Birçok öğrencinin okul hayatında sevemediği gibi başarısız olduğu hatta kâbusu haline geldiği düşünüldüğünde bu dersin neden bu kadar yoğun olarak öğretildiği düşüncesi matematikle sorunu olan her öğrencinin kafasında cevabını bulamadığı bir sorudur.

Matematikle sorunu olan öğrenci “Bu kadar matematik gündelik yaşantımızda ne işimize yarayacak” sorusunu eğitim hayatında birçok kez sormuştur. Bu soruya matematikçiler tarafından tatmin edici çeşitli cevaplar verilmeye çalışılmıştır. Ancak konuya farklı bir bakış açısıyla biz de bir cevap vermek istedik.

Aslında çocuklar bu soruyu sadece matematik dersi için sormuyor. Hayatlarında karşılaştıkları, kendilerini zorlayan yapmak zorunda oldukları her durum ve olay için bu soruyu soruyorlar. Çünkü insanoğlu yapıp ettiği her bir şeyin anlamı olması gerektiğine inanıyor. Yani tüm bu eylemlerine bir anlam bulma çabasına giriyor. Ki insanlığın ve bilimin gelişimi de bu anlam bulma çabasının ürünü olan zihinsel sorgulama değil midir?

Bu noktadan hareketle çocuklara matematiğin ne işlerine yarayacağı sorusu cevaplanırken onlara ihtiyacını duydukları anlam ve amaç verilmeye çalışılmalıdır. Genellikle bu soruya cevap verilirken yapılan hata, matematik biliminin ne işe yaradığının açıklanmasıdır. Oysa çocuğun pratikte anlamaya çalıştığı, bunca matematiksel bilgi ve formülü kendi yaşantısında nerede kullanacağı sorusudur. Zira çevresinde öğretilenlerden pek azının kullanıldığını gözlemlemekle birlikte dört işlem gibi basit işlemlerin dahi gelişen teknoloji ile makinelerle yapıldığını da ayrıca gözlemleyebilmektedir. Bu durumda matematiğin ne olduğunu ve nerelerde kullanıldığını sayısız örneklerle açıklamaya çalışmak çocuğa bir anlam vermeyecektir. Zira beş duyu organı ile algıladığımız her şey aslında matematiktir.

Dolayısıyla burada belki de çocuklara şu anlatılırsa “Dürüst olmak gerekirse matematik dersinde yığınla öğretilen konu ve formülleri gündelik yaşantınızda belki de hiç kullanmayacaksınız. Bir işinize de yaramayabilir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki belki de siz matematiğin işine yarayacaksınız. Günün birinde büyük bir matematikçi olacak ve bu bilimin gelişimine katkı sağlayacaksınız. Bizlere miras kalan bu bilimi genç nesillere aktarmak belki de bu bilimin gelişimini sağlayacak yetenekleri bulmak için bir sebeptir. Matematik bilimi diğer bilimlerde olduğu gibi her yüzyılda mirasını daha öteye götürecek taşıyacak ve geliştirecek vasisini arıyor.

Bazen bu bilimi devralan kişi tüm insanlık adına öyle büyük şeylere imza atıyor ki dünyaya ve insanlığa olan katkısı ölçülemeyecek kadar büyüktür. Tıpkı Thales, Pisagor, Isaac Newton, Wilhelm Leibniz, Hypatia, Girolamo Cardano, Leonhard Euler, Carl Friedrich Gauss gibi…

Bu bakımdan böylesine büyük bir mirası alacak yeteneklerin ve matematik dâhilerinin keşfedilmesi için temelden başlayan bir matematik eğitimi şarttır. Bu noktada her birinize eşit fırsat sunmak en başta sizlerin en doğal hakkı değil mi? İkinci olarak bu eğitimi vermemek başta matematik bilimine, ülkemize ve tüm insanlık adına bir haksızlık olmaz mı?

Sonra matematiğin soyut düşünme becerisi, analitik zekâ, muhakeme gücünü geliştirdiğini ve mantığı güçlendirdiğini de hatırlatmak yine cevabını aradığınız soruya anlamlı bir cevap olabilir.

Sembolik mantık dilin sayısallaştırılması temeline dayanır ki bazen kelimelerin anlamları arasında kaybolmak olasıdır. Bu noktada bilim insanları teori ve çıkarsamalarını sayısallaştırarak anlamı matematiğin diliyle kesinleştirirler.

İlkokuldan itibaren verilen matematik eğitimini Çinlilerin bambu ağacı hikâyesine benzetebiliriz ki ilk sene tohumu toprağa ektikten sonraki beş sene boyunca her yıl toprağı sulayıp gübrelemeye devam ederler. Tohum ancak beşinci yılın sonunda tohum filizlenmeye başlar. Beşinci yılında filizlenen tohum altı hafta gibi kısa bir sürede 27 metrelik boya ulaşır. Ağacın kısa sürede bu boya ulaşması altı haftalık bir emeğin değil beş senelik bakım ve emeğin sonucudur.

Bu noktadan hareketle bazı mesleklerin ana harcı matematik olduğundan temelde bu eğitimin verilmesi zaruri bir hale gelmektedir. Çünkü matematik tabanlı mühendislik gibi bir mesleği tercih eden birinin akademide bu dersi görmeye başlaması ve öğrenmesi başarı açısından pek de mümkün değildir.”

Bu şekilde bir açıklama sanıyorum matematik eğitiminin neden verildiği konusunda sorusu olan çocukların zihin dünyasında bir anlam bulabilir.