Bilindiği üzere şu sıralar ülke gündeminde öğretmen haberleri ve eğitim ilk sıralarda yerini alıyor. Özellikle çeşitli eğitim kurumlarında adli vaka haline gelen olumsuz öğretmen davranışları ve öğretmenlere yönelik saldırılar öte yandan merkezi sınavlarda ve PİSA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) gibi uluslararası değerlendirme programlarında arzu edilen sonuçların çıkmaması eğitim, öğretmen olgusunu ülke ve eğitim politikalarının gündemine taşımaktadır.

Tüm bu yukarıda sayılan olumsuz durumların neticesinde kamuoyunun nezdinde öğretmenlere karşı günden güne oluşan olumsuz tutum ve değerlendirmeler eğitim yöneticilerinin de dikkatini çekmiştir. Netice olarak bütün oklar öğretmene çevrilmiş ve öğretmenler bu olumsuzlukların odağı haline gelmiştir. Sorunu öğretmen üzerinden çözmeye çalışan ve öğretmeni günah keçisi olarak ilan eden anlayışın ürünü olarak da yine şu sıralar öğretmenlerin ve eğitim camiasının büyük tepkisini çeken performans değerlendirme sistemi soruna çözüm olarak görülmektedir.

Aslında öğretmenler ile ilgili düşünülen bu uygulamaların etkili olacağını düşünmüyorum. Ancak bu, olumsuz davranışlarıyla haber olan öğretmenlerin kamuoyunda oluşturduğu olumsuz tutum, önyargı, nefret, öfke gibi öğretmenlere karşı olan olumsuz tutum ve tepkilerin bir nebze azalmasına sağlayacağı katkıdan öteye gitmeyeceğini sonrasında sorunların daha da ziyadesiyle artacağı düşüncesindeyim.

Gelinen noktada sonuç olarak öğretmenlerin mesleki gelişim açısından eğitim alanındaki yeni yaklaşımları ve yenilikleri öğrenmesi, bilginin hızla arttığı küresel çağda bir zaruret haline gelmiştir.

Peki, eğitim kalitesini yükseltmek ve öğretmen performansını arttırmak için ne gibi bir yol izleyebiliriz?

Bu durumda öğretmenin moral ve motivasyonunu bozacak şekilde 4 yılda bir sınav uygulamak, veli ve öğrenci tarafından değerlendirmeye almak, ya da maaş miktarını öğrenci ve velilerin verdiği değerlendirme kriteri gibi yollarla belirlemek gibi öğretmeni ve mesleği ayakaltına düşürecek, toplumdaki itibarını sarsacak bu uygulamalar yerine öğretmenlerin bilgi, kültür ve mesleki yeterliliğini geliştirecek, motivasyonunu arttıracak, kendine olan saygınlığını ve toplumun saygınlığını kazandıracak çalışmalar yapmak öğretmenlerimiz ve ülkemiz için daha yaralı olmaz mı?

Öğretmen bir toplumun en önemli kilit taşıdır. O giderse toplum da gider. Öğretmenin itibarı toplumun eğitime, bilgiye ve bilime olan inancını yansıtır. Aksi halde eğitimin ve öğretmenlik mesleğinin kalitesini yükseltelim derken öğretmenlerimizi hayata ve mesleğe küstürerek yapacağımız uygulamalar fayda yerine zarar getirebilir.

O halde konu ile ilgili olarak fikir geliştirecek olursak ne gibi çalışmalar ile mevcut sorunların üstesinden gelebilir, eğitimin kalitesiyle öğretmen performansını arttırıp değerlendirebiliriz?

Öncelikle toplumun ve öğretmenin algısında mesleğin önemini, saygınlığını ve ağırlığını doğru şekilde tarif edecek, konumlandıracak yeni bir yaklaşım tarzı geliştirilmelidir. Bu duruma gelinmiş olmasında elbette ki sürecin paydaşlarının da bilerek ya da bilmeyerek sergiledikleri tutum ve davranışların da etkisi var. Eğitim sürecinin en önemli yapı taşı olan öğretmenlerimizin öncelikle mesleğin bilincinde, meslek etiği ve kimliği ile hareket etmeli yaşantısını ona göre idame ettirmelidir. Mesleki açıdan diplomayı aldıktan sonra işi nihayetine erdirdiğini düşünüp öylece hayatına devam etmesi doğru olmayacaktır. Küreselleşen ve gelişen günümüz dünyasında bilginin hızlı bir şekilde arttığı ve küresel ölçekte dolaşım gösterdiği ve toplumsal yaşamın bir o kadar hızlı değişim-dönüşüm geçirdiği düşünüldüğünde bu durumun eğitim sürecinin bütün paydaşları (öğretmen, aile, öğrenci, yönetici) içinde geçerli olduğunu vurgulamak isterim.

Öğretmen, eğitim öğretim sürecinde yetiştireceği öğrencilerinden, ebeveynlerinden bilgi ve beceri bakımından asla geride olmamalıdır. Kendini sürekli geliştirmeli, mesleki bilgi ve beceri bakımından alanında tam donanımlı olmalıdır.

Bugün öğretmenlerin rahatsız olduğu bu değerlendirme sisteminin getirilmesinde okumayı sevmiyorum diyen, öğrencilerine şiddet uygulayan, öğrencisinin yeteneklerini açığa çıkarmaktan çok içindeki ufak kıvılcımları söndüren öğretmenlerin hiç mi payı yok soruyorum?

