Bayram Kalkan

YANIK SESLİ SANATÇI FAYSAL GÖNÜLAÇAR

80 ve 90’lı yılların yanık sesli gözde sanatçısı Faysal Gönülaçar, Batman ve yöresindeki nişan, düğün ve sünnet törenlerinin aranılan ismiydi. O dönemlerin sevgi ve saygısını her zaman andığını anlatan Gönülaçar, “Eski düğün törenleri ve sanatçılar bir başkaydı. Tatlı bir rekabet olurdu aramızda ama saygı ve sevgiden uzaklaşmazdık” diyor.

GÜZEL SESLİ AİLE

1960 Batman-Kuyubaşı (Cegeluye) köyü doğumlu Faysal Gönülaçar İlk, ortaokul ve EML’yi Batman’da tamamladı. 78-79 Batman Endüstri Meslek Lisesi mezunu Gönülaçar’ın, müzikle buluşması ortaokul yıllarına dayanıyor.

Batman’da müziğe emek verenlere açılan bu köşeye, kadim dostum, arkadaşım Faysal Gönülaçar’ı konuk etmek her şeyden önce benim için bir görevdi.

Güzel sesli Gönülaçar ailesi, hep sanatçı çıkarmış. Şanlıurfa nasıl güzel ve de yanık sesli sanatçılar çıkarıyorsa; Batman’la artık birleşen Cegeluye köyünden Gönülaçar ailesinden de hep sanatçı çıkmış… Faysal, Gültekin, Mehmet ve Sedat Gönülaçar, bağrıyanık sesleriyle adlarından söz ettirmeyi başarmış olanlar.

Batman’a nazır mekanında ‘petrol şehri’ni tepeden gören manzarasıyla sohbeti koyulaştırdık.

Topluma karşı saygı ve sevgide hiçbir zaman kusur etmeyen Gönülaçar, yıllar önce köy sakinlerinden birinin tenekeden yapma çakma bir bağlamanın etkisinde kaldığını anlatıyor;

“İlkel bir müzik aletiyle başladım müziğe. Tenekeden yapılan o bağlama bana ilham kaynağı olmuştu. Daha ortaokuldayken müziğe ilgim fazlaydı. Sesim beğenildiği için öğretmenler, bana sık sık türkü söyletirlerdi. Ben de büyük bir zevkle okurdum.”

“MİKROFONU KURT’UN ELİNDEN ALDIM”

Batman ve yöresinin en büyük ve profesyonel sanatçısı Yılmaz Kurt’la 1977-78 yıllarında bir düğün töreninde buluşan Gönülaçar, o ilginç anıyı anlattığında heyecanlanıyordu;
“İlk mikrofonu duayen sanatçı Yılmaz Kurt’un elinden almak bana nasip olmuştu. Eskiden Karşıyaka Mahallesi’nde Amerikalılara ait Mobil petrol şirketi vardı. Yılmaz Kurt hoca, o dönemlerde o şirkette çalışıyordu. Mobil tesislerindeki bir etkinlikte karşılaştığım Yılmaz Kurt, bana mikrofonu uzattı. Bir anda heyecan bastı. Güzel okumuş ve çok da mutlu olmuştum. İlk kez saz, darbuka ve cümbüş eşliğinde okumuştum. Dünyalar benim olmuştu. O etkinliğe katılanlar ile Yılmaz Kurt’tan aldığım alkış beni mutlu etmişti. O övgü dolu sözler beni müziğe itmişti. Yılmaz hoca özellikle sesimi çok beğenmişti.”

Eski sanatçıları örnek almış Gönülaçar… “O sanatçılar kimlerdi?” diye sorduğum Faysal Gönülaçar, ilham aldığı o sanatçıları İzzet Altınmeşe, İbrahim Tatlıses ve Nizamettin Arıç diye sıralıyordu.

O dönemler daha çok Türk Halk Müziği yaygındı. “Bizler daha çok Halk müziği söylerdik” diyen Gönülaçar, önceleri müzisyenlere verilen saygıyı da unutmuyor; “Müzisyenlere inanılmaz bir saygı gösterilirdi. Düğün törenlerinde sanatçıların yemek sofraları kusursuz ve özeldi. Sanatçıya karşı saygıda kusur yoktu. Sanatçılar düğünlerde inanılmaz derecede keyif alırdı. Düğünler üç gün, üç gece sürerdi ama sanatçılar sıkılmazdı. Keyifle çalar, söylerdi. Bir mahalleden sanatçı geçince, parmakla gösterilirdi.”

“AİLE BOYU SANATÇIYIZ…”

“Müzik ailemizin fertlerinin tümüne bulaştı” diyen Gönülaçar, aile boyu sanatçı olma özelliğini de şöyle anlatıyor; “Gültekin yanımda darbuka ve bateri çalardı. Mehmet Gönülaçar bir dönemler her ne kadar yeşil sahalarda top koştursa da düğünler de bana eşlik ederdi. Gültekin ve Mehmet’in ardından Sedat da müzikte şansını denedi. Sedat’ın yeni albümü piyasaya çıktı. Kısacası aile boyu müzik tutkumuz var.”

1981 Yılında askerlik dönüşünde ailesinin ısrarı üzerine kaset çalışması yaptığını da hatırlatmadan edemiyor Gönülaçar; “Gülistan caddesi olarak bilinen Tekel caddesinde Leylom stüdyo vardı. Stüdyoyu Refik İmamoğlu ile Hatip Bağrıyanık işletiyordu. Bağlama ustası Sait Eren’in eşliğinde kaset yaptım. Sait Eren ve Mehmet Çiyan’la bir süre çalıştım, sonradan Sait Eren, bizden ayrıldı. Celal Yılmaz da iyi bir sunucuydu. O da bizim Özlem düğün ekibimizdeydi.”

1998’e kadar müzik yaşantısını sürdüren Faysal Gönülaçar, şimdilerde Cegeluye köyünde çiftçilik mesleğini sürdürüyor. Çiftçilikte her ne kadar yorulsa da mutlu olduğunu hemen her ortamda anlatan Gönülaçar’ı dinliyoruz;
“Bir dönemler bazı olumsuz olaylardan dolayı etkilendim, bu nedenle müziği bırakma gereği duydum. Müziği ticari olarak bıraktığım halde dostlarımın davetlerini kıramıyorum. Nişan ve düğün törenlerine katılıyorum.”

“DÜĞÜNLERİ SANATÇILAR YÖNETİRDİ”

Eski düğünler ile günümüzdeki düğün törenlerinin arasında uçurum olduğunu anımsatan Gönülaçar, eskiye olan özlemi de şöyle özetliyor; “Şimdilerde düğünlerde hiç sanatsal ve slow eser okunmuyor. Daha çok halay ve delilo çalınıyor. Oysa bizim dönemimizde düğün törenlerine hakim olan sanatçılardı. Törenlerde sanatçılar kendilerine sanatçı gözüyle bakmalı. Çalgıcı gözüyle değil. Eskiden sanatçılar arasında tatlı bir rekabet vardı. Ama asla bir birimize saygıda kusur etmezdik. Şimdilerde o tatlı rekabetten eser kalmadı. Batman’da müziğe emek veren tüm sanatçıları seviyorum. Genç kuşak da bize karşı saygı ve sevgide kusur etmiyor. Biz de onları çok seviyoruz.”

Gönülaçar, yaklaşık 20 yıl önce bıraktığı aktif müzikte daha çok Batman, Beşiri, Gercüş, Bismil ve Baykan-Ziyaret beldesindeki düğünlere özlem duyduğunu söylüyor ve ekliyor; “Bu coğrafyada bir dönemler müziğe emek veren sanatçıları unutmayan değerli arkadaşım Bayram Kalkan’ın bizleri konuk etmesi sevindirici. Bu dizi de emeği geçenlere teşekkür ediyorum.”

Editör: TE Bilişim