**1954’te kurulan mili petrol şirketi Türkiye Petrolleri, geçmişte arama, sondaj, üretim, rafineri, taşıma, pazarlamada bir numaraydı. Türkiye Petrolleri’nin 1984’te kolları ve kanatları kesildi.

**Sadece arama, sondaj ve üretim faaliyeti göstermesine karar verilen Türkiye Petrolleri’nin ağırlıklı olarak sahası kuşkusuz bu coğrafyadır. Son yıllarda küçülen Türkiye Petrolleri’nin özelleştirme kapsamında nasıl bir hal alacağı da kafalarda soru işareti bıraktırıyor.

TÜRKİYE PETROLLERİNİN ÜRETİMİ
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı adı artık ‘Türkiye Petrolleri’.
Bir dönemler kamuoyuna yapılan açıklamaların “Petrol bulundu, Petrol ithalat bağımlılığımız azalıyor” haberlerinin gerisi maalesef boş çıktı.
Türkiye Petrolleri, 2000 yılların başında ülkede kuyulardan yılda 2.9 milyon ton petrol üretiyordu. Üretim zamanla 2.2 milyon tona geriledi.
Açık anlatımıyla son 10 yılda açılan kuyulardan fışkırdığı söylenen petrole rağmen üretim ciddi oranda azaldı.
Türkiye Petrolleri kuyulardaki toplam üretimin kaçta kaçını gerçekleştiriyor konusunda da net bir done yok.

RAMAN VE GARZAN’DA 7 MİLYON TON PETROL
Türkiye Petrolleri’nden önce petrol arama çalışmalarını yapan kuruluş, Maden Teknik Arama Enstitüsü’ydü.
12.01.1955 Tarihinde TPAO petrol arama çalışmalarını başladığı gündü. 
Bakın o tarihte MTA, Türkiye Petrolleri’ne neler devretmiş?
Halit Edip Özcan’ın ‘Ulusal Petrol’ kitabındaki Türkiye Petrolleri’nin kuruluş hikayesi şöyle:
“MTA, memleketin akaryakıt ihtiyacını temin gayesiyle Raman ve Garzan’da senelerden beri giriştiği petrol arama işlerini bitirerek, bulunduğu petrol rezervleri ve kurulmasını öncelik tanıdığı rafineri tesisleriyle birlikte bu sahaları 1954 yılında petrol kanunları hükümlerine göre; Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na devredildikten sonra petrol konusundaki jeolojik faaliyetini daha ziyade bakir ve yeni petrol sahalarına tevcih etmiş bulunmaktadır. Bu nedenle MTA Enstitüsü’nün 1950-54 yılları arasında yani Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın işe başladığı 16 Şubat 1955 tarihine kadar MTA, memleketin muhtelif bölgelerinde yaptığı petrol aramalarının kati neticesini iki sahada almıştır. Raman petrol sahası burada tespit edilen petrol rezervi 7 milyon tondur. Garzan petrol sahasında ise rezerv 3 milyon ton olarak tespit edilmiştir.”
Acaba Türkiye Petrolleri, geçen 62 yıllık süreçte 7 milyon ton petrol rezervinin kaçta kaçını çıkardı?

KAYNAKÇI VE BORU USTALARI BATMAN’DAYDI
Batman Rafinerisi’nin temeli 1953 yılında atılmıştı. 1954’ün sonlarında bitirilen Türkiye’nin ilk petrol rafinerisi 7.330.000 dolara mal olmuştu.
Amerika’daki Los Angeles’teki Parsons firmasında çalışan petrolcülerinden Rasim Demir, bir dönemler petrol sektörlerinin merkezinin Batman olduğunu anlatıyor;
“Batman Rafinerisi peşin parayla yapıldı. Rafinerinin inşaatında zanaatkar bulmak zordu. Özellikle kaynakçı ve borucu yok denecek kadar azdı. Çevredeki illerde bulunan bütün kaynakçı ve borucular, Batman’da toplandı. Ayrıca İstanbul tershanelerinde çalışan kaynakçı ve boru ustaları, yüksek ücretlerle Batman’a geldiler. Rafineri inşaat çalışmalarına katılmak üzere Batman’a tayinim çıktı. RPMC şirketi tüm karargahını Batman’a kurmuştu. Masraflı ve zaman kayboluyor diye hükümette yapılan ikazlar üzerine RPMC şirketi, bir süre sonra Ankara’dan Batman’a taşınmıştı.”
İşte bir dönemler petrol sektörlerinin önemli kuruluşları Genel Müdürlük statüsündeki teşkilatlarının Batman’da kuruluş hikayesi böyle...

İLK ASFALTLI YOL
1947 Yılında petrolün bulunduğu Raman dağındaki ilk yolun asfaltlanması da bir yıl sonra gerçekleştirilmiş.
İlkel koşullarla 20 kilometrelik Batman-Raman yolu asfaltlandığı tarih ise1948. O dönemin işçileri ne şartlarla yolu asfaltlamışlar?
Kara altının ilk bulunduğu Raman-8 kuyusunda petrol fışkırınca; o petrolü stoklayacak ne tank varmış ne de depo.
Maden Teknik Arama, teneke ve varil fabrikasını Batman’a satın almış.
1949 Yılında Sümerbank’tan satın alınan varil fabrikasının öyküsü de şöyle;
“Rafineriden istishal edilen maddelerin sevki için lüzumlu varil ihtiyacını karşılamak üzere 1949 yılında Sümerbank’tan satın alınan varil fabrikası Batman’a nakedilmiştir. Bu fabrika ayda 35 bin adet 42 galonluk varil imal edebilecek kapasitededir. Bu nedenle Rafineri mahsullerinin memleket için sevk ve irsaliye işinde büyük bir sorunu ortadan kaldıracaktır.”

YAKITA TALİPLİ BÖLGE İÇ ANADOLUYDU
Batman Rafinerisi’nin eski Müdürlerinden Hasan Göker, o dönemler Rafineride üretilen yakıta talipli olan tek Belediye’nin Konya Belediyesi olduğunu anımsatıyor;
“Pilot Rafineriden ham benzin çıkıyordu. Çok düşük oktanlı bir benzindi. Jeep gibi bazı araçlarda kullanılıyordu. Bir miktar gaz yağı da çıkardı, motorin de. Bunlar çok azdı. Arta kalan fuel-oil ve asfalttı. Bu ürün varilenip satılıyordu. Kalanlar ise açık havuza dökülüyordu. Açık havuz göl gibi olmuştu. Büyükbaş hayvanlar petrolün parıldamasından bunu göl sanıp su içmeye geldiklerinde içine gömülüyorlardı. Sonra akıllı bir Belediye çıktı. Konya Belediyesi tonu 15 liradan aldı. Konya, tüm yollarını bu asfalt sayesinde yaptı. Akıllı olanlar yollarını yaptılar. Güzel bir asfalttı. Ekonomiye katkısı çok oldu. Bazı çalışanlarımız ,elbisilerini askıya takıp benzin tankları içine daldırıp asarlardı. Kuru temizleme yapsın diye. Bunun için tankın içine özel askı yeri yapmışlardı. Şaşırıp kalmıştım. Pratik bir buluştu.”
Kısacası; petrolün başkenti Batman’da petrolcülerin o fedakarlıkları o pratik buluşların şimdi anılarda kaldı. O anılar öksüz kalmasın diye arada sırada kara altının öyküsünü siz değerli okurlarla buluşturuyoruz.