Bu yılın da kurban bayramını kutlama şansını yakalayanlardanız. Yaşıyoruz, dolaşıyoruz, tanıdıklarımızı ziyaret edeceğiz. Bu gelişmeleri göremeyen nice insanımız var. Yaşamını yitirenler, sorunlarla karşılaşanlar gibi. Onların da Kurban bayramını kutluyoruz.

Çocuklukta geçen bayramlarda neden çok sevindiğimizi hep merak ederim.

Yeni elbiselere sahip olduğumuz için mi?

Biraz para kazandığımız için mi?

Canımızın istediği yemekleri yediğimiz için mi?

Neden?

Biraz düşününce değişik nedenler bulmak mümkün olabiliyor. Evet, saydıklarımız çocukluğumuzun sevinç nedenleri ama bir neden var ki asıl mesele oradan geliyor gibi. Çocukken sorunları hissetmiyor insan.

Nasıl bir yaşam içerisinde olduğumuzu, kimlerin ne halde olduğunu, hayatın nasıl akıp gittiğini hissetmiyorsunuz. Bir ayakkabı, bol etli bir yemek, torbanızdaki şekerler hele de birkaç liralık paranız olmuşsa dünyalar sizin olur. Paranız harcandığında, şekerleriniz bittiğinde, ayakkabınız kullanıldığında yeni bir bayramın geleceğinin hesabıyla normalleşmeye geçiyorsunuz.

Bu saydıklarım bayramlarında sevinenler ve bir şeylere kavuşanlar için geçerli. Peki, bunlara sürekli sahip olanların bayram farklılıklar nedir? Yani sürekli yeni elbiseleri olan, yeni ayakkabılar giyen, canı istediğinde istediği yerleri gezebilen, sofrasında sürekli bol bol etli yemekler bulunan, cebinde diğerlerinin babalarının cebinde olmadığı kadar parası olanlar için bayram ne ifade ediyor?

Onları bilemem ama bayramı dört gözle bekleyen çocuklar için bu durum “her gün bayram” kavramı ile eş anlamlı oluyor.

Ancak bayramlar hep çocuklar için değil büyüklerinde bayramları. Kadınların, gençlerin, dedelerin, ninelerin herkesin bayramı. Kimileri kurban dağıtarak geçirecek bu bayramı, kimileri dağıtılan kurbanlıklardan pay alarak sevinecek. Birileri çocuklarını da sevindirebilecek bu bayramda kimileri biraz hüzünlü geçirecek. Bunlar hayatın gerçekleri.

Çocukluğumuzun bayramlarını bütün bu olup bitenlerin farkına varmadan sevinçlere boğuluyorduk. Büyüdükçe görüyoruz, duyuyoruz, okuyoruz, öğreniyoruz, yaşıyoruz ve bu sevinçlerimizi hak ettiğimiz gibi yaşamamızı engelliyor.

Çocukluğumuzdaki bayramları özlememiz aslında sevinçlerimizi yaşamamamızın sıkıntısını da içeriyor.

Çocukluğumuzun bayramlarını düşüneceğimize büyükken de iyi bayramlar yaşayabileceğimizi düşünmeliyiz.

Bayramlar o zaman daha anlamlı ve daha sevinçli olur. Biz büyükler de artık bayramları dört gözle beklemeye başlayabiliriz.

Bundan sonraki bayramlarda kimsenin gözleri yollarda kalmasın dileğiyle herkesin bayramı mutlu ve kutlu olsun.