Ne zaman Kasım ayına ulaşsam, Kine Em Parkı aklıma gelir. Çünkü büyük emek verdiğim ve fikri bana ait olan o parkın yapımına bir kasım ayında başlanmıştı.

Geçtiğimiz günlerde kentimiz iki önemli parka daha kavuştu. Batman Belde Mahallesinde Yaşam/Jiyan Park’ın devamı olarak yapılan ve vefat eden Hüseyin Oğuzcan adı verilen parkın açılışına katılamamıştım.

Diğer park ise İluh Deresi kenarındaki Yeşiltepe Parkı idi. Yeşiltepe Parkı alanı daha önce belediyeye ait olmasına karşın lağım suları ile sulanan ve sebzeleri piyasaya sunulan bir tarla idi. Duruma tepki gösterip, park yapılmasını istemiştim.

Batman’ın parklardan yana sıkıntılarının olduğu bir gerçektir. Halkın dinlenebileceği, teneffüs edebileceği parklar bu köşede az yazı yazılmadı…

Bu kentin mevcut parklarının hepsi Belediye tarafından çeşitli tarihlerde yapılmış ve hizmete açılmıştır.

Hem köşe yazarı, ve hem de bir çevreci aktivist olarak pek çok parkın hizmete açılmasında emeğim olmuştur.

Doğrudan ve dolaylı olarak emeğimin olduğu parkları şöyle sıralayabilirim;

EMEĞİMİZİN OLDUĞU PARKLAR…

Kine Em Parkı

Şerzan Kurt Parkı

Mele Abdullah’e Tımoki Parkı

Salih Özdemir Parkı

8 Mart Kadın Parkı

Azadi Parkı

Aram Tigran Parkı

Atatürk Parkı

Kent Konseyi Ormanı

Yaşar Kemal Kent Ormanı

Yeşiltepe Parkı

Yaşam (Jiyan) Parkı

Yaşam Parkı’nın devamı Hüseyin Oğuzcan Parkı

Yeşiltepe Parkı

Her bir parkın benim açımdan bir hikayesi vardır.

Salih Özdemir Parkı’nın eski yeri İpragaz tüp dolum tesisiydi. Kent için risk oluşturuyordu. Şelmo patlamasından sonra mücadelesini verdik, park oldu.

Şerzan Kurt Parkı’nın yeri eskiden mezbelelikti, çöplüktü. Hayvan pazarı olduğundan çevre pislikten geçilmiyordu. TPAO’ya aitti. Çevre örgütümüz adına girişimde bulunduk, belediye tahsisi yazılı talebimiz üzerine oldu.

Aram Tigran Parkı, eskiden Meteorolojiye ait arsaydı. Yıllarca kurumun taşınması ve yeşil alana dönüştürülmesini savunmuştuk. Ölüm tehditleri pahasına park yapıldı.

Kentimizin en uzun ve büyük parkına geleyim; Kine Em Parkı…

Bu parkın hikayesi çok uzun. 2001 yılından beri Batman Çevre Gönüllüleri Derneği’nin bir gönülüsü olarak Batman merkezdeki en az 40 okulda(lise, ortaokul, ilkokul) çevre konferansları veren, 1990 yılından beri çevre sorunlarını günlük yazılarla gündeme taşıyan biri olarak Kine Em Parkı’nın fikir babasıyım.

En son 3 nisan 2006 tarihinde bu köşede dönemin belediye yönetimine öneri sunmuştum. O yazımdan kısa bir derlemeyi bugünkü okurlarımın da bilgisine sunarak, yeni parkların yapılması için dersler çıkarılmasını öneriyorum:

DİYARBAKIR SUR DİPLERİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?

‘Dünyanın en eski tarihi kentlerinden birisi komşu il Diyarbakır’ı bilirsiniz. Pek çok uygarlığa beşiklik etmiş, dünyanın Çin Seddi ve İstanbul’dan sonra en uzun surlarına sahip Diyarbakır’a her gittiğimde, Batman’ımız için üzülürüm…

Diyarbakır ile Batman’ı kıyaslamak belki yanlış. Çünkü Diyarbakır’ın tarihi geçmişi 7500 yılı geçiyor. Batman ise 50-60 yıllık bir kent mazisine sahip. Elbette fark olacak.

Diyarbakır sur diplerini hiç gördünüz mü? ‘Şimdi bu da sorulacak soru mu’ diyecekler olacaktır. Elbette binlerce Batmanlı, Diyarbakır sur diplerini görmüştür. Benim esas bu soruyu sorma nedenim, sur diplerindeki yeni düzenlemelerdir. Diyarbakır kent merkezinin ortasında kalan sur dipleri için geliştirilen çevre düzenine hayran kaldığımdan, bugün bu konuya değiniyorum.

Evet, komşu kentin tarihi dokusu böyle zengin. Bir iki yıl öncesine kadar çöpten geçilmeyen Diyarbakır sur dipleri, şimdilerde birer piknik yeri konumunda. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (Sur Belediyesi de olabilir, bilmiyorum), gerçekten de çok mükemmel bir çevre düzenini kurmuş durumda. Bütün sur çevreleri yeşillendirilmiş, çimlendirilmiş. Her tarafa fidanlar dikilmiş. Yapılan çevre düzenlemesi ile yürüyüş parkurlarına yer verilmiş, her beş on metreye oturma bankları yerleştirilmiş. Ayrıca çevre tamamen ışıklandırılmış…

DEMİRYOLU ÇEVRESİNE UYARLANSIN…

Diyeceksiniz ki, Diyarbakır sur dipleri ve çevre düzenlemesinden bize ne? İşte önerim burada başlıyor; Batman Belediyesi’nin, komşu kenti örnek almasını talep ediyorum. Diyarbakır sur dibindeki çevre düzenlemesini uyarlayabileceğimiz güzel bir alan var.

Evet, Diyarbakır gibi surlarımız, yüksek bedenlerimiz yok. Ancak kent merkezi içerisinden geçen devlet demiryoluna bitişik park yapılacak oldukça geniş alanlarımız var. Özellikle Fatih ve Şafak mahallelerinden geçen demiryolunun bitişiğindeki geniş arsalar öylece atıl bekliyor. Şafak mahallesindeki eski Nevroz kutlama alanından başlayıp Fatih mahallesi üst geçidine kadarki alan, Diyarbakır sur dibi gibi çevre düzenlemesine tabi tutulursa, çök güzel bir hizmet verilmiş olunacaktır. Demiryolunun alt kesimlerindeki geniş arsalar halka ait parklar olarak düzenlenebilir. Çok yüklü masrafların yapılmasına da gerek yoktur. Yeşillendirme çalışmaları için uygun zemin vardır. Yapılacak çevre düzenlemesiyle vatandaşlara yürüyüş parkuru kazandırılabilir. Işıklandırılacak ve her tarafa banklar yerleştirilecek alan ile Fatih ve Şafak mahallesinin çehresi değişecektir. Yüzlerce aile çoluk çocuklarıyla o parklarda oturma imkanı bulacaktır. Bu konuda gerekirse kent merkezindeki bankalar ve diğer kimi kuruluşlardan başta oturma bankları olmak üzere destek istenebilir.’

Bu yazımdan sonra beni telefonla arayan dönemin Belediye Başkan Yardımcılarından Sayın İsmail Acar, “Başkan Hüseyin Kalkan sizin yazınızı dikkate aldı. Mereto'nun dile getirdiği projeyi hayata geçireceğim. Bunun için Mimar Nesrin (Suriyeli iyi bir hanımefendiydi)görevlendirildi” diyecekti. Çok sevinmiştim. Sonra yine Sayın Acar beni aradı, ekiplerin taşlandığını, başkanın projeden vazgeçeceğini söyledi. Kendisine, “Hepsini ikna ederim, kimse ekipleri taşlamayacak” diye söz verdim. Çevrede besicilik yapan aileleri park yapımı konusunda arazilerinin çok değerleneceğini, çevrenin bir cennet gibi güzelleşeceğini belirterek ikna ettim. Birkaç gün sonra ‘ekipler gelsin orada olacağım’ dedim. Belediye çalışanları ilk kepçeyi vurunca fotoğrafladım. Sayın Hüseyin Kalkan, değişik yerlerde defalarca parkın yapımında benim düşüncelerime atıf yapmıştır. Sadece o parkın kentimize kazandırılmasıyla bile çok hayırlı bir hizmete vesile olmanın sevincini yaşıyorum. Daha güzel parklar ve yeşil alanlar dileğimle.