Zaman zaman vatandaşlarla sohbet ediyoruz. Yakındıkları çok önemli bir mesele var. Vatandaş her şeyin farkında. Bizim vergilerimizle evine ekmek götüren devlet memuru niçin bilgisayarda boş yere oyalanıyor.

Tabii soruyoruz nereden biliyorsunuz? diye.

El-cevap, kör değiliz, görüyoruz. Üstelik de arkadaş, dostlarımız var ve onlarda iş yerinde film izlediklerini, sosyal medyada sohbet ettiklerini, müzik ve dizi indirdiklerini söylüyorlar. Bizimle ilgilenmeyen memuru Allah’a havale ediyoruz, diyorlar.

Dostlar, aslında bu çok önemli bir mesele. Ancak lütfen işini hakkıyla yapan, vatanına-milletine gönülden hizmet etme sevdasında olan devlet memurunu berikilerle aynı kefeye koymayın. O insanların başımızın gözümüzün üstünde yeri vardır.

Ancak, şunu da iddia edenler var; Sabahtan akşama kadar bilgisayarda iki tane çıktı almayan kişi, o kıymetli saatlerini facebook’ta, bilmem ne yarışmasında, kaçırdığı dizi programlarında, youtube ve gazete sitelerinde harcamaktadır.

Adamın yok mu bir idari amiri? diye sorduk vatandaşa, cevabında şöyle söylenildi; Memurun müdürü de aynı şekilde davranmakta, facebook’ta, youtube da zaman geçirmekte.

Allah’tan facebook kurucusu Amerikan senatosunda ifade veriyor da kim bilir belki kapatılır da kurtuluruz bu illetten, diyesi geliyor insanın.

Evine helal ekmek götürmek isteyen kişi, özel sektörde nasıl ki aylak aylak gezinemez, Devlet bünyesinde çalışan kişi de görevi başında zaman öldüremez. Hem unutmayalım ki bu milletin vergileriyle karnını doyurup, çoluk çocuğunu yetiştiren kişinin yine bu millete bir borcu olacaktır. Üstelik de makamlar, koltuklar geçici. Sizden önce de birileri bu işleri yaptı ve kısmet olurda tez zaman da sizden kurtulursak, sizden sonra da bu işleri birileri yapacak.

Facebook’ta saatler öldüren, youtube’da video izleyen, ha bire müzik indiren, çocuklarının ev ödevleri için yazıcıyı kullanan bu kişiler için vatandaşın bir fikri var; BİLGİSAYARLARA SAYAÇ KONULSUN.

Yahu nasıl bir sayaçtan söz ediyorsunuz? diye de sordum

El cevap; Çok basit bir program sayesinde bilgisayarın hangi programda ne kadar süre kaldığı, hareket sensorları sayesinde de nereleri kaç kere tıkladığı filan tespit ediliyormuş. Yani öyle facebook açıktı da ben izlemiyordum, yok internette sörf yapmadım gibi bahaneler tarih olabiliyormuş. 8 saat üzerinden 4 saat kalındı mı, ay sonunda bu kişinin yarı maaşı devlete irat kaydedil sinmiş.

Ben korkuyorum ay sonunda bu kişilerin evlerine ekmek götürecek maaşları da kalmayacak.

Hatta borçlu da kalabilirler. Nasıl mı? Yine gizemli vatandaş şunları söylüyor; bu kişiler hafta sonu Cumartesi-Pazar günleri de iş yerlerine girebildiklerini, bekçi-bakıcıların kendilerine engel olmadıklarını, sorduklarında da dosya üzerinde çalıştıklarını söylüyorlarmış. Sonrasında da yine video, film izleyip sosyal medyada sosyalleşiyorlarmış. Üstelik de kışın kaloriferi ve UFO ısıtıcısını açıp, yazın da 24.000 BTU klimayla serinliyorlarmış. Çay, kahve zaten Ketıl da kaynatılıyor. Aynı kişiler acaba evlerinde sabahtan akşama kadar ketıl da su kaynatıp, klimayı sonuna kadar açabilirler mi?

Eğer bu şekilde olursa çalışan sayaç sayesinde kişinin ay sonunda eksiye düşmesi de olasıdır.

Haramdır, günahtır.

Domuz eti yemezsiniz, hırsızlık yapmazsınız, leş çiğnemezsiniz.

Ama iş devletin kurumu olunca ne kadar da hoyratça davranabiliyorsunuz.

Hâlbuki bu da haram, günah. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var sizin o hoyratça kullandığınız elektrikte, hak etmediğiniz maaşta, ey emekli olunca kendisi de ölen insancıklar.

Tabii işini hakkıyla yapan, güler yüzle vatandaşına hizmet etmeye çalışanlar bu yazı kapsamında değiller, olamazlar da.

Kitap Zamanı

Eserin ismi Haritada Kaybolmak. Yazarı Vladimir Tumanov. 99. Baskısı yapılan kitap Günışığı Kitaplığı tarafından Türkçeye çevrilmiş. Kitap, bir çocuk romanı. Ancak yetişkinlerinde zevkle okuyabileceği cinsten bir eser. Özellikle, zamanın kıymetini bilmeyen gençlerin ve zamanın ne kadar kıymetli olduğunu yeni yeni fark eden biz orta kuşağın zevkle okuyabileceği bir eser.