Çarçıra meydanı soğuk bir kış gününde tarihinin en büyük olaylarından birisine şahitlik ediyordu. İngiltere ve Sovyet Rusya’nın 1941 yılında İran’da Rıza Pehlevi iktidarını devirmesi ile başlayan Kürt devlet kurulumu 22 Ocak 1946’da gerçekleşmişti. Yıllardır İran’ın baskısı altında zulme uğrayan Kürtler 7 şehirli ve başkenti Mahabat olan Mahabat Kürt Cumhuriyetini kurdu. Cumhurbaşkanı Qazı Kadı Muhammed, Başbakanı Hacı Baba Şeyh idi. Meclisi 30 üyeden oluşmakta olup 13 bakanlığı bulunmaktadır. İran’ın zulmü altında olan Kürtler 16 Aralık 1943’te Komela( Kürdistanın Dirilişi)’yı kurdu. Komela Topluluğu 1944 yılında Havi cemiyeti ile yardım anlaşması imzaladı ve aynı yılın ağustosunda Dinbanbar Dağı’nda üçlü sınır antlaşması( Peymara Sesinor) imzalayarak diğerlerinin katılımını da sağladı. Topluluğa 1945’te Şeyh Ahmet Barzani ve kardeşi Mela Mustafa Barzani de katıldı.
Devletin marşı Dildar( Yunus Rauf)’ın 1938’de hapiste iken Sorani lehçesiyle yazdığı Ey Reqib idi. 11 aylık ömrü olan bu devletin Kürt tarihine örnek teşkil edecek birçok olumlu gelişmenin temelini attı. Örneğin: Bayrak, marş, anadilde eğitim ve devlet yönetimi gibi…
 Sovyet Rusya’nın İran’la petrol antlaşması yapıp bölgeden çekilmesinden sonra İran’ın saldırıları sonucu devlet yıkılmış, cumhurbaşkanı, başbakan ve savunma bakanı tutuklanmış 31 Mart 1947’de Çarçıra Meydanı’nda idam edilmiştir. Ve böylelikle devleti oluşturan ana unsurların başları da yok edilmiştir. Her ne kadar İran’ın baskısı ile yıkılmışsa da, devleti yıkıma götüren başkaca sebepler de vardır. Örneğin devletin yıkılmasının sebepleri ile ilgili Koohi-kamali görüşlerinin bir kısmında şunları söylüyor: “ Bir veya birden çok kabilenin kendi çıkarları uğruna dış güçlerle işbirliği yapması Kürt tarihinde olağan bir haldir. İkinci sebep cumhuriyetin iyi örgütlenmemiş olması ve politik deneyime sahip güçlü deneyimlerden uzak olmasıdır. “ demektedir. Çünkü Qazi Kadı Muhammed’e Amerikalılar onlarla işbirliği yapılması durumunda yardımcı olacaklarını teklif etmiş; ancak o bunu kabul etmeyip özgürlüğü tercih etmişti.
Qazi Muhammed 1901’de doğmuş, medrese eğitimi almış ve 6 dil bilen din ve fikir adamıydı. Qazi Muhammed’in özgürlük tutkusu, vatan sevgisi ve kardeşlik muhabbeti onu lider yapıyordu. Devletin başına geldikten sonra söylediği şu sözler Kürt tarihinde hep hatırlanacaktır: “Biz bu ulusun bir parçasıyız, emrindeyiz ve ulusumuza hizmete hazırız’’ demiştir. İran lideri şehri teslim almak istediğinde meclisi toplayıp şunları söylemiştir:’’Ya savaşır hep beraber ölürüz ya da evimizde durur gelir bizi alırlar katliam yaşanmaz, savaş olmaz. ’’Sırf halkı İran katliamına maruz kalmasın diye kendisi teslim olmayı kabul etmiş ve bunu hayatı ile ödemiştir. Qazi Kürtlere seslenerek ‘’Bu dünyada birkaç günlük değersiz yaşam için kendinizi düşmanınıza satmayın’’der. Qazi, Mahabat Kürt Cumhuriyeti’ni kurarken Kürt bilincini uyandırmak için şu sözleri dile getirmiş:“Benim amacım dört parçaya bölünmüş bu mazlum milletin özgürlünü görmektir.’’ Eşi Mina Hanım Qazi için şair Hemin’ den alıntı yaparak şunları söylüyor: “Qazi Kadı Muhammed Kürtler için Gandhi idi; ama Kürtler ona bir Hintli değildi.” Qazi, idam sehpasında iken şunları söylüyor: “özgürlük hiçbir zaman yok edilmeyecek. Siz bir Mıhammed öldürüyorsunuz ama Kürtlerin içinde yüzlerce Mıhammed var.” demiştir. Yine ömrünün son saatlerinde vasiyet olarak yazdığı şu sözler hepimiz için çok değerlidir: “ Bağışlayan ve esirgeyen Yüce Allah’ın adıyla Ey Kürt halkı değerli kardeşlerim zulüm ve baskı gören halkım, ben ömrümün son saatlerini yaşıyorum. Allah aşkına artık birbirinize düşmanlık etmeyin. Sırt sırta verin, zorba ve zalimlere karşı durun, kendinizi düşmana bedava satmayın.” demiştir.
Bizler de şahadetinin 68. Yılında onu ve arkadaşlarını saygıyla anıyor, halkımız için yaptıkları şeyler ve gösterdiği yol hepimize örnek olmalıdır. Vesselam …