Dünden devam

Halk arasında ‘Kapıcılar’ olarak isimlendirilen emekçilerle ilgili olarak daha söylenecek çok sözüm var. Çünkü bunlar mahrum sınıfa dahildirler…

Bakınız, burada ‘mahrum sınıf’ dediğimde, ötekileştirilmiş, hakları yok sayılmış, hukuken güçlü olmayan, hakkını arayamayan, ezilen, sömürülen, köle düzeni gibi karın tokluğuna çalıştırılan her kesimi kast ediyorum…

Kapıcılar da mahrum sınıftandır. Çünkü bu emekçilerimizin sorunları saymakla bitmez. Sahipleri, destekleyenleri yoktur. Bildiğim kadarıyla şu anda örgütlü de değiller…

Vicdanlara bir kere daha seslenmek istiyorum. Batman’ımızda yüzlerce apartman bulunuyor. Apartmanların çoğunlukla bodrum katlarında yaşam süren kapıcı ailelerin sıkıntılarının farkında değiliz.

Dün de ifade etmiştim; kapıcıların çoğunun sosyal güvencesi bulunmuyor. Yani, çoğunlukla sigortasız çalıştırılıyorlar…

Kapıcılara komik ücret veriliyor…

Kapıcılar her türlü işe koşturuluyor…

Kapıcılar örgütlü değil, çünkü bir sendikaları bulunmuyor…

Şu gerçeği herkesin kabul etmesi gerekiyor: Kapıcılar eğer düşük ücretten yakınırsa, kendilerini kapı önünde bulacaklardır…

Onların haklarını savunan bir kurum ve kuruluş yok…

Değerli Okurlar, dünkü yazımda uzun yıllar önce bir kapıcı tarafından bana verilmiş mektuptan söz etmiştim. Mektup, dönemin Çevre ve Orman İl Müdürlüğüne hitaben yazılmıştı. O mektup yıllar öncesine ayna tutuyordu. Ancak günümüzde de geçerliliğini koruduğunu gördüğümden bilgilerinize ve ilgililerin dikkatlerine sunuyorum:

DÜŞÜNDÜREN MEKTUP…

“Kapıcılara yönelik olarak hak ve hukuk ihlali yaşandığında başkaları için işlem yapılmıyor, ama kapıcılar olarak hakkımızı aradığımız zaman suçlu hep bizler oluyoruz. Bize açıkça üvey evlat muamelesi yapılmaktadır.

Niye?

Bizim sahibimiz yok. Bu insanlara sahip çıkan hiç kimse yok. Bir derneğimiz kuruldu ama devlet tarafından derneğimize yardım olunmuyor.

Sosyal haklardan mahrumuz. Her sene bir kriz geliyor. Bizim güvencemiz yok. İşten çıkarılma korkusu ve endişesi yaşadığımız için hakkımızı arayamıyoruz.

Hakkını arayan kapıcının işine son veriliyor, nasıl olsa onların yerine çalışacak çok işsiz var…

Kapıcının hak, hukuk yasal ya da herhangi bir güvencesi yok. Sigortasız çalıştırılan nice arkadaşlarımız vardır. Hakkını aradığı için kapı dışarı edileceğini bildikleri için korkuyorlar. Hava kirliliği üzerinde ne kadar konuşursak da nafiledir. Hava kirliliği için mücadele verilse de birileri kaçak kömür, kaçak fuel oil kullanacaktır. Buna itiraz eden biz kapıcıları bekleyen tek şey, işsizler kervanına katılmaktır. O nedenle susuyoruz.

Batman resmen toz duman içinde, ciğerimiz yanıyor, ama ucuz kömürün canı sağ olsun. Olan bize oluyor. Genç yaşta hepimiz hastalanıyoruz. Sayın Valimiz ve yöneticilerimiz bizim sesimizi duysun istiyoruz. Saygılarımla. Bir Kapıcı”

Mektup böyle. Sosyal güvencesiz çalıştırılan bu emekçilerin hak ve hukuklarını savunacak bir merci var mı?

Böyle bir mercinin olması gerekmez mi?

Bu emekçilerin haklarını ve hukuklarını savunan, koruyan, kollayan bir kurum varsa, hangisidir? Bu kurum emekçilerimiz için hangi çalışmalar yapmış, hangi hizmetleri sunmuş? Varsa belgelerini kamuoyuna arz edeyim.

Apartmanlarda, sitelerde, plazalarda oturan insanlarımız, kendilerine hizmet eden bu mahrum sınıfı ne kadar gözetliyorlar?

Misal, yıllar önceki toplantıda konuşan bir kapıcı, “Silopi ilçesinde bile kalorifercilerin duş kabinleri var. Batman’da kapıcıları düşünen yok” demişti. Kaloriferli binaların kapıcıları için gerçekten bu hizmet veriliyor mu?

Bu kentte en az iki bin dolayında kapıcı var. Bu iki bin aile demektir.

Ailelerin ortalama nüfuslarının beş olduğunu varsayın. On bin insanın haklarından, hukuklarından söz ediyorum.

Genel seçimde bizleri yönetmeye aday olanlara soruyorum; bu on bin insan için ne düşünüyorsunuz?

Bu mahrum emekçiler için bir çalışmanız var mı?

Bu emekçileri ajandanızın bir yerine not etmeyi düşünür müsünüz?

Yine geçmişe ait yazımdaki eleştirilerime döneyim;

Bu kenti şimdiye kadar yönetenler maalesef bu konuda bir çalışma yapmadılar. Gelmiş geçmiş Belediye Başkanlarımız bir gün olsun kapıcılarla bir toplantı düzenlemiş olsalardı, burada gururla o başkanı savunacaktım.

Kapıcıların sosyal güvencesiz şekilde çalıştırılmasına ilgili kurumların seyirci kalmaması gerektiğine inanıyorum. Sosyal Sigortalar İl Müdürlüğü’nün(Bugün herhalde SGK) bu konuda etkin olması gerekiyor. Bu çilekeş insanlarımızın mağduriyetlerinin görülmesi lazımdır.

Apartman yöneticilerinin de bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Düşük ücretle ve sosyal güvencesiz şekilde çalıştırılan insanlarımız gerçeği kendilerini de müteessir etmelidir. Bir vicdani sorumluluk gereği bile olsa, bu insanlarımızın sorunlarını önemsemelidirler.

Kentteki tüm apartmanlarda görev yapan kapıcılar için ortak bir havuz oluşturulabilir. Örneğin tüm binaların envanterleri çıkarılır ve kapıcıların kimlikleriyle kayıt altına alınırsa, ortak havuzda toplanacak paralarla hepsine düzenli maaş verilebilir, sosyal güvenceleri de sağlanabilir. Yaklaşık iki bin ailenin sosyal güvenceden mahrum şekilde çalıştırılmasından duyduğum rahatsızlığı ifade ederken, yetkilileri duyarlı olmaya çağırıyorum.