Yine Filistinliler, yine katliam, yine vahşet…

Silahsız yaklaşık 35 bin insanın gösterisinde yine masum kanı aktı. Şu yazıyı kaleme aldığım sırada 55 Filistinli hayatını kaybetmiş, yaralı sayısı ise yaklaşık 3 bini bulmuştu…

Havadan ve karadan sivillerin üzerine gerçek mermi yağdıran İsrail, bir kere daha insanlık tarihine kara leke düşürdü ve barbar yüzünü gösterdi…

İsrail tarihine bakınız, katliamlarla dolu…

Ortadoğu’da Siyonist emellerle hareket eden zalimler, nice katliamlar, vahşetlere imza attılar. Yaptıkları hep yanlarına kaldı…

Hiç şüpheniz olmasın Küdus katliamı da unutulacak…

İSRAİL, GÜCÜNÜ KİMDEN ALIYOR?..

Çünkü İsrail, sırtını güçlü bir yapıya dayamış. Amerika’dan aldığı güç ve kuvvetle, dünyayı hiçe sayarak vahşetlere imza atıyor…

‘Birleşmiş Milletlermiş’,

‘Avrupa Birliğiymiş’,

hele ‘Arap Birliğiymiş’,

ortadoğudaki ‘Arap devletçikleriymiş’, geçin bunları efendim…

Kim takar bunları…

Dünyayı dizayn eden en büyük emperyalist güç İsrail üzerinden insanlık ailesine gözdağı veriyor. Küdus katliamını böyle okumak gerekiyor…

Evet, Ortadoğu’da yine masum kanı akıtıldı. Son gelişmeye basın nasıl yer vermiş, özetine bakalım: “‘Gazze’de, ABD Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınması ve Nekbe’nin (Büyük Felaket) 70. yılını protesto için gerçekleştirilen ‘milyonluk yürüyüşü’, Dönüş ve Ablukayı Kırma Yürüyüşü faaliyetleri çerçevesinde devam ediyor. Sınırda yaklaşık 35.000 kişinin protesto gösterisine katıldığı açıklanırken, İsrail askerinin havadan ve karadan göstericilere ateş açtığı açıklandı. İsrail askerleri, Gazze sınırında bugün düzenlenen gösterilerde şimdiye kadar 55 Filistinliyi şehit etti, yüzlercesi gerçek mermiyle olmak üzere 2 bin 771 Filistinliyi yaraladı.”

Son gelişmenin özeti bu…

Şu yazımı 15 Mayıs gece yarısı kaleme alıyorum. Saatler 01,30’u gösteriyor. Yaklaşık 30 saat sonra kağıt ortamında elinize geçecek bu yazımı okuduğunuzda, yeni bir gösteri yapılacağından, ölü sayısı muhtemelen 100’ü, yaralı sayısı 5 bini bulabilecek…

Buna rağmen Küdus’te statükonun değişeceğine inanmıyorum. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir anlayışı ile hareket edilecektir…

Arap Birliği toplanacakmış!..

Breh breh ber, Amerika ile ilişkilerini mi kesecekler?..

Arap devletçiklerinin kral ve sultanları, dolar milyarderi sahte şeyhleri uçkurlarının peşinde, zevk ve sefa alemlerinde değil mi?..

Filistinli masumlar can veriyormuş, onlara ne…

Bu kral ve sultanlar, dolar milyarderi sahtekarlar Filistinlilere ekmek ve ilaç yardımı bile yapmıyorlar…

Şu satırların acizane yazarı bile Batman ortamında düzenlediği kampanyalarla, Filistinliler için onlarca koli ilaç toplayıp Gazze’ye, abluka altındaki yerleşim yerlerine göndermiştir…

Filistinliler için ilaç, gıda, para yardımı yapan binlerce Batmanlı gerçeğini çok iyi biliyorum…

Biliyor musunuz mazlum Filistinliler için biz ağlıyoruz, çırpınıyoruz…

Kürd halkı, Türk Halkı Filistinli mazlumlar için ağlayıp, sızlarken, bahse konu dolar milyarderleri ve Amerika’nın Ortadoğu’daki yerli işbirlikçi yöneticileri bir gün bu halklara teşekkür bile etmemiştir…

Biz üzerimize düşen dini ve insani görevi büyük bir sorumluluk bilinciyle yerine getirdik. Filistin dahil, Arap halkının ekseriyeti bize karşı kardeşlik görevlerini yerine getirmemişlerdir. Onların basiretlerinin açılması için yine dua edecek ve ecrimizi Rabbimizden bekleyeceğiz…

BU NASIL BİR SAVUNMA ANLAYIŞI?..

Saygıdeğer Okurlar, Beyaz Saray, yani Amerika, Küdus katliamının tetikleyicisi ve destekçisidir. Çünkü fitne ateşini Amerika yakmış ve körüklemiştir. Beyaz Saray diyor ki; “Gazze’de süren şiddet olaylarını takip ediyoruz. İsrail Dışişleri Bakanı’nın dediği gibi, İsrail kendini savunma hakkına sahiptir.”

Açıklama böyle. Amerikalı yöneticiler, katliam yaşanırken Küdus’te eğlencedeydi, büyükelçiliklerini taşımayı kutluyorlardı.

35 bin sivilin üzerine ateş açmak, nasıl bir savunma?

Bu yalanı BM bile kabul etmedi. İşte o haber: “Birleşmiş Milletler (BM) Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Uluslararası Sözleşmesi'nin denetim organı olan Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi’nin Cenevre’de düzenlenen 95. Oturumu’nun sonunda yapılan yazılı açıklamada, Gazze sınırında 30 Mart’tan bu yana devam eden ‘Büyük Dönüş Yürüyüşü’ne katılan ve aralarında çocukların da bulunduğu en az 43 Filistinlinin(o sırada ölü sayısı öyleydi) şehit olduğu belirtildi. Açıklamada İsrail’in şehit ettiği ve yaraladığı binlerce Filistinli göstericinin hiçbir şekilde güvenlik tehdidi oluşturmadığı vurgulandı. İsrail güvenlik güçlerinin Filistinli göstericilere orantısız güç kullanmasının kınandığı açıklamada, Gazze’deki durumdan büyük endişe duyulduğunun altı çizildi. Açıklamada, göstericilere yönelik saldırıların durdurulması, Filistinleri şehit eden güvenlik güçlerinin tespit edilip yargılanması, Gazze halkının gösteri yapma hakkına saygı duyulması ve Gazze’deki ablukanın kaldırılması için İsrail’e çağrıda bulunuldu.”

BM’nin kararı Amerika tarafından yok sayılacaktır. Küdus’te yeni katliamlar yaşansa bile dünya unutacaktır. Çünkü bu bir güç meselesidir.

İsrail zaten Küdus’ü başkent olarak kullanıyor, hem de yıllardır. Filistinli yöneticiler de bu gerçeği bile bile Filistinli sivilleri zalim İsrail’in önüne kurbanlar/kobaylar olarak atıyorlar. Geçen yılın son ayında Amerika’nın aldığı Küdus kararı, TBMM’de grubu bulunan AKP, CHP, HDP ve MHP ortak açıklaması ile kınanerken, bu köşede kaleme aldığım yazımda, ‘İsrail’in birçok yönetim binası şu anda bile Küdus’tedir. İsrail, Küdus kentini bir nevi başkenti olarak zaten kullanıyor. Kendimizi de aldatmayalım, pratikte fiili başkentliğe çok da itiraz edilmemiş. Evet, İsrail, Amerika ve yönetimi konusundaki düşüncem ve bakış açım konjektürel değil, ilkeseldir. İnsan hakları ve ahlaki değerler temel prensiplerimdir. Bu nedenle hop oturup, hop kalkarak meseleye yaklaşmıyorum. İlkesel ve ahlaki duruşum, inancımın gereğidir’ diyerek meseleyi değerlendirmiştim. http://www.batmancagdas.com/kudus-trump-adalet-makale,12371.html

Yine o yazımın sonundaki bir cümle ile bitireyim; ‘Amerika, Ortadoğu’da hep kargaşa istediği için, dünyaya rağmen böyle kararlar alabiliyor. Amerika’yı kınıyor ve herkesi ilkeli olmaya davet ediyorum.’