Değerli Okurlar, 1990’lı yılları hatırlamak bile istemem.

Zira bu bölgenin talihsiz insanları o süreçte çok büyük acılar yaşadılar…

Köylülerimiz çok ağır bedeller ödediler. Çatışmalı sürecin en büyük mağduru köylülerimizdi.

Yaraların sarılması için yıllar sonra hamlelere tanık olacaktık.

Çok büyük ekonomik mağduriyetler yaşamış köylülerimiz, kendilerine uzatılacak bir yardım elini uzun yıllar beklediler. Derken iki binli yıllara girildi.

5233 SAYILI YASA…

Mevcut hükümet 2004 yılında mağdur köylüler için önemli bir yasa çıkarttı…

5233 sayılı yasadan söz ediyorum.

Terör ve terörle mücadeleden doğan zararların devlet tarafından tazmin edilmesi gibi önemli bir açılım yapılacaktı.

Binlerce, on binlerce mağdur köylü yasadan yararlanmak için başvuruda bulundu. 2004 yılından itibaren çok önemli ve olumlu gelişmeler yaşandı.

Gerçekten de köylülerin rahat nefes alması için önemli bir hamleydi.

Yıllarca on binlerce köylüye tazminatlar ödendi. Köydeki arazileri, evleri, bağ ve bahçelerinin uğradığı zararların karşılığında aldıkları paralarla açlık sınırından kurtulanlar oldu…

Ancak komisyonlara başvuranların dosyaları henüz açık iken, tazminatlar konusu bir anda gündemden kalktı.

Sadece Batman’da değil, bölge illerinde de bildiğim kadarıyla tazminat ödemeleri yıllar önce durdu. Köylülerin bazı usulsüzlükler yaptığı gerekçesiyle tazminat ödemelerinin askıya alındığından söz edilmişti.

Doğrusu uzun yıllardır bu mesele ile ilgili yorumlar yapmadığımı gözlemledim. Çünkü bizden destek isteyen köylülerimiz hemen hemen kalmamıştı.

Son günlerde çok sayıda vatandaşlardan bu konuda sorularla karşılaşıyorum.

Çok sayıda kişi benden bilgi almaya çalışınca, konu ile ilgili bir değerlendirme yapmak istedim.

5233 sayılı yasa doğrultusunda yeniden köylülerin tazminatlarının ödeneceği konusunda söylentiler hızla yayılıyor.

Bu mesele ile ilgili yorum yapmadan önce ilgili yöneticileri aramayı düşünüyordum. Ancak nedense mesai saatlerinde bu konu hiç aklıma gelmedi.

İnancınız olsun bir gece yarısında mesele aklıma gelince, yorum yaparak görevimi yapayım dedim.

5233 sayılı yasa kapsamındaki ödemeler, tazminatlar bitmiş mi, askıya mı alınmış?

Öncelikle bu sorunun cevabını ben de merak ediyorum.

5233 Sayılı yasa hakkında bilgi sahibi olmayanlar var. Bu yasa ile ilgili değerli bir hukukçumuzun Türk Hukuk Sitesinde yayımlanan makalesini saygı değer okurlarımın bilgisine sunmak istiyorum:

“Bilindiği üzere 5233 sayılı yasa Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yasa, olağanüstü halin ilan edildiği 19.07.1987 tarihinden sonra meydana gelen maddi zararlar ile kanunun yürürlüğe girmesinden sonra meydana gelecek maddi zararların tazmin edilmesini öngörmektedir. Olağanüstü halin uygulanmaya başlandığı tarihten bu yana çok sayıda köyün boşaltıldığı, kısmen yakılıp tahrip edildiği, çok sayıda insanın zorunlu olarak göç etmek zorunda kaldığı, mayın ve benzeri çatışma artığı olan patlayıcı maddeler sebebiyle çok sayıda insanın hayatını kaybettiği, çok sayıda insanın faili meçhul cinayetler sonucu hayatını kaybettiği bilinmektedir. Bütün bu hak ihlalleri neticesinde meydana gelen maddi zararların giderilmesi ve bu şekilde sosyal barışı sağlamak amacıyla 5233 sayılı yasa yürürlüğe girmiştir. Kural olarak idarenin hukukî sorumluluğu kusur esasına dayanmaktadır. Sözü edilen kuralın istisnası olarak, idarenin önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği bir takım zararların, nedensellik bağı ve kusur koşulu aranmadan karşılanması gerekmektedir. Objektif sorumluluk anlayışına dayalı sosyal risk adı verilen bu ilke, sosyal hukuk devleti olmanın bir gereği olup, sosyal risk ilkesi bilimsel ve yargısal içtihatlarla da kabul edilmiştir.

Yasanın amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin bu zararlarının yargı yoluna gitmelerine gerek kalmadan, idarece ve en kısa sürede sulh yoluyla karşılamaktır. Güvenlik sorunu nedeniyle zorunlu olarak göç etmek zorunda kalan kişilerin en ciddi maddi zararları ise göç nedeniyle köylerinde bulunan arazilerini, bağ ve bahçelerini işletememeleri nedeniyle uğradıkları zararlar ile terk ettikleri köylerinde bulunan ev, ahır ve benzeri yapılarıdır. Köyüne gidememiş ve mülkünü kullanamamış bir kişinin, bu köyde bulunan arazisinden, bağından ve bahçesinden yararlanamadığını düşündüğümüzde bu kişi mülkünü işletemediği süre boyunca ürün elde edememiş ve bir zarar görmüştür. Çoğunlukla da bağ ve bahçeler bakımsızlıktan kurumuştur. Bu tür zararlar da yasa kapsamında değerlendirilip meydana gelen zararları tazmin edilmektedir. Komisyon, doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile yaptığı tespitten sonra belirlenen zararı, hesaplanan yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerindeki nakdi ödeme tutarını, ifa tarzı ile mahsup edilecek miktarları dikkate alarak, uğranılan zararı sulh yoluyla karşılayacak safi miktarı belirler. Komisyonca, bu esaslara göre hazırlanan sulhname tasarısının örneği davet yazısı ile birlikte hak sahibine tebliğ edilir. 19.07.1987 tarihi ile Kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 27.07.2004 arasındaki zararlar; 19.07.1987 tarihi ile Kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 27.07.2004 arasında meydana gelmiş olan zarar için başvuru süresi 27.07.2004 tarihinden itibaren 1 yıldır. Buna göre yapılacak başvurular, başvuru tarihinden itibaren iki yıl içinde sonuçlandırılır.”

Görüldüğü gibi çok önemli bir yasa gerçeği var.

Dosyaları sonuçlanmayan köylülerimizin mağduriyetleri giderilecek mi?

Köylülerimizin beklentileri var. Belki ilgili resmi kurumun kapısını aşındıranlar da vardır, bilmiyorum. Ancak misal İstanbul’da ikamet eden tanıdık Batmanlılar bile beni arayıp, bu konuda sorular soruyorlar.

5233 Sayılı yasa, toplumsal ve sosyal barış için önemli bir hamleydi. Bu yasanın durumu soruluyor. Bu konudaki sorulara nasıl bir cevap verebileceğimizi gerçekten bilmiyorum.

Umarım bu konuda kamuoyuna bir açıklama yapılır. Mağdurlar adına mesele hakkında bilgi talep ettim. Duyarlılık gösterilmesi dileğimle.