AKP kimi zaman iyi kimi zaman da berbat bir tutum içine girebiliyor. Bir parlamenterin mükemmel bir çıkışının yanında bir başka parlamenterin arkaik düşüncelerle kamuoyunda yer bulması sizi de şaşırtmıyor mu?
Bülent Arınç. Her ne kadar biz onun Egeli olduğunu bilsek bile bir kısım iddia sahibi Arınç’ın Siirt’in ilçesi Baykan’a bağlı Arince(Camtaşı Köyü) köyünden olduğunu iddia etmektedir. Hatta zaman zaman kendileriyle görüştüklerini, hal hatır sorduklarını da söylemektedirler. Öyleyse Bülent Arınç Kürt’tür her ne kadar uzun zamandır Manisa’da kalsalar bile.
Peki, ne dedi bu parlamenter; Kürtçe bir medeniyet dili değildir.
Buyur buradan yak. Nedense Kürtlerin en büyük handikabı budur. Kendi içinden çıkanların kendi milleti ve diliyle bu kadar uzak düşmesi.
Peki, nedir medeniyet? İnternette şöyle bir sörf yaptığınızda şunlara rast gelebiliyorsunuz; Uygarlık, medeniyet: barbarlıktan sonra gelen yaşam biçimi, şehirleşme ve iş bölümü artışı, kültürel geleneklerdeki çeşitlenme, okur-yazarlığın artması birlikte sanatsal, dinsel ve törensel yaşamda çoğulculuğun görüldüğü yaşam merkezi.
Şehirlilik, şehre has yaşam tarzını ifade eden bir kavram. Arapça, şehir anlamındaki "Medine" kelimesinden türetilmiştir. Tanzimatçılar tarafından batıdaki "civilisation (sivilizasyon)" tabirini karşılayan bir kelime olarak Türkçeye sokulmuştur.
Ateş ve tekerlekle başlayıp günümüz modern teknolojisinin kullanıldığı zamana kadar ki tüm birikimler bu anlamda medeniyet kavramının içine girmektedir. O zaman sormak lazım bu zihniyet sahiplerine eğer bu yazılanlar medeniyet kavramının içindeyse Kürtçe niçin medeni bir dil olamamaktadır? Barbarlık dönemi biteli en azından binlerce yıl oldu. İş bölümü artık hemen hemen her yerde var. Okuryazarlık ha keza. Yani medeniyet olarak tabir edilen her tanım, kavram, olgu Kürtler ve Kürtçe içinde geçerliyken niçin bir tek bizim dilimiz medeni bir dil olamıyor? Peki Türkçe bir medeniyet dili midir? Hangi özelliğinden dolayı medeniyet dili olmuştur da Kürtçe bu özelliğe sahip olamamıştır?
Bir taraftan Kürtlerin her türlü hakkını biz vereceğiz diyeceksiniz, öte taraftan bir ulusun en değerli hazinesi olan dilini de medeni kabul etmeyeceksiniz, iş mi bu şimdi?
Batman Gazeteciler Cemiyetine konuk olan Hilal kaplan 8 Şubat tarihinde Yenişafak Gazetesinde şöyle bir yazı kaleme aldı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, katıldığı bir televizyon programında
şöyle bir açıklama yapmış:
"Şartlar elverirse Kürtçe sadece seçmeli ders olabilir. Yoksa
ilköğretimden üniversiteye kadar Kürtçe bir eğitim yapılması mümkün
değildir. Kürtçe anadilde eğitimin önünde anayasal engel var.
İkincisi, anayasal bir engel olmasa, Kürtçe bir eğitimin kaliteli bir
eğitim olabileceğine inanıyor musunuz? Bir medeniyet dili midir
Kürtçe? Böyle anadilde eğitimi düşünmüyoruz. Anadilde eğitimin Türkçe
olması hem beraberlik sağlıyor hem de Türkçe bir medeniyet dilidir.
Türkçeyle eğitimin her alanına hizmet edebilir."
"Kürtlerin bütün haklarını vereceğizden "Kürtçe medeniyet dili
midir"e çıkan yol... Sayın Arınç, belki farkında değil ama sözlerinde
âdeta bir "kolonyal efendi" konumlanışı seziliyor.
Bir Kürdün Türklük ve Türk dili adına Kürt dili üzerine serpiştirdiği kirliliği ilginçtir öz be öz Türk olan bir Hanımefendi eleştirmektedir.
Bu topraklarda hangi milletten gelirseniz gelin sanırım Kürt olmaktan daha şanssız bir kader yaşayamazdık. Dünyanın neresinde sınırdan kaçak mazot getiren kişiler jetler ve obüs toplarıyla hedef alınır? Ama Kürt’seniz bu ihtimal yüksektir ve hatta kesindir.
Medeni olmamanın zıttı medeni olmamak, barbar olmak demektir. Kim barbar baksınlar bir aynaya, yaptıklarına ve de söylemlerine.