O halde öğretmen performansının arttırılması için neler yapılabilir?

Öğretmenlerin için MEB tarafından daha etkili mesleki eğitim programları oluşturulabilir.

Bilindiği üzere öğretmenlerin mesleki anlamda kendilerini geliştirmek adına her eğitim öğretim yılının başında ve sonunda ikişer haftalık yapılan seminer dönemleri daha aktif uygulama ve etkinlikler ile değerlendirilebilir.   Öğretmenlere seminer çalışmalarını okullarında kendilerine yaptırmaktansa ülkemizde eğitim bilimlerinde ve öteki branşlarda ciddi ve saygın çalışmaları olan akademisyen, yazar ve araştırmacıların katılımı ile düzenlenecek konferans ve seminerler ile eğitim alanındaki yeni eğitim felsefeleri, öğretim teknikleri ve yaklaşımlarını öğretmenlerimize kazandırmak çok daha etkili olur.

Öğretmen performansını, zorunlu tutulan ve belli periyotlarla yapılması planlanan sınavlarla arttırmak düşüncesi bırakın öğretmenleri öğrenciler için bile bu şekilde yapılan değerlendirme sistemleri günümüz eğitim dünyasında tartışılmaktadır. Ölçme - değerlendirme konusunda alternatif eğitim felsefeleri geliştirilirken eğitimin en önemli ayağının böylesi klasik bir yöntemle değerlendirilip performans kazandırılmasını düşünmek büyük bir hata olacaktır. 

Böyle bir değerlendirme yerine eğitim alanındaki yeni felsefe, program ve bilimsel çalışmaların öğretmenler tarafından takip edilmesi öğrenilmesi için bakanlık olarak farklı uygulamalar yapılabilir. Mesela öğretmenler gününde her yıl bakanlık eğitim alanında önemli yeniliklerin ve çalışmaların yapıldığı kitaplardan beşer tane öğretmenlere her yıl hediye olarak gönderebilir. Bu konuda öğretmenlerin kendilerini geliştirebilecekleri sanal bir portal oluşturulup burada öğretmenlerin branşlarına yönelik bilgi, doküman ve materyal temini uygun fiyatlarla karşılanabilir.  Öğretmenlere verilen bu kitap, dergi ve dokümanlar ile ilgili geribildirim alınabilecek uzaktan eğitim modülleri geliştirilebilir. Bu modüllere katılan öğretmenlere prestij sağlayacak bazı haklar verilebilir.

Toplumumuzda bilginin edinilmesi konusunda bilinen  “Çok gezen mi, çok okuyan mı bilir?” sözü minvalinde öğretmenlerimizi bilgi, mesleki beceri-yeterlilik bakımından yenilemek, geliştirmek ve bakış açılarını genişletebilmek adına her iki durumdan da faydalandırabiliriz. Mevcut durumda öğretmenevleri bir düzenleme ile sadece öğretmenlere tahsis edilse ve herhangi bir yerdeki öğretmenevine ilk kez giden öğretmenlere öncelik verilse bile öğretmenlerimizin gezebilmesinin önünü açılmış olur. Ülkemizin sosyokültürel yapısını kitaplardan değil de her bölgesini bizzat gezerek yaşadığı tecrübe ile anlayan anlatan öğretmen daha etkili olmaz mı?

Yurtiçi ve yurt dışı bakanlık tarafından ailece uygun fiyat koşulları ile öğretmenlerimize dünyanın başka ülkelerini, kültürlerini gezme ve eğitim sistemlerini tanıma olanağı verilebilir.  Bu geziler sonrası gözlem raporları istenebilir. Tüm bu çalışmalar ile öğretmen performansı puanlamaya tabii tutulur ve bu biriken puanlama sistemine göre öğretmenlerle istedikleri alanda yüksek lisans ve doktora programlarına katılma hakkı verilebilir. İlerde öğretmen isterse ve yeterli koşulları sağlıyorsa yüksek öğretim kurumuna ve alanıyla ilgili arge birimlerine geçme hakkı verilmelidir. Öğretmene verilecek bu prestij ödülleri meslekteki ve toplumdaki saygınlığını arttıracak içsel ödülle sağlamalıdır ki bu çalışmalardan beklenen gerçek performans ortaya konsun.  Buradaki çalışmalar kesinlikle gönüllülük esaslı olmalıdır.  Hem bu performans ile biriktirdiği puanlama ile yurt içi ve yurtdışı eğitim konferans ve seminer vb etkinliklere bakanlık finanslı katılım sağlanabilir.

Tüm bu yukarıda sıraladığımız alternatif değerlendirme önerileri ve performans arttırma noktasındaki motivasyonel fikri yaklaşımlar sadece bir beyin fırtınası ile geliştirilen öneriler. Sahada konu ile kafa yoran uzman ve öğretmenler inanın ki çok daha farklı ve de zengin fikirler ile daha faydalı ve sağlıklı fikirler sunabilir. Bu şekilde bir tutum sergilenecek olunursa öğretmenler sözü geçen değerlendirme sistemi ile baskı altında, duyguları örselenmiş bir şekilde mesleki yeterlilik ve gelişim konusunda zorlanmamış ve incitilmemiş olunur.