Orucu ibadet olsun diye mi tutuyorsunuz? Yoksa geleneklerin getirdiği bir ritüel olduğu kaygısıyla mı? Cevabı zor, değil mi?Çünkü bu iki durumun beraberinde getirdiği psikolojik ruh hali çok farklı olacaktır.

Ramazan aylarının son dönemlerde yaz aylarına denk gelmesiyle, hele de Batman gibi kurak iklim şartlarının hâkim olduğu bölgelerde orucun tutulması oldukça zor olsa da; ciddi psikolojik ve bedensel yararlarının olduğu gerçeğinin bilincinde olmamız gerekiyor.

Ramazan’ın en temel kazanımı; hoşgörülü, kendi gibi düşünmeyene saygılı, oruç tutmayan kişilere karşı önyargının olmadığı bir bakış açısı geliştirmek olmalıdır. Oruç tutmayan bir bireye; neden oruç tutmadığı ile ilgili yıkıcı yargılamalarda bulunmak hiç kimsenin hakkı ya da haddi değildir, olmamalıdır! Bu tutum içerisinde olan kişiler Ramazan ayının kutsallığının anlamından bihaber olduğunu düşünüyorum. Oruç tutanın tutmayana, oruç tutmayanın da tutana saygılı olduğu bir tutum bizi var eden temel değerlerdir.

Yaz aylarında orucun neden olduğu agresif ruh halini bastırmak için yapılması gerekenler:

Yaz aylarında orucun neden olduğu agresif ruh halini engellemek için öncelikle kişinin yeme, içme ve uyku düzenine özen göstermesi gerekiyor. Yani, kişinin iftar ve sahuru düzenli yapmaya özen göstererek oruç tutması, metabolizmayı sarsmaması oldukça önem taşır. Sahur yapan kişilerde gece uykusunun bölünmesi ve kişinin günlük işlerine aynı saatte başlamak zorunda olması; yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon kaybına ek olarak, agresifliği de beraberinde getirebilir. Bu durumu önüne geçmek için, bir takım önlemler alınabilir.

Bu önlemler arasında; bu aya has gündüz şekerlemesi, akşam erken yatma, günlük yoğunluğu gözden geçirip orta ve uzun vadede yapılması, işleri zamana yayma, ekip çalışmasını ve yardımlaşmayı ön plana çıkarma yer alır. Kişinin tahammülsüzlük yaşamasındaki en önemli faktörlerden biri su kaybıdır. İftar ve sahur arasının kısa olması ve tokluk hissi nedeniyle su tüketiminin azalması, oruçlu geçirilen saatlerin uzun olması nedeniyle su kaybının artışı sinirlilik oluşturabilir. Bu nedenle, bu dönemde bol sıvı tüketilmelidir.

Ramazan ayında tutulan orucun bedensel faydaları kadar ruhsal faydaları da bulunmaktadır. Oruç tutmak; kişiden kişiye değişmekle beraber psikososyal açıdan bireye olumlu etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Güven duygusu artar

Bu kutsal ay bireyin Yaratıcıya kendini daha yakın hissetmeye başladığı, daha çok sığınmaya ihtiyacı hissettiği, kendini daha çok sorgulamaya başladığı aydır. Allah’a yakın hissetmenin verdiği güven duygusu kişiyi stresörlerden uzak tutmaya başlayacaktır.

2. Kaygı Seviyesi Azalır

Yaratıcıya kendine daha yakın hissetmeni vermiş olduğu derin güven hissi, kişiler arası oluşan hoşgörü ve duyarlılık bireyde var olan kaygı seviyesinin azaltılmasına yardımcı olacaktır. Yaratıcıya yakınlık anksiyete bozukluğunun belirtilerini azaltabilir. Stresörler hayatında fazla olan bireylerde oruç; fizyolojik sıkıntıların giderilmesinde oldukça etkili bir görev görebilir.

3. Otokontrol Mekanizması Gelişir

Kişi kendi özgür iradesiyle, hiçbir dayatma yapılmadan, saatlerce hele de sıcak yaz aylarında susuz ve aç kalmayı göze alıyor. Bu güçlü bir inancı, karşı konulamaz bir iradeyi gösteriyor. İstediği an bunu bozabilecekken bozmayıp, kontrollü bir şekilde gelen çağrıyla yeme/içme eylemine başlaması otokontrol mekanizmasını yani kendi yönetebilme becerisini arttırdığını söyleyebiliriz.

4. Empati Kurabilme Becerisi Gelişir

Açlık ve susuzluk dürtülerini istediği zaman karşılayamayan, aç ve susuz insanlarla, hayvanlarla daha iyi empati kurabilen birey, çevresiyle ilişkilerini olumlu yönde geliştirebilir. Paylaşımcı ve duyarlı yaklaşımları oruç sayesinde edinen birey psiko-sosyal açıdan daha sağlıklı bir ruh haline sahip olabilir.

5. “Şükür” duygusu depresif semptomları azaltabilir

Şükür duygusu, sahip olduklarının değerini bilme, değerini bilirken kendini geliştirmeye devam etme, eksikliklere ya da sahip olunmayan, olunamayan noktalara odaklanmak yerine var olan durumuna olumlu bir perspektif geliştirme hissi bireyi daha iyi hissettirecek, depresif semptomları azaltmaya yardımcı olacaktır. Şükür, dua bir nevi meditasyon görevi görebilir.

6. İç Görümüz Artar:

Oruç tutan birey doğal olarak davranışlarını daha fazla kontrol etmeyi öğrenir. Bu bağlamda; davranışları üzerinde kontrol gücüne sahip olan bireyin durumlara karşı iç görüsü artacaktır.

7. Sosyal İletişim Güçlenir:

Tutulan oruç ibadeti sayesinde sahur ve iftar vakitlerinde bir araya gelen aile bireyleri arasında sosyal bağ otomotik olarak artar. Ramazan aylarında sadece aile bireyleri arasında sosyal bağlar güçlenmekle kalmaz, davetlere iştirak edilerek arkadaşlık ve akrabalık bağları da güçlenir.

8. Eşitlik Duygusu Konusunda Farkındalık Artar:

Bu duygu özelikle İftar çadırlarında gelişir. İftar çadırlarına sadece maddi açıdan yoksul insanların gittiği yer olarak görüp bu yüzden gitmemek, o insanları şüphesiz daha çok üzecektir.

İftar çadırlarında zengin-yoksul, güçlü-güçsüz, patron-çalışan, memur-yönetici, Kürt-Türk, Müslüman-Hristiyan, Sünni-Alevi, Oruç tutan-tutmayan ayrımlarının olmadığı şahane bir ortamın oluşmasına, herkesin eşit olduğu hissinin yaratıldığı ortamlardır.

Ezcümle; İftar çadırında, sahur sofralarında birileri ile beraber bir şeyler paylaşmak için oruç tutmak ya da Müslüman olmak değil insan olabilme erdemine ulaşmak kâfidir! Oruç tutmayan birine kötü hisler besliyorsan eğer, oruç sana ve psikolojine hiç bir şey katmaz! Yaratıcının hiçbirimizin tuttuğu oruca ihtiyacı yoktur. Ama bizlerin birbirinin saygısına mutlak anlamda ihtiyacı vardır! Saygıyla.