ İÇİN VERİLECEK İFTAR YEMEKLERİ

Evet, Ramazan geldi hoş geldi. Bu ayda yardımlaşma ve dayanışmamız gerekiyor. Yoksulları özellikle gözetmemiz ve onların sıkıntılarını hafifletmemiz için de duyarlılığın olması gerektiğine inanıyorum.

Ancak yukarıda ifade ettiğim gibi, hayır yapmak isterken günah işlememeliyiz. Bir iyilik yaptığımızda bunu gösteriş için, dünyevi ve siyasi amaçlar için yapmamalıyız.

İhlaslı olmalıyız. Şöyle tarif edilmiş ihlas: “Bir şeyi saf temiz ve arıtılmış hale getirmek. Kalbi saf etmek, çıkar ve şöhret amacı güdülmeyen, içten, riyasız, samimi sevgi ve bağlılık. Yapılan İbadet ve işlerde gösterişe yer vermeme, ibadet ve taatda riyadan uzaklaşma hali ve kalbin safasına keder veren şeyden, kalbi uzak tutmak. Sırf Allah rızasını düşünmek, ona göre hareket etmek ve sadece Allah için ibadet etmek.”

Evet, bir iftar yemeği verdiğimizde, amaç Allah rızası olmalıdır.

Ne yazık ki her Ramazan’da dünyevi ve siyasi amaçlı iftar yemeklerine tanık olmaktayız. Her Ramazan ayında buna dikkat çekmeyi görev biliyorum. İçimizden birileri Allah rızası için değil, çıkar ve menfaat için iftar yemekleri vermektedir. Yoksullar yerine elit tabakaların iftar sofralarında ağırlanmasını bir türlü içime sindiremiyorum…

Ramazan ayını pis amaçlar için kullanmamak gerekiyor. Dinimizi suiistimal edenler her zaman olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Ancak toplumun artık aydınlanması ve bilinçlenmesi gerekiyor.

İftar sofraları yoksullar için kurulursa, buna bir itirazım yoktur. Ama elit tabakanın ağırlandığı iftar yemeklerine karşı olduğumu bir kere daha hatırlatmak istiyorum.

Özellikle Ramazan ayının yarısından itibaren zenginlerin, varlıklı kişilerin, elit tabakanın ağırlandığı iftar sofralarını görmek istemiyorum. Onun yerine yoksulların gözetilmesi önerisinde bulunmak istiyorum.

Gösteriş için iftar yemeği verenler, kesinlikle bir sevap kazanamazlar. Ancak bazı kesimlerin amacının zaten sevap kazanmak olmadığını biliyorum. Siyasi amaçlar için verilen iftar yemeklerini buna örnek göstermek istiyorum.

Gösteriş için yardım paketleri de hazırlamamalıyız. Bazıları paketleriyle sadece günah kazanıyor diye düşünüyorum…

Mübarek Ramazan ayını zorluk ayına çevirmememiz için de duyarlılık çağrısında bulunuyorum. Ramazan’ı fırsat bilen çevrelere karşı duyarlı olmalıyız.

Alış veriş yaptığımız esnafların fırsatçılığına tanık olduğumuzda reaksiyonumuz kesin ve net olmalıdır. Bunları mahkum etmeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle mübarek Ramazan ayının tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını diliyorum.