Polis yoruluyor. Kendilerini savunan ne bir STK, nede içlerinde bir sendikal yapılanma yok. Zaman zaman gelip dert yanıyorlar. Ancak hem memurin muhakemat kanunu gereği ve hem de vazifeleri gereği basına mesafeli olmak zorundalar. Ancak isim vermeden yazmamızı da istiyorlar.
Günde 12 saat çalışıyor 24 saat dinleniyorlar. Ancak toplumsal olaylar, kriz dönemleri ve futbol karşılaşmalarında bu saat çok fazla uzayabiliyor. Masa başında olanlar nispeten şanslılar. Normal memur mesaisi onlarınkisi.
İsim vermeden dertlerini sıralıyorlar.
Canı sıkılan kendilerine çatıyor.
Hâlbuki ellerinden geldiğince vazifelerini yapmanın telaşındalar. Eğer belediyede bir memursan vazifen belli, amirin belli. Ama polis isen işin zor. Bir tek emniyet teşkilatındaki üstlerin değildir muhatapların. Vali, vali yardımcıları, bakanlar, milletvekilleri, savcı, hâkim,  diplomatlar hâsılı o kadar çok kişiyle karşılaşıyorlar ki.
Şu çürük elmalar yok mu?
Bir teşkilat ki sayıları on binleri, yüz binleri bulsun. Haberin tekine mevzu oldu mu hemen bizimle kıyaslıyorlar. Neymiş efendim, E5 yolunda bir trafikçi rüşvet yemiş. Sanırsın tüm polis teşkilatı yemiş.
Ya da toplumsal olayda aşırı şiddet kullanmış ve kameralara yakalanmış bir tanesi. Kendi halinde, içi insan sevgisi ile dolu olan poliste aynı suçu işlemiş gibi vatandaştan bir tavırlar.
Hâlbuki hepsi de gurbetçi çocuklar. İçlerinde yurdun dört bir yanından ailesini, sevdiklerini bırakarak ekmekleri için buralara gelmiş kişiler. Tıpkı savcılar, doktorlar, tıpkı öğretmenler gibi.
Kiralık ev aramalar, yeni eşyalar almalar, sosyal çevre edinmeler kolay bir şey mi? Tam ısındım, çevre oluşturdum derken bir başka yere tayin. Hayat polisler için hiçte öyle “Arka Sokaklar” dizisindeki gibi değil.
Vatandaş halen bir şeyleri ayırt edememenin eşiğinde.
Zamanında halka ters bakmanın, vatandaşa türlü eziyetler etmenin prim yaptığı dönem ile günümüzdeki polis profili çok değişti. Konuşuyorsun birçoğu donanımlı, birikimli. Bir spor ile ilgilenen ve yabancı dil bilen o kadar çok polis memuru var ki sanırsın hepsi üst düzey güvenlik görevlisi.
Giyim, kuşamları, hayata pozitif bakmaları, güler yüzleriyle günümüz polisi ile 80 90’ların polisi arasında ciddi bir fark var.
Aralarında eskiyi arayanlar, niyeti bozuk olanlar olabilir. Bana öyle bir kurum ismi verin ki çalışanların tümü zemzem ile yıkanmış olsun. Yok böyle bir şey. Ancak genele vurduğunuzda durum pozitif. Allah bozmasın.
Yalnız şurada bir eleştiriyi de hemen betimlemekte fayda var. Eleştirilerimiz asla yıkıcı değil, iyi niyet çerçevesinde dile getirilmiş önermelerdir.
Tombullaşan polisler gerçeği ile karşı karşıyayız.
Obesleşen polisler teşkilatı negatif yönde etkiliyor. Çünkü çakı gibi duran çevik polisin yanında masa başında sabahtan akşama kadar oturan tombul polis aynı maaşı alıyor. Biri robocop elbiselerle sabahtan akşama kadar koştururken beriki masa başında arkadaşının yaşadıklarını haber bültenlerinden seyrediyor sadece. Tamam, görevi gereği bilgisayar başında, trafik veya pasaportta işlem yapmak durumundadır ama biraz enerji harcanması gerekiyor. Otur, otur nereye kadar. Hem bu konuda Batman emniyet müdürü Hasan Ali Okan’ında dikkatini çekmemiz gerekiyor. Kadın ve erkek polislerinizin bazıları görüntü olarak emniyet mensubundan öte büyük otellerin baş aşçısı gibi bir görüntüye sahip. Sayın Okan sportif biri hâlbuki. Kendisini maçta izlemiştim. Çağdaş Gazetesi kadrosu ile Vali ve Emniyet Müdürlüğü arasındaki çekişmeli maçta 7-4 bizim takım yenilmişti. Kendileri bu kadar spora önem verebiliyor.
Radikalin gazetesinin internet haber sitesindeki başlık; İngiltere’de şişman polis dönemi sona eriyor. Bence dikkate değer bir başlık. İngiltere parlamentosunda henüz hazırlık aşamasında olan bir kanuna göre polisler koşmak, duvar tırmanmak, atlamak gibi çeşitli testlerden geçmek zorunda kalacaklar. Yapamayanlara maaş cezası verilecek. Düşünsenize konuşurken bile kan ter içinde kalan polis vatandaşa nasıl bir güven duygusu verebilir ki? Biraz spor yapmaları, kalorili gıdalar hakkında bilinçlendirilmeleri ve mutlaka tıbbi testlerini yaptırmaları lazım. Çünkü vatandaşı korumak adına bir kapkaççıyı kovalamaya çalışırken o göbekle maazallah kalpten gitmeleri mümkün. Kendim de bir spor branşında antrenörüm. Polis teşkilatına spor yaptırabilirim. Emniyet Müdürü Sayın Okan isterse kendilerine elimden geldiğince yardımcı da olmaya çalışırım.
Son olarak tüm emniyet teşkilatımızın 10 Nisap polis gününü kutlarım.