Yaz ayı bitmesine karşın hava sıcaklıkları kentimizde hiç azalmadı…

5 Eylül 2018 tarihi itibariyle Batman kent merkezinde gölgede 40 dereceyi aşan sıcaklara tanıklık ettik…

Özellikle sosyal medyadaki kimi takipçilerim Mereto Dağı ile ilgili olarak bana hep sorular yönelttiler.

2006 yılında ilk kez gazetecileri ve çevrecileri Mereto dağına götürdüğümü duyan niceleri, “Biz de Mereto dağı’na çıkmak istiyoruz. Bize rehberlik eder misiniz? Sizin Mereto programınız var mı, ne zaman tırmanacaksınız?” şeklinde sorular soruyorlar.

Kimi dostlara sosyal medya özelimden cevap veriyorum. Ancak hala sorularla karşılaşıyorum…

**

**

Değerli Okurlar, 2006 yılında ilk kez Mereto Dağı’na gazeteciler ekibi benimle tırmanmış ve zirve yapmıştı.

Ancak dehşet verici uçurumlu yollardan araçla geçtiğimizde aldığım ağır sorumluluk nedeniyle ecel terleri dökmüştüm…

Kentteki yerel gazetelerden bazı muhabirler ve çevreci arkadaşlarımla Mereto Dağı’na tırmanmak için bir minibüsle gitmiştik.

Sason ilçesinden yaklaşık bir buçuk saatlik yolculuk sırasında yüksekliği tahminen bin metreyi bulan müthiş uçurumların kenarından geçmiştik…

Daracık toprak yolda her an uçuruma yuvarlanma riski ile yolculuk etmek her ne kadar adrenalin seviyemize tavan yaptırsa bile, dehşet vericiydi…

**

**

Mereto Dağı’na tırmanmak ve zirve yapmak çok güzel bir duygu. Ancak önerim; kamp yapa yapa birkaç gün ayakla gidip gelmeleridir…

Yıllar önceki yazımdan bir alıntıyı bilginize sunup, Mereto’nun güzelliği hakkında önce bilgi sunayım, sonra araçla yolculuğun sakıncaları üzerinde duracağım. İşte on iki yıl önceki yazımdan birkaç paragraf:

‘Evet, yıllardır özlemini duyduğum Mereto Dağı’nın nihayet zirvesindeydim. O çok zorlu ve tehlikeli minibüs yolculuğunun ve oldukça yorucu tırmanışın ardından işte Mereto dağının en tepe noktasındaydım…

Çok güzel bir duyguydu doğrusu. Batman’dan Mereto dağının zirvesine baktığımda, “İnsan hiç bu dağın zirvesine de çıkabilir mi?” düşüncesine kapılıyordum. Demek mümkünmüş…

Bitlis, Muş, Bingöl, Batman, Siirt ve Diyarbakır ova ve dağları ayaklarımızın altındaydı. Her tarafa yukarıdan kuşbakışı bakıyorduk…

Sason’u çevreleyen heybetli Aydınlık dağlarını göreniniz var mı acaba? Veya Kozluk’un çevresindeki yüksek dağları yakından görmüş müsünüz? Saydığım dağlara yukarıdan, kuşbakışı bakıyorduk…

Mereto’nun zirvesinden baktığınızda, Sason’un Aydınlık dağları ve ulaşılması zor Helkis yaylaları adeta küçülmüş şekilde ayaklarımızın altındaydı. İşte Mereto’yu yücelten de bu yükseklik olmalıydı. O yükseklikten altı İlimizin coğrafi alanlarını gözle izlemenin zevkini yaşadık. Beraberimizde bir dürbün getirmediğimiz için bin pişmandık. Mereto macerası yaşamak isteyenlere önerimdir: Asla dürbünsüz gitmeyin…’

**

**

Evet, o dağa zirve yapmak güzel bir duygu. Ancak çok tehlikeli…

O tırmanış sonrasında Batman’a döndüğümde köşemde izlenimlerimi yazmış ve bana tıkır on bin altın verilse bile bir daha araçla Mereto Dağı’na gitmeyeceğimi ifade etmiştim…

O sözümün arkasındayım…

O korkuyu bir daha yaşamak istemiyorum…

Kim bana ‘korkuyor musun?’ diye sorsa, açıkça ‘evet, korkuyorum diyorum…

‘Korkmayanın bir sağlık sorunu vardır’ diye de görüş belirtiyorum…

Hiç kimseye Mereto Dağı’na araçla gitmeyi önermiyorum...

Doğayı savunan yönümü bilen ve beni takip eden dostlarıma, Mereto ile ilgili izlenimlerimi sunarak, neden onları o tehlikeli yolculuğa teşvik etmediğimi bilmelerini istiyorum:

**

**

Sason Örenağıl köyü Kayadibi (Purşeng) mezrasına giden tek şeritli daracık toprak yoldaki bir iki virajdan dönmek için araçların geriye manevra yapması gerekiyordu. Çünkü virajı alıp rampaya çıkmaya çalışanlar için alan dardı…

Gerisin geriye giden ve manevra yapmaya çalışan minibüsümüzün arka tekerinin uçuruma düşmesine iki karış kalmıştı. Herkes şoförü uyarmaya çalışınca daha bir heyecanlandım…

Çünkü şoförün heyecandan hata yapması söz konusuydu. Neyse ki ucuz atlattık.

Bir an için frenin tutmaması, uçurumun dibini boylamamız demekti…

Saygıdeğer Okurlar, ‘korku’ faktörü insanın doğal duygularından birisidir. Bir insan nasıl sevinç duyuyorsa, örneğin bir uçuruma düşme tehlikesi anında korkuya kapılması da o kadar doğaldır.

Böyle anlarda korkmamak, doğaya, tabiat-fizik kurallarına aykırıdır…

Ben gezimizde korkumu açığa vurdum. Hele çok endişeli olduğumu da gizlemedim.

Çünkü o genç arkadaşların hepsinin sorumluluğunu sırtımda taşıyordum. Hepsini ben geziye davet etmiştim. Başlarına bir şey gelseydi, vicdan azabı duyacaktım…

Kim korkmadığını söylüyorsa, kesinlikle ya yalan söylüyordur, ya da bir sağlık sorunu söz konusudur diye düşünüyorum. Buda benim görüşüm…

**

**

Mereto Dağı ile ilgili değerlendirme yapmışken, 12 yıl önceki önerilerimi sunarak yazıma son vermek istiyorum: ‘Mereto, görülmeye değer bir dağ. Ancak öncelikle Kayadibi’ne kadar olan yol genişletilmeli, o uçurumlara karşı engeller oluşturulmalıdır. Ondan sonra teleferik kurulmalıdır. Bunun çok masraflı olacağını sanmıyorum. Yapılacak yolculuğa katılacaklardan ücret istenebilir. Binlerce ziyaretçinin her gün dağa yolculuğu mümkün olacaktır. Gezinin keyfini çıkarmak isteyenler ise iki üç gün dinlene dinlene, çadır kurup yatarak bu dağa çıkabilirler.

Bir diğer önerim; Batman’daki üst geçitler gibi bir metre genişliğinde merdivenlerin yapılmasıdır. Bu proje olarak da hazırlanabilir. Kayadibi mezrasından Mereto zirvesine kadar basamaklı merdivenlerde yürümenin keyfine doyum olmayacağı gibi, yaylalara her gün çıkıp inen köylülerimiz de eziyetten kurtulacaktır. Bunlardan hiçbirisi yapılmıyorsa, kazıklar çakılarak ip veya halatlar çekilebilir. Yorulan insanlar ip veya halatlara tutunarak Mereto’ya zirve yapabilirler diye düşünüyorum.’