Daha yaşanabilir bir Batman ve dünya özlemimiz ve mücadelemiz var. Doğa ve çevrenin korunması mücadelesini bu nedenle kutsal bir ibadet gibi görüyorum. Dini ve insani değerleri savunan biri olarak söz konusu mücadeledeki tek amacım insanlığa faydalı olmaktır. Rabbim bu mücadelede ayağımı sabit kılsın, her türlü baskı ve korkuya karşı cesaret, her türlü melanetlere karşı basiret ve feraset versin.

Batman-Bitlis sınırında, Kozluk-Mutki-Baykan üçgeninde çok güzel ormanlarımız var. Bu ormanlarımız üzerinde bazı kirli emellerin olduğu(Ticari amaçlarla kesim yapılmak istendiği, kaçak kesim yapıldığı) yolunda bilgi aldıktan sonra, benim gibi doğa ve çevre mücadelesi veren duyarlı şahsiyet (mensubu bulunduğum)Batman Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanımız Sayın Recep Kavuş ve kalbi çevre için atan yönetim kurulu üyemiz Sayın Nizam Avcı ile birlikte bu alana dikkat çekmeyi görev bildik. Çok zorlu yolculukla, uçurumlu Garzan Barajı yolundan geçerek, iki saatlik botla barajın ileri noktasına ulaştık ve tehdit altındaki ormanlarımızı görüntüledik. Hazırladığımız ve kamuoyuna sunduğumuz gözlem raporumuzu köşeme taşıyarak sahipleniyorum. Diğer gözlemlerimi inşallah başka bir yazıda bilginize sunacağım. Google Earth’a bakarak ormanlarımızın son yıllarda nasıl talan edildiği gerçeğini görebilirsiniz. İşte raporumuz:

BATMAN ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİNİN
KOZLUK KIRSALINDA RİSK ALTINDAKİ ORMANLA İLGİLİ GÖZLEM RAPORU

“Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, günümüzde ve ileride doğabilecek, yaşanması muhtemel çevre ile doğa sorunlarının önünün alınması, çözüm bulunması için kurulmuş, bağımsız bir sivil toplum örgütüdür. 16 yıldan bu yana Batman’da çevre ve yeşil alanların korunması için gönüllülük temelinde çok ciddi bir mücadele veren bir yapı olarak doğa ve çevreye yönelik tehdit nereden gelirse gelsin, karşısında durmayı görev biliyoruz.
Son dönemde kentimiz sınırları içerisinde bulunan Kozluk Garzan Barajı havzası çevresinde bulunan Batman en önemli ormanlık alanının odun tüccarlarının hedefinde olduğu bilgisi üzerine dernek yöneticileri olarak söz konusu alanda bir gözlem yaptık.
Derneğimizin yönetim kurulu üyeleri olarak, saatlerce uçurumlu yollardan geçerek, barja göletinde sal üzerinden çok zorlu bir yolculuk sonrasında ancak ulaşabildik.
Flora ve faunasındaki inanılmaz biyoçeşitlilik ve çok sayıda türü barındırması’ nedeni ile kentimizin ‘yağmur ormanları’ özelliğini taşıyan Kozluk-Mutki-Baykan sınırındaki ormanlık alan ile ilgili hazırladığımız gözlem raporunu kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.
Ayrıca söz konusu ormanımız ile ilgili hazırladığımız gözlem raporunun ilgililerce dikkate alınması çağrısında bulunuyoruz.
ORMANLARIN KORUNMASI YASAL VE TABİİ BİR GÖREVDİR
‘Günümüzde Dünya ülkelerinin pek çoğu gibi ülkemiz de yeşil alanların betonlaştırılması, yangın, tarım arazisine dönüştürme ve odun tüccarları tarafından yok edilmesi tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Yapılan araştırmalara göre; ormanların yok olması ile birlikte Dünyada her yıl yaklaşık olarak ortalama 24 milyar ton toprak erozyonla kaybedilmektedir.
Dünyada erozyon sebebiyle 110 ülke çölleşme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yapılan hesaplamalarla, Dünyada çölleşme ve erozyonun önüne geçebilmek için yılda 42 milyar dolar harcanması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Genel olarak akarsuların denizlere, göllere ve barajlara taşıdığı toprak miktarı; yörenin iklimi, bitki örtüsü, arazi şekli, toprak yapısı, zirai sistemi ve erozyon tedbirlerinin alınıp alınmaması gibi etkenlere göre değişiklik göstermektedir. Sık ve bol bitki örtüsünün, özellikle de ormanların, toprak erozyonunu önlemede ne derece önemli ve tesirli olduğu ortaya çıkmaktadır. Dünyada en çok erozyon Türkiye’nin de içinde bulunduğu Asya Kıtasında görülmektedir. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde, erozyonun şiddetinin gittikçe artacağı ve buna bağlı olarak Dünyamızın hızla çölleşeceği ve kırsal fakirliğin giderek artacağı sonucu çıkmaktadır. Gerekli çalışmalar yapılmadığı takdirde erozyon ve çölleşmeden mağdur olan insan sayısının bir milyarı aşacağı kuşkusuzdur. Türkiye, içinde bulunduğu coğrafi konum, iklim, topoğrafya, jeolojik yapı ve toprak şartları sebebi ile erozyona karşı oldukça hassastır. İnsanların tabiata olan yanlış müdahaleleri ve aşırı kullanımı ise erozyonu daha da artırmaktadır. Neticede erozyonla taşınan topraklarla birlikte organik madde taşınmakta, toprakların verimliliği azalmakta, taşınan rusubat ile birlikte barajların ekonomik ömürleri beklenenden daha erken dolmakta, meydana gelen sel ve taşkınlar can ve mal kayıplarına sebep olmaktadır.
Ormanların suyun kalitesi, miktarı ve rejimi üzerinde tesirleri oldukça fazladır. Ormanlar, genel olarak aldığı yağışın yaklaşık % 40’ını tutarak yeraltı suyunu beslemekte, orman dışındaki alanlarda bu oran % 14 olarak kabul edilmektedir.
Ormanların, toprak erozyonunu azaltıcı, hatta tamamen engelleyici etkisi vardır. Ormanlar ayrıca toprak özelliklerini iyileştirmekte ve rüzgâr hızını azaltarak erozyonu önlemektedir. Ormanlardan faydalanırken sürdürülebilirlik ilkesi ve koruma kullanma dengesi gözetilmedir.
Bitki, toprak ve su arasındaki tabii dengenin bozulmasına yol açan yanlış insan müdahaleleri olduğundan, bu olumsuz faaliyetlerin durdurulmasına yönelik tedbirler alınmalıdır.
Anayasanın 44 ve 169. maddesi ile erozyona karşı tedbirlerin alınması ve ormanların korunması yasal güvence altına alınmıştır.(Kaynak:
www.ogm.gov.tr)
Ormanların korunması ve erozyonun önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması hukuk yasa gereğidir. Orman Genel Müdürlüğü’nün 2017 yılı Erozyonla Mücadele Eylem Planı’nın yasal dayanakları kamuoyuna duyurulmuştur:
“ - 6831 sayılı Orman Kanunu.
- 4122 sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu.
- Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararname.
- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu.
- Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 639 sayılı Kanun Hükmünde Kararname.
- Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler -Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi-.)
Yukarıda saydığımız yasal dayanaklar insanlık ailesi ve tüm canlıların yaşam hakkının bir gereği olarak ormanların korunması için vardır.
Batman Çevre Gönüllüleri Derneği olarak yıllardır doğal yaşamın korunması için mücadele veriyoruz. Bu günde kentimizin yağmur ormanlarının korunmasını, yukarıda özetlediğimiz nedenlerden dolayı savunuyoruz. Kozluk-Garzan Barajı havzasındaki araştırma ve gözlemimizin temel amacı da, Garzan Barajı Koruma Bölgesindeki Biyolojik Zenginliğin tehdit altında olup olmadığını öğrenmek ve korunmasını amaçlamaktır.
TESPİT VE ÖNERİLERİMİZ
Mevcut alanda yaşayan yöre halkının bizleri konu ile ilgili bilgilendirip, göreve davet etmeleri üzerine durumdan haberdar olduk, bölgede inceleme ve gözlemlerde bulunduk. Tümü ile Doğal alanların korunması bilinci ile meseleye yaklaşımımız neticesinde tespit ve önerilerimiz şunlardır;
1-Kozluk ilçesi ile Mutki sınırları arasında yer alan yaklaşık 5 bin hektarlık ormanlık alan biyolojik çeşitlilik açısından Batmanın en önemli doğal ve yeşil alanıdır.
2-Söz konusu yeşil alanın korunması hem şehrimizin menfaatleri, hem de yerel halkın sosyo-ekonomik açıdan hayatı önem arz etmektedir.
3- Bu alanda nesli tükenmekte olan bitki ve canlılar mevcut olduğundan alanın doğal sit alanı ilan edilip ve “muhafaza ormanı “alanına dahil edilmesi için ilgili kurumların harekete geçmesi gerekmektedir.
4- Batman sınırları içerisinde bulunan ve korunması gerektiğine inandığımız alanlar, flora ve faunasındaki inanılmaz biyoçeşitlilik ve çok sayıda türü barındıran yağmur ormanları özeliğine sahiptir.
5- Ormanlık alanın eğiminin %70 olması ve baraj havzasında yer alınmasından dolayı yasal olarak hiçbir gerekçe ile ağaç kesimine izin verilmemesi gerekir.
6- Hele, hele bu ormanlık alan yenilenme ve gençleştirme adı altında kesinlikle müteahhitlerin inisiyatifine bırakılmamalıdır. Ayrıca yörede kaçak kesimler yapılıp, bu alanda korsan bir şekilde yollar açıldığı yönünde iddialara yetkililerin açıklık getirmesi gerekmektedir.
7-Yüz yıllardır bu ormanlık alanı sahiplenen yerel halkın koruması altındaki yeşil alanların statüsü değiştirilerek ticari bir anlayışla yönetilmemelidir.
8- Yerel halkın şikayetleri dikkate alınmalı, iddiaları incelenerek, özelikle korsan bir şekilde ormanları kesmeye çalışanlar hakkında gerekli yasal işlemler yapılmalıdır.
9- Yasaların koruması altındaki ormanlarımız için koruma tedbirleri artırılmalıdır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 21 Eylül 2017
Batman Çevre Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu”