Bu yıl mübarek bir ayın sonunda, Ramazan bayramının ilk gününde Ağrı’ya bağlı Bezirhane köyündeki dedesini ziyarete giden şirin mi şirin, dünyalar tatlısı 4 yaşındaki Leyla, o tarihten beri kayıp.

Her yerde aranıyor…

Her gün internet ortamında basındaki haberleri izlerken, görüntüsü karşıma gelen küçük Leyla, yüreğimizi dağdar etmeye devam ediyor…

**

**

Leyla Aydemir, henüz bebeklikten çocukluğa adım atmış. Basında 3,5 ve 4 yaş ifadeleri kullanılıyor. O masmavi gözlerine baktıkça yüreğimin derinliklerinde bir sızı/acı hissediyorum…

Küçük Leyla köy ortamında kayboldu. Ağrı’ya bağlı iki bin 100 rakımlı köyde güpegündüz kaybolan bir çocuk nereye gider, nereye gidebilir?

Çevrede nehir, dere, göl, gölet gibi su kaynağına bakmak için google earth üzerinden bir arama yaptım. En yakın ‘Balıklı Göl’ün köye oldukça uzak olduğunu gözlemledim. Oraya gidecek yaşta değil.

İnanın Ramazan Bayramı günlerinde de hep kulağım basında, gözlerim haberlerdeydi, acaba küçük Leyla bulundu mu diye hep merak etmiş ve hüzünlenmiştim…

**

**

Seçim bitmiş, tartışmalarını yaşıyoruz. Hangi parti kaç vekil kazandı, hangisi ne kaybetti tartışmalarıyla meşgul durumdayız.

Sizi artık bıktıran seçim üzerine analiz yapmak istemiyorum…

Ülkenin genel bir sorununu ele alsam, karşımızda hitap edeceğimiz ve çözüm isteyeceğimiz bir yapı yok. Çünkü mevcut hükümet dağılıyor, yeni kabine ülkeyi yönetecek…

Hal böyle iken kalkıp seçim analizleri ile kafanızı şişirmek istemiyorum. Küçük Leyla için empati yaptığımda, bir makale yazmadan geçemedim…

Zira büyük ihtimalle kaçırılmıştır bu dünyalar tatlısı yavrumuz. Dolayısıyla insanlığımızı ilgilendiriyor…

**

**

Evet, uzak bir coğrafyada olsa bile Leyla ile ilgili bir değerlendirme yapmak istiyorum.

“Acaba” diyor, sonra korkuyor, ürperiyor ve “Acaba aramızda dolaşan, esfele-i safilin(aşağılıkların en aşağılıklısı konumuna) derekesine yuvarlanmış, insan suratlı bir mahluk tarafından kirli emelleri için kaçırılmış ve katledilmiş olabilir mi?” diye düşünüyorum…

Var öyle alçaklar…

Dinden, imandan anlamayan, insanlıktan, insani değerlerden nasiplenmeyen nice insan kılıklı mahluklar var aramızda. Her gün böylelerinin kahredici haberleri gazete manşetlerinde…

Küçük Leyla’ya kıyabilecek alçaklar da çıkabilir. O nedenle insanlık ve yüce değerler adına korkuyor, üzülüyor, kahroluyorum…

**

**

HER YERDE ARANIYOR…

Küçük Leyla günlerdir aranıyor. Bir seferberlik ilan edilmiş ki tüylerimizi diken diken eden yerlerde aranıyormuş. İşte o kahredici haberlerden bir kesit: “Ramazan Bayramı'nın ilk günü dedesiyle bayramlaşmak için Ağrı'ya bağlı Bezirhane Köyü'ne gitmiş, evin önünde amcasıyla oynayan 4 yaşındaki Leyla kaybolmuştu. 12 gündür arama çalışmalarına devam eden ekipler tarlalar, binalar, su birikintileri, köşe bucak her yerde iz sürdü; il merkezine doğru 15 kilometrelik bir alan da drone kamera ile havadan görüntülendi. Jandarma, AFAD ekipleri ve güvenlik korucuları, Bezirhane Köyü ve çevresindeki arazi, kanal, dere ve foseptik çukurları üzerinde yoğunlaştı. Çalışmalar sürerken camiden de Leyla için anonslar yapıldı. Kilitli olan tandır evi, ahır gibi yerlerin açılması istendi. Jandarma ekipleri köyde yaşayanları çapraz sorguya aldı. Köy sakinlerinin ifadeleri tutanak altına alındı. Sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler de çalışmalara katıldı. Dedesi, torununun bulunması için 300 bin lira ödül koydu. Ailesi, günlerdir haber alınamayan kızlarının kaçırıldığını düşünüyor. Çalışmalar 12'nci günde de tüm hızıyla devam ederken, sabah saatlerinden itibaren Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK) timleri ve AFAD ekipleri, kayıp Leyla'yı, köyün içerisinde bulunan metruk evler ve dere kenarlarında aradı. Arazi ve köy çevresinde yapılan aramalara, çok sayıda kayıp aranması olaylarında görevlendirilen, jandarmaya ait kadavra arama köpekleri 'Modül' ve 'Mavi' de katıldı; metruk binalar, su kuyuları, dere ve mera didik didik arandı. Ancak 12 gündür yapılan olağanüstü çalışmalardan bir sonuç alınamadı; küçük Leyla'ya yönelik herhangi bir ize rastlanmadı.”

**

**

Allah’ım, bu haberi okurken dehşete kapılıyorum. Küçük bir çocuğa nasıl kıyılabilir? Bu kadar insani değerlerden uzaklaşabilecekler için bilim insanlarının toplantılar yapmaları gerekmez mi?

Torunu için gözyaşı döken dede Zeki Aydemir (58), 300 bin TL ödül çağrısı yapıyor; “Ben buradan 81 milyon insanımıza sesleniyorum Allah bu acıyı kimseye vermesin. Çocukları seven ve çocukları olan bu çocuğu 81 ilde 860 ilçede nahiyelerde, beldelerde köylerde bulan ve bize haber verip sağ salim teslim edene 300 bin lira ödül vereceğiz. Türkiye’nin neresinde olursa olsun. Herkes birer Zeki olsun. Akrabası olsun. Bayanlar annesi olsun. Erkekler babası olsun. Bu acıyı annesinin, babasının çektiğini, bizim çektiğimizi herkes kendinden hissetsin. Bu çocuğu bulan, gören Allah rızası için benim yeğenimin telefonu her yerde var arasınlar. Haber versinler.”

Gerçekten sözün bittiği yerdeyiz. Ülkenin başka kentlerinde üç çocuk daha kayboldu. Küçük çocuklar Rabbimizin bizlere nimetidir. Kirli emellere sahip, küçük masumların canına kıyabilecek canavarlar yetiştiren ailelerin vay hallerine…

Dilerim Rabbimden Leyla sağsalim bulunur ve acılar yaşayan ailesine teslim edilir. Dilerim canice, alçakça bir haber yazılmaz ardından…