Dünkü yazımda çevre konusunda değişmediğimize dikkat çekmiştim. Bugünkü yazımda ise yoksulluk konusunda niçin değişmediğimiz mevzusu üzerinde durmak istiyorum.

Maalesef Batman’da hoş olmayan göstergelerimiz var. İşsizlik meselesinde olduğu gibi, zaten ilintili olan yoksulluk konusunda da değişim yaşamıyoruz.

Özellikle Ramazan ayı geldiğinde bu acı gerçeğe her defasında yeniden tanıklık ediyoruz. İşte gazetemizin önceki günkü çarpıcı haberi: “Ramazan ayında hayırseverlerin fırınlarda dağıttıkları bedava ekmek için bekleyen dar gelirliler, iftar öncesi kuyruk oluşturuyor. Ekmek almak isteyenlerin izdihamı yürek burkuyor. 11 Ayın sultanı Ramazan ayında hayırseverlerin fırınlarda dağıttığı bedava ekmek, izdihama yol açıyor. Batman Esnaf ve Odalar Birliği Başkanı Talat Kara, fırınların askılıklarında ekmek bulundurmak için kampanya başlattıklarını söyledi. Hayırseverlerin fırınlarda dar gelirlilere bedava ekmek imkanını sağlamaya yönelik dayanışmanın Ramazan ayında daha da artmasının gerektiğini belirten Kara; ‘Her fırının askılıklarında ekmek bulunduruluyor. Bu güzel bir dayanışma. Onlarca fırında bedava ekmeğin dağıtılması da sevindiricidir’ dedi. Batman’ın Meydan Mahallesindeki Güler Ekmek fabrikası işletmecisi Şerafettin Yüce, hayırseverlerin bağışlarıyla günde 500 dar gelirliye ekmek dağıttıklarını söyledi. Her Ramazan ayında olduğu gibi bu yıl da bedava ekmek dağıtımını yaptığını belirten fırıncı Yüce; ‘Bedava ekmek dağıtım sırasında maalesef izdiham yaşanıyor. Belirli saatlerde ekmek almak isteyenlere kolaylık sağlıyoruz ama izdihamı da önleyemiyoruz’ dedi. Mehtap caddesi üzerindeki Akça fırınında da dağıtılan bedava ekmeği almak isteyenlerin izdiham manzaraları yürek burkuyor.”

Bu haber kentimizdeki yoksulların kaderlerinin değişmediğinin somut belgesidir. Maalesef yıllardır bu acı gerçeğe dikkat çekip, değerlendirmelerde bulunmamıza rağmen yoksulluk ve yoksunluk konusunda olumlu mesafe alamıyoruz.

Bu tablolar değişinceye kadar konuyla ilgili bakış açımı içeren yazımı tekrar tekrar yayımlamaktan çekinmeyeceğimi açıkça ifade etmişim, yine ifade ediyorum:

YOKSULLUK KADER DEĞİLDİR...

Midyat garajından eski Mehtap sinemasına indiğinizde bir fırının önündeki izdihama tanık olmuşsunuzdur. Hayırseverlerin dağıttığı bir iki adet ekmek için kuyruk oluşturan, izdiham yaratan ve birbirlerini adeta ezen vatandaşlarımız gerçeğinin ortaya koyduğu somut gerçeklik şudur; Demek ki Batman’da bir kuru ekmeğe muhtaç binlerce insanımız var…

Bu kentte yaşam sürenlerin yoksullukla boğuşmaları kader değildir…

Bu kadar muazzam su kaynaklarına,

göz alabildiğince verimli topraklara,

hazineler değerindeki dağlara,

muhteşem yaylalara sahip bir coğrafyada insanlar bir kuru ekmeğe muhtaç hale geliyorlarsa, oturup düşünmek gerekir…

Eğer bu zenginlik kaynakları gerçeği ortada iken yoksullarımız fırın önlerinde azarlanma,

sopayla uzaklaştırma durumuyla karşılaşıyor,

buna rağmen kuru ekmeği kapma mücadelesi veriyorsa,

sakın kimse bunun bir kader olduğunu söylemesin…

Hayır , hayır bu bir kader değildir. Dünkü yoksulluk da kader değildi.

Yoksulluk, fakirlik bu halkın kaderi değildir. Öncelikle bu gerçeği bileceğiz…

Yöremiz, yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarıyla ‘Afrika’ değil, ‘Avrupa’ koşullarını yaşamalıdır…

Eğer bu koşulları yaşamıyor, Ramazan aylarında ücretsiz iki ekmek için kadınlarımız, kızlarımız izdiham yaratıyorsa, bunun nedenlerine kafa yormalıyız.

İzlediğim kadarıyla hiçbirisi yüzünü gizleme gereği duymuyordu. Çok yaşlı anne ve babalar, genç gelinler ve çocuklar yoldan geçenlere aldırış etmeden bir kuru ekmek beklentisindeydiler. (Utansınlar demiyorum, çünkü asıl utanması gerekenler başkalarıdır!..)

Cenabı Allah bu mübarek ayda sırf bedenimize eziyet çektirmek için saatlerce aç ve susuz kalmamızı istemiş değildir. Peygamberimiz (SAV), “Öyle oruç tutanlar vardır ki neticede ellerine geçen, sadece açlık ve susuzluklarıdır” diye buyurmuşlardır. Nedeni de şöyle izah edilmiş: “Çünkü o, eliyle insanlara eziyet etmiş, diliyle insanları incitmiştir...”

Demek ki bütün vücudumuzun uzuvlarına oruç tutturmamız gerekiyor. Demek ki Ramazan orucu, nefsi terbiye etme dışında özellikle toplumsal ve sosyal açıdan çok önemli dersler içeriyor. Düşünceme göre Ramazan orucu, İslam’ın toplumsal ve sosyal boyutu olan en önemli ibadetlerinden biridir.

Batman Çağdaş gazetesi, yıllardır her Ramazan ayında Batman’daki sosyal durumlara dikkat çeken haberler yapar, çarpıcı fotoğraflarla kamuoyunu aydınlatır, bilgilendirir. Diğer Ramazanlarda olduğu gibi bu yıl da acı tablomuz değişmedi, ne yazık ki...

Bazı hayırseverler Yıldız Cami önündeki fırın üzerinden her gün yanılmıyorsam 500 yoksul aileye bedava sıcak ekmek dağıttı. Her aileye sadece iki adet sıcak ekmek verilirken, bunu almak için uzun kuyruklar oluştu. Batman Çağdaş, kentimizin sosyal yarasına dikkat çekmek için o kuyruğu görüntülemişti.

Hem de yıllardır tablo değişmiyor…

İyi de ne zamana kadar bu tablo değişmeyecek?

İnsanlarımızı kuru ekmeğe muhtaç etmeyecek çabalarımız olmalıdır diye düşünüyorum.

Belediye’nin organize ettiği Atatürk Parkı’nda açık alanda her gün bin kişiye iftar yemeği olumlu bir hizmet. İlk iftarda bu hizmeti yerinde gözlemledim. Atatürk Parkı’ndaki çalışmaları gözlemledim. Görevliler ellerinden gelen çabayı gösteriyorlardı.

Belediye Başkan Vekili Sayın Ertuğ Şevket Aksoy’un iftar yemeğine gelmesine kadar bekledim. İftara 10 dakika kalınca gizlice ayrıldım.

Hayırlı bir hizmet ancak iftar yemekleri yoksulluk sorunumuzun çözümüne yönelik bir hizmet değildir. Daha çok bir dayanışma, varlıklı insanlar ile yoksulları aynı sofrada buluşturma çalışması olabilir.

Kuru ekmeğe muhtaç insanlarımız gerçeğine hepimiz kafa yormalıyız. İşsizlikte, istihdamda ciddi sıkıntılarımız var. Yeni yatırımlar için girişimcilerimizin duyarlı olmaları gerektiğine inanıyorum. Yoksullukla mücadelede yeni fabrikalara, iş istihdam alanlarına ihtiyacımız var. Kentimizi bu ayıptan kurtarmanın yollarını bulmamız dileğimle